Abuzuddin Kılfırça

Abuzuddin Kılfırça

Futbol insanları uyutan bir afyondur!

Bu satırların yazarının futbol merakı üst seviyededir, öyle ki Tanjulu, Rıdvanlı milli takımın 90’lı yıllarda maçlarını izlerken cenk eder gibi heyecanlanır dua etmekten maç izleyemezdi.

Şimdi ise o çok sevdiğimiz futboldan da bizi soğuttular…

Eskilerin ifadesiyle “oturduğu ahır sekisi, söylediği İstanbul türküsü” sözünün hayat bulduğu bizim gibi garibanların hakkını verdiği iki kulvar var… futbol ve siyaset…

Futbolda da ülke gerçeklerinden tamamen uzak futbolculara ödenen primler, teknik direktöre ödenen maaş, bilmem federasyon ve TRT tarafından mevcut şampiyonaya götürülen kişi sayısı vs… gibi unsurlar insanı toptan da soğutuyor, spordan da…

Milli takım Teknik Direktörü’nün aylık maaşı 900 Bin TL gibi bir şeymiş.

Yani eski parayla yıllık 10 Küsur trilyoncuk…

Avrupa şampiyonasına katılmak için 1,5 Trilyon TL priminden nasibini almayan bazı futbolcular kazan kaldırmış, ilk iki maçta takımın sahada ruh gibi dolaşmasında en büyük etken buymuş…

TRT ve Türkiye Futbol Federasyonu tarafından Avrupa Şampiyonasına götürülen misafir sayısı bilmem turnuvaya katılan kaç Avrupa ülkesinin toplamından fazlaymış vs…

Turnuvalar ülkeler arasında kaynaşmak için önemli bir organizasyon, sporsever için güzel bir ziyafet…

Futbolcu için ise milyonlarca dolarların döndüğü sektörde kendisini göstereceği çok önemli bir organizasyon…

Yani işi tersine çevirsek yavrularım, hani Eskil’deki turnuvaya katılmak için takımlar ücret ödüyor ya, eğer böyle bir turnuvaya katılmakta futbolcu için paralı olsa, emin olun bugün prim için sahada ölü toprağının altında gezen ruhlar, aldığı o primden daha fazlasını vermeye hazır olur çünkü böyle bir pazarı, festivali, şenliği kim kaçırmak ister?

Ama bizim gibi geri kalmış toplumların gücü parasına yeter ve bizden ekonomisi kat kat iyi olan Almanya’nın Avrupa Şampiyonu olması halinde vereceği primden daha fazlasını turnuvaya katılıp ilk iki maçında 4 gol yiyip 0 çeken oyunculara veririz.

Ve 73 milyonun onların ayağından çıkan meşin yuvarlağa odaklandığı bir toplumda sahaya çıkan ay-yıldızlı formayı giyenler prim için büyük tartışmalar yaşamış.

Ve insan mutsuz olduğunda sorgulamaya başlar de mi?

İşte bizden çıkan tablo karşısında sorgulamaya başlıyoruz.

Madem bu ülkede milli takımı çalıştırmanın bedeli yıllık 10 Trilyon TL, turnuvaya gitmenin ki 1,5 Trilyon TL

İşte o kutsal ay-yıldızlı formayı terletmekten imtina edenlere ödenen bedel bu, peki o ay-yıldız için vatan için canını, kanını son damlasına kadar vermenin bedeli ne?

Gazi polis eşini, 4 yaşındaki çocuğunu, anasını, babasını sevenlerini geride bırakarak henüz 31 yaşındaki hamile olarak şehit olan Şerife Özden Kalmış’ın şehit olmasının bedeli ne?

 “Benim babam hangisi?” diye tabutlara koşan 8 yaşındaki o kız çocuğunun o yaşadıklarının bedeli ne?

Evlatlarını, sevdiklerini, babalarını şehit veren o gözü yaşlı anneler, babalar, eşler, kardeşler, çocuklarının dünyasının kararmasının bedeli ne?

Gözünü kırpmadan çatışmaya giren, aylarca sevdiklerinden, ailesinden uzak kalan kader birliği ettiği arkadaşını kaybeden asker ve polisin yaşadıklarının bedeli ne?

Çatışmalarda gazi olan ve birçok organını kaybeden o gaziliğin bedeli ne?

Ancaksahaya çıkıpta o pazarlık yapanlar, milyonlarca gencin örnek aldığı bir takımda onların yerine Ramazan Orucunu biz tutarız diyen, devletin televizyonunda bir profesörün yorumuna bile tahammülü olmayan bir ortamda dedeniz son yaşananlardan sonra iki grubu bir kez daha kıyaslıyor ve çoğu zaman adının önünde Türk Milli olan (ve bir çoğunun asla hak etmediği) o futboldan buz gibi soğuyor…

Ve kendi kendine o sözü söylüyor…

Türkiye’de futbol birilerin vole vurduğu! ve toplumu uyutan bir afyondur!

Bu yazı toplam 4703 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum