Abdullah Güdendede

Abdullah Güdendede

Bebeğinizin Yürümesi Hayal Mi?

Bir bebek doğduğu anda hiç kimse onun yürümesini beklemez. Herkes bilir ki bir bebek doğar doğmaz yürüyemez. Onun yürümesi için zaman geçmelidir. Fiziksel olarak ve zihinsel olarak olgunlaşması gerekir. Aylar geçerken bebeğin fiziksel olarak nasıl ilerlediğine tüm aile fertleri şahit olurlar. O öylece bırakılan yerde duran küçücük yavrucak her geçen gün hareketlenmeye başlar. Vücudunun kontrolünü eline alması öyle kolay değildir. Zaman geçtikçe vücudunun bir bölgesini daha kontrol altına alarak gelişimini tamamlamaya çalışır. Bu yaratılışta insanoğlunun genetiğine işlenmiş bir özelliktir. Yürümekse her yönüyle insan için gerekli ve faydalı bir aktivite olarak gün geçtikçe değeri artar hale gelmektedir.

Bir bebeğin büyüme ve gelişmesi belirli evrelerde gerçekleşir. Zaman olarak çok farklılık göstermez. Müstesna durumlarsa olabilmektedir. Gelişme ve büyüme gelişme basamaklarının biraz önünden giden ya da gerisinden gelen çocuklar olmaktadır. Bazen gelişim basamaklarından birini atlayıp öne geçenler bile oluyor. Bunlar alt basamakta kalan gelişim basamağının tamamlanması durumunda sorun oluşturmaz. İlk zamanlar baş kontrolünün sağlanması gelişim basamağına atılan ilk adımdır. Bebek baş kontrolünün farklı pozisyonlarda sağlanmasıyla dönmeleri başarmaya çalışır. Bir süre sonra gelimine oturma pozisyonunda bağımsız olarak durarak yeni bir basamak daha eklemiştir. Artık dünyayı farklı şekilde algılamaya başlamıştır. Yüzüstü ve sırtı üstü yatarak tanımaya çalıştığı çevresini kendi iradesiyle oturarak farklı bir düzlemde görmeye ve algılamaya başlar. Oturmaya gelme ve sonrasında yüz üstünden sırtüstüne dönmesi hareket kabiliyeti için güzel bir zemin oluşturur. Emeklemek artık onun için çok özel bir hal alır. Fıtratı gereği emekleme gelişim basamağının en heyecanlı kısımlarından birini oluşturur. Artık gördüğü her şeye daha kolay ulaşma imkânına kavuşmuştur. Ailelerin bebeğin kendine zarar verecek şeyleri ortadan artık sürekli kaldırmaya başladığı bir dönemdir. Zihinsel gelişimle bedensel gelişimin öneminin ortaya çıktığı bu kademe zararsız atlatmak gerekir. Tutunarak ayağa kalkmalarla kendini sınama dönemi başlamış olur. Buraya kadar olan basamaklar bağımsız oturma, dönmeler, sürünme ve emekleme yürüme için gerekli alt yapıyı oluşturur. Daha sonra ayakta durma dengesi ve bağımsız yürüme şeklinde devam eder. Bu gelişim devam ederken denge ve koordinasyonda artarak yaşam devam eder.

Yürümenin insan için bu evreden sonra ayrı bir yanı vardır. Tedavi edici etkisi, psikolojik olarak etkisi, hastalıklara karşı koruyucu etkisi ve hayatı kolaylaştırıcı etkilerindendir. Allah c.c. bize sunduğu yürüme nimeti hayat boyunca kaybetmeden kullanmamız gereken bir fonksiyonel düzeydir. Yürüyememe durumunda vücutta çoğu hastalık için zemin oluşur. Psikolojik olarak insanın etkilenmesi ise kaçınılmaz hale gelir. Bunun yanında yaşam zorlaşmaya başlar. Bu konuda daha uzun uzadıya yazılabilir. Ancak biz şu sorunun cevabını arayacağız; yürümek hayal mi? Kendi fıtratımız gereği başlattığımız yürüme aktivitesi bazı hastalıklar sonucunda kaybederiz. Bunun diğer bir şeklide doğumsal ya da doğumdan sonraki hastalıklar yüzünden yürüme problemi olur. Burada fizik tedavi ve rehabilitasyon tekrar yürümek ya da yürümeye ilk kez başlamak için günümüzün uzmanlık alanıdır. Fizyotepist meslek grubunun en çok çalıştığı hastalık kategorisi de yürüme üzerinde tedaviler üzerinedir. Tedaviler sonucu tekrar yürüyen ve ilk kez yürümeye başlayan o kadar çok hasta oluyor ki onların mutluluğu ile tedavisini yapan fizyoterapistin sevinci birbirine karışır.

Teknoloji, sağlık alanında yürüme problemleri olan hastaların bu sorununu ortadan kaldırmak için yeni icatlar geliştirmek için çok iyi kullanılıyor. Bütün bunlardan daha önemlisi ise fizyoterapi manuel tekniklerle tedavide hayli yol aldı. Manuel olarak yapılan tedavilerden sonra teknolojisinin imkânlarından da yararlanılarak hasta için en iyi tedavi imkânı sunulmaya çalışılır. Hastanın kendi motivasyonunun da katkısıyla yürümek hayal olmaktan çıkıp ulaşılabilir bir hedef halini alır.

Bu yazı toplam 1862 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.