Davutoğlu rüzgârı esti

     Kongrede Sayın Cumhurbaşkanımızı zaten biliyoruz ve tanıyoruz. Merak ettiğim Sayın Davutoğlu idi, ne anlatacak, ne konuşacak ve salona hakim olacak mı diye konuşmasını bekledim. 1 saat 10 dakika süren konuşmayı nerede ise tamamen dinledim. Şu kanaate vardım, Sayın Erdoğan yerine emanetçi değil kalıcı Genel Başkan bırakmış.

     Zaten Sayın Cumhurbaşkanı da Davutoğlu’nun emanetçi olmadığını söyledi. Dinlediğim Davutoğlu’nun donanımlı ve liderlik vasfı olan bir siyasetçi. Hiçbir surette Sayın Erdoğan’ı aratmayacağı gibi uzun yıllar ülkeye hizmet edecek bir siyasetçi olduğunu kongredeki konuşmasında ortaya koydu. Halkında beklentisini karşılayarak umut vadetti. Konuşmasından beğendiğim bazı bölümlerini özet olarak sizlerle de paylaşmak istiyorum:

       "Alemlere rahmet olarak gönderilen sevgililer sevgilisine selam olsun. Onun gül kokusunu bu diyarlara getiren Ebaili Ensari'ye selam olsun. İçinde bulunduğumuz başkentimiz Ankara'nın manevi mimarı ve kadim payitahtımız İstanbul'un Fatih'inin hocası Akşemsettin'in hocası Hacı Bayram-ı Veli'ye selam olsun. Aşkımız piri Mevlana'ya, piri Ahi Evran'a, erkânımızın piri Hacı Bektaş-ı Veli'ye selam olsun. Gönül dilimizin pirleri Yunus Emre'ye, Ahmed-i Hani'ye selam olsun. Zamana selam olsun. Bundan tam 943 yıl önce, bir 26 Ağustos sabahı etrafındaki Türk, Kürt, Zaza, Arap ve diğer Anadolu kavimleriyle Anadolu'ya yürüyen Alparslan Gazi ve yiğitlerine selam olsun. 

     "Son 12 yıl içinde kazanılan özgüvenimizi, 2013 yılında hedef ettiler. 2013 yılındaki gezi olayları, 17 Aralık ve 25 Aralık kumpaslarının en büyük hedefi millete kazandırdığımız bu özgüveni yıkmaktı. Çok şey söylendi, dediler ki 'bunlar rüya görüyorlar, ütopikler, hayal görüyorlar, yapamayacağımız hedeflere yürüyorlar.' Doğru biz bir rüya görüyoruz, yeni bir Türkiye rüyası görüyoruz. Bu rüyayı göremeyenler utansın. Bu rüya için ayağa kalkamayanlar, özgüven gösteremeyenler utansın."

      "Tarihdaşlığımız korunacak, kaderdaşlığımız korunacak, eşit vatandaşlık hukuku daima önde ve temel ilke olarak benimsenecek. Aynı şekilde bizim için mezhebi bir tavır söz konusu değildir. Alevi kardeşlerimiz, Sünni kardeşlerimiz eşit vatandaşlar olarak bu toprakların asli unsurlarıdır ve asli unsurları olarak kalacaktır. Onların inanç özgürlüğü, fikir özgürlüğü, düşünce özgürlüğü bize emanet edilmiş bir görevdir. Türkiye'de düşünce özgürlüğü, inanç özgürlüğü, ifade özgürlüğü, girişim özgürlüğü, AK Parti Hükümetlerinin teminatı altındadır. Hiç kimse bu özgürlükleri ihlal edemez, edemeyecek" dedi.

    "Şimdi de bir kez daha söylüyoruz. "Türkiye'de düşünce özgürlüğü, inanç özgürlüğü, ifade özgürlüğü, girişim özgürlüğü, AK Parti Hükümetlerinin teminatı altındadır. Hiç kimse bu özgürlükleri ihlal edemez, edemeyecek. Ama her özgürlük de bir sorumluluk getirir. Basın ifade özgürlüğü basın ahlakını gerektirir. Girişim özgürlüğü meşru ve helal rızık arayışını gerektirir. İnanç özgürlüğü yine inançlara saygıyı gerektirir. Biz özgürlükleri yeni bir ahlaki formasyonla buluşturacağız."

      AK Parti iktidarının en büyük devriminin 'milli irade' olduğunu, daha önce iktidara gelen hükümetlere 'siz yol, baraj, altyapı çalışmaları yapın' denildiğini aktaran Davutoğlu, başbakanların baraj ve yol kralı ilan edildiklerini anımsattı. Davutoğlu, şunları kaydetti:

      "Ama zinhar güvenlik alanına, istihbarat alanına, dış politikaya, makroekonomik ilişkinin uluslararası boyutuna girmeyin. O devlet meselesidir' denilmiştir. Sanki devlet ile hükümet ayrı mevkilermiş gibi. Sanki devlet ile hükümet birbirine alternatifmiş gibi. Ama AK Parti iktidarında her mesele o yetkiyi alan hükümet tarafından ve Sayın Başbakanımız tarafından kullanıldı.

    Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) seçimlerinin 12 Ekim'de yapılacağını hatırlatan Davutoğlu, HSYK seçimlerinin Cumhurbaşkanı seçiminden daha önemliymiş gibi bir hava estirildiğini söyledi.

     "Ama birileri şöyle düşünüyorlar ve diyorlar ki, 'Eğer bu seçimlerde geçmişte olduğu gibi kendi otoritemizi kurarsak, yaptığımız çalışmalarla tek bir fikre, düşünceye ya da çevreye ait HSYK oluşturursak, bu HSYK milletin seçtiği siyasi irade üzerinde Demokles'in Kılıcı gibi durur. Hiç heves etmesinler; hiçbir kılıç milletin iradesinden daha güçlü değildir. Hiçbir güç milletin iradesini aşamaz. Bir kez daha buradan HSYK seçimlerine girecek vicdan yüklü, yüreği adaletle çarpan yargı mensuplarına sesleniyorum. Yargının tek bir mahfil ve çevrenin otoritesi altına girmesine izin vermeyin. Böyle bir durum olursa en önce siz mağdur olacaksınız. Bütün kesimlerin temsil edildiği, her kaygının paylaşıldığı, ola ki farklı siyasi görüşler varsa ki bu yargıya taşınmaması lazım, o görüşlerin ve adalet anlayışlarının da kendini temsil imkânı bulduğu bir HSYK oluşmalıdır. Onun için 12 Ekim HSYK seçimlerine zinhar, olması gerekenden fazla bir önem atfedilmemelidir. Ümit ediyoruz ki vicdanına güvendiğimiz yargı mensuplarımız böyle bir oyuna, tuzağa izin vermeyeceklerdir."

Bu yazı toplam 1331 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.