Abuzuddin Kılfırça

Abuzuddin Kılfırça

Eskiden halvet…

Akşam oldu hiyacan dorukta…

Iraz’ımla gerdeğe girecek, baş başa galacağız…

Sadıçla yatsı namazını gılmaya gittim.

Ne yalan söyleyim gençken pek namazda yüzüm yoktu. O yüzden sünnet ve vitirlerde camide en arkaya durdum. Sağdıça bakarak namaz gılayım Didim. Meğer o da namaz gılmayı bilmezmiş gıl gıl bitmez… Millet tespih çekti bitirdi biz sağdıçla hala gılarız Ali Efendi Hoca baktı bizim namaz bitmeyecek haydi bitirin gayri didi de namazı bitirdik. Evde iki rekat şükür namazı gılacağız bu kez de heyecandan onu da gılamadım mı!

Neyse Iraz’ımla gavuştuk…

Tabii bizim Iraz zor bir avrattı.

Irahmetlik gara nenesi nirden dimiş “Aman gızım öyle herifle çok yatan avrat iyi olmaz, er avradı değil ev avradı ol” diyi…

Bizim avrad bunu diline dolamış ikiye bir söyler durur…

Yav avrad boşla şu boş lafı disemde çare olmadı…

Bizim ki öyle bir avraddı ki belledi mi, bellerdi…

Eskiden güzün buğdayı satar evin gayıtını görürdük, halva, ziytin, salça, guru üzüm, guru fasülye, çay, şeker nirdeyse bir senelik alınır….. Çocukların, avradın gıyafetlerini alırdık.

Iraz’a bir buluzluk, gışa iyisinden bir derby gara lastik, yaza naylun ayakkabı…

Bir de guzum esgiden çöğen halvalar olurdu… Canınız ummasın yufga ekmeğe dürdün mü dünyalar benim olurdu…

Neyse yavrularım birgün hastayım. Hava ısıcak mı ısıcak ona rağmen goyuna gidecem bizim avrat yoluma ne goysa beğenirsiniz.. halva…

Eve gelince, Ya avrad bu ısıcakta, hasta halimle halva da yinir mi? Diyi Didim. Ha dimez olaydım..

Ölene gadar bana doya doya halva yidirmedi, sofraya oturuz başlar, “Abuz halva yimez… Abuz halva yimez” ben de tek sussun diyi yimezdim. Sofradan bu galktı mı ağzıma basardım halvayı…

İşte böyleydi guzum…

Tabi esgiden halvete girmekte zordu.

Onun için üç ayrı gücü bertaraf etmen gerekti…

Guzum birisi dışarıdaki gomşular…

Onlar uyumadan öyle çok diggat çekmeyecen… sonuçta yerden penceresinde telis çuvalın perdeliğini yaptığı evlerdi…

İkincisi ev içindeki güçlere yakalanmayacan…

Özellikle Perşembe gününe diggat edecen…

Ev içindeki grubu da ikiye ayıracan birincisi ev içinde olanlar ikincisi oda da olanlar…

Yavrularım esgiden şimdiki gibi şofben vs ne gezer…

Şimdi olsa bu sakalımı yıkamaya yitmeyecek suyla, mesala bir ıbrık suyla çimdiğimiz olurdu.

En güzel çimme aracı böyüğünden bula bilirsen liyençe…

Önce gidecek 50-60 metreden guyudan eşşek ya da atla gışın soğukta, yazın sıcakta aylan çekecen.

Daha sonra eve getirdiğin suyu ibrik ya da güğümle ocakta avrat ısıtacak onunla da çimecen…

Ev de diğer güçlere yakalanmayacan…

Yani ilti, ganyana vs’ye su getirirken yakalanmayan gelin bu işi bilendir..

İş bununla mı bitti…

Esgiden çocuklarla aynı oda da yatılırdı genelde…

Düşün senin sekiz çocuğun var, hedef 9’uncusu…

Sen onların hepsinin tek tek uyumasını bekleyecen…

Hele guzularım benim başımın belası bir gızım vardı…

Giceleri nöbetçi gibi beni beklerdi mübarek, gelin oldu da gurtulmuşdum…

Bizim gız uyudu mu diyi… Yanına varırım… Nefesini dinlerim uyumuş…. Hatta bazen gontrol iderim gızım gızım diyi uyandırmaya çalışırım. Uyanmaz…

Af buyurun tam Iraz’a meylettim mi bir ağıt goparır sormayın gitsin.

İşte yavrum esgiden herşi bir sıkıntıydı.

Bu dedeniz için daha da zordu…

Guzum şimdikilere ne var ırağbet azgını yavrum yavrum…

(devam edecek….)

Bu yazı toplam 2813 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum