Gürhan Gürses

Gürhan Gürses

Baba Bana Ekmek Al

Baba Bana Ekmek Al

Fakat hepsinin üzerinde TOK karnına yazıyordu.”

Açlık sorunu ciddi manada tehlike işaretleri vermeye başlayan Afrika’daki insanlar için bir şeyler yapmalı geride kalanlar. Ramazanı şerif onların halini idrak edebilmemiz için çok ama çok önemli… Ne olursa olsun dini dili rengi bütün insanlık onların açlığını bastırabilecek, yok edebilecek çözümler üretmelidir.

Bir tanka ayrılan para ile kaç Afrikalı aç çocuk doyurulur? Bir savaş uçağına ayrılan para ile kaç Afrikalı çıplak çocuk giydirilir? Bir savaş gemisine harcanan para ile kaç hasta Afrikalı çocuk iyileştirilir?

Hesap ortada, ayan beyan insanlık açlıkta…

Bir fitreni gönder Afrika’ya… Kaç midesi yaralıya fitil olsun. Bir iftarlığını gönder Afrika’ya… Kaç zamandır aç olan bir yaşlıya soluk olsun. Bir sahurluğunu gönder Afrika’ya… Gözlerine renk gelsin bir kez bile olsa! Zekâtını gönder Afrika’ya… İnsanlık ölmemiş densin. Sadakanı gönder Afrika’ya… Aç gönlün doysun.

Gönder ki tok açın halinden anlamış olsun.  Gönder ki akbabalar açlıktan ölmek üzere ola Afrikalı bir çocuğun bedenin başında onu yemek için beklemesin.

Açlığın sömürüsü olmaz. Açlığın dalgası olmaz. Açlığın Hıristiyan’ı Müslüman’ı olmaz.

Beyazı siyahı hiç olmaz.

Açlık maddenin tesiri altında hükmedenlerin yaratmış olduğu bir dünyada, sömürünün hâkimiyet kurduğu ve ülkeleri bir vampir gibi emdiği bir yüzyılda bütün insanlığın ayıbıdır.

Oruç önemlidir; empati kurabilmek adına… Onları daha iyi anlayabilmek adına… Yüce rabbim açlıkla sınamasın toplumları, yoklukla test etmesin bir daha…

Yiğit Karan usulca yanaştı yanıma… Mavi gözlerinde bir sevinç ve yüreğinde heyecanla “Baba” dedi “bana oruç al ben de tutacağım.” dedi… Afrikalı bir çocuk geldi aklıma… Kara gözlerinde bembeyaz bir umut ve sözlerinde Abı Kevser hasretiyle “Baba bana ekmek al ben de ekmeği katıksız yiyeceğim” diyen…

“Oruç alınacak bir şey değil!” dedim Yiğit Karan… Afrikalı çocuğun babasını hayal ettim kara teninde bin bir yara, kırılacak bir dala benzeyen ellerinde bir çaresizlikle: “Ekmek öyle kolay alınabilecek bir şey değildir oğlum!” Kara gözlerinde kapkara bir hüzün, kocaman yüreğinde kocaman bir yokluk.

“Baba ben hiç oruç görmemişim” dedi Yiğit Karan saf ve masumane... Afrikalı çocuk geldi dile yine: “Baba ben hiç ekmek görmemişim” diye… Bir çift mavi gözden bir çift kara göze bağ kurdum hemen. Umut olsun istedim bu satırlar, ışık olsun istedim, kapı açsın ve pencere olsun diledim.

Güldüm ve yanıtladım: “Oruç görülebilecek bir şey de değildir” Yiğit Karan… Afrikalı çocuğun babası konuştu hemen; sesi kısık, rengi soluk, kolu kanadı kırık: “Ekmeği ben bile görmedim çocuk sen nasıl göreceksin? ”diye…

Bir güzel ağladım halime…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Gürhan Gürses Arşivi