Dr. Ünzile Girişgin

Dr. Ünzile Girişgin

Gebelikte Anne Adayının Psikolojisi

Hamilelik süreci kadınların hayatının en farklı, en özel süreci sayılabilir. Annelik hormonu dediğimiz Proloktin hormonunun salınımında hızla artışla birlikte bebek taşıyan kadının psikolojisi bir anda değişir ve tüm benliği ile birlikte bebeğine odaklanmaya başlar. Bazı gebelerde kaygı ve korku hakimken bazı gebelerimiz de mutluluk, neşe, gayret duyguları hakim hale gelir.

Gebelikte yaşanan en büyük korkular neler?

Gebelik korkuları başlıca; ‘bebeğe kötü bir şey olacak, bebeği kaybedeceğim ya da bebeğim ya özürlü olursa bununla nasıl baş ederim’ şeklinde bebeğe ait korkularla birlikte  ‘ya bu bebeği taşıyamazsam ya bu bebeği normal yolla doğuramazsam ya sezaryen olursam anesteziden uyanamazsam, uyumayıp belden uyuşturulurken felç kalırsam, bel fıtığı olursam ya ölürsem bebeğim annesiz kalırsa’ gibi gebenin kendisine ait korkular şeklinde tecelli ediyor.

Annelik dürtüleri kadınlar arasında farklı seviyelerde yer tutuyor. Çok aşırı evhamlı anne adaylarımız neredeyse her hafta bebeğini ultrason ile görmek, kalp atış seslerini işitmek ve benim ağzımdan bebeği ile ilgili güzel cümleler işitmek istiyorlar. ”Portabl ultrason cihazı olsa da sabah akşam bebeğime baksam.” diyen anne adaylarımız var. Bazı gebeler ise tersine çok duyarsız olabiliyor. Günde yarım paket, bir paket sigarasını içmeye devam ediyor. Kesinlikle bal, pekmez, yumurta, et yediremiyorsunuz. Elinde kalori cetveli doğum sonunda bebek çıktığında 38 beden kalmalıyım diyen gebeler de var.  Bu gebeler ancak 2000-2500 gram bebek dünyaya getirebiliyorlar. Bebeğini emzirmek istemeyen annelerle karşılaşabildiğimiz gibi kız doğurduğu için bebeğini eve götürmek istemeyen anneler de çıkabiliyor.

Tarihi dokumuza, sosyal kültürümüze baktığımızda annelik ulvi bir duygu ve ibadet telakki edilen bir emek. Türk kadını dendi mi annelik, özveri, sevgi, inanç ve ahlak eğitimi akla gelir. Son yıllarda gebelik, doğum ve annelik süreci kadınlarımızı çok korkutmakta olup olabildiğince doğurganlıklarını sınırlamaktadırlar. Hayatımızdaki öncelikler değişmiştir. Güvensizlik, gelecek kaygısı, eğitim sorunları anne olmayı tekrar takrar düşündürür hale getirmiştir.

Sağlıklı hamilelik süreci nasıl olmalı?

Sağlıklı bir hamilelik süreci için anneliği istemek şarttır. Bir bebeği arzulamak ve içten benimsemek gerekir. Hamilelik sıkıntılarına sabretmek ve geleceğe ait endişelerden kurtulmak için de tevekkül etmek şarttır. Bazı anne adaylarımız çok rahat bir hamilelik ve doğum gerçekleştirirken bazı anne adaylarımızın hamilelik süreci sürekli yatarak, sürekli ilaç tedavilerine ihtiyaç duyarak geçer. En nihayetinde hamilelik zorda geçse kadınlarımız için güzel bir süreçtir. Bebeğinin kalp atışlarını duyan, hareketlerini hisseden çoğu annemiz “Aman doktor hanım bebeğime bir şey olmasın da ben her şeye dayanırım. Siz bebek için ne lazımsa onu yapın, bize söyleyin biz her fedakarlığa hazırız derler.

Öncelikle belirtmeliyim ki annelerimiz iyi olmaz ise bebeklerimiz de iyi olmaz. Ev ortamının kavgaları, şiddet gören gebeler, aşırı panik hal, gece korkuları, maddi sıkıntılar gebeliği olumsuz etkiler. Gebelik döneminde aile içi şiddete maruz kalan gebelerimiz oluyor. Bebeği istemeyip aldırmak isteyen bu yönde karısına baskı yapan erkekler olabiliyor. E Ebette ki insan yetiştirmek hele hele de erdemli, inançlı, ruh sağlığı yerinde bir insan yetiştirmek hiç de kolay değil. Büyük bir emek istiyor. Ben yine de kendimizi şanslı bulurum. Elhamdülillah arayanın her şeyi bulduğu topraklarda yaşıyoruz. Evlatlarımız aç kalmıyor, sırtı üşümüyor ve istersek güzel ahlakı ve imanı yerleştirme potansiyelimiz de var. Sadece karı kocanın bu süreçlerde birbirine tam desteği yeterli olabiliyor.

Gebelere neler tavsiye edilebilir?

Gebelerde durup dururken ağlama krizleri görülebilir. Evli erkeklerin baba olma isteği, hanımlarının zor geçen aşerme süreci ya da ek bir sorunla karşılaşıldığında verdikleri güven, cesaret, sevgi kadınlarımızın hamilelikten korkmamasını ve ümitli olmalarını sağlayan en büyük nimet.

Anne adaylarımızın güçlü olması, olumsuz telkin ve dedikodu ortamlarından uzak durmaları da da gerekiyor. Bilgi kirliliği gereksiz yere üzüntü ve telaşa sebebiyet verebiliyor. Kıskanç insanların bakışları, korkutmaları anne ve bebeğe zarar verebiliyor. Bu nedenle gebeler hem kendilerini korumaya almalı hem de aileleri tarafından korunmaya çalışılmalıdır. İnsan sıradan bir canlı değil. Ulvi bir ruh taşıyan evlada sahip olmak isteyen her kadın ve erkek kendisini korumalı ve bu sürece hazırlıklı girmelidir.

Cinsel birlikteliğin fiziksel boyutu kadar ruhi boyutu ve inanç sistemimizin getirdiği prensipler vardır. (İlişkiye başlarken Euzu Besmele çekmek gibi…) Taşımış olduğumuz bebeğin beden sağlığı kadar ruh yapısı da son derece önemlidir.

Gebelik süresince anne adaylarımızın gözlerini ve kulaklarını korumaları son derece önemlidir. Aşırı gürültü, kalabalık ortamlardaki negatif enerji geçişlerinden kendilerini muhafaza etmelidirler. Televizyon ekranlarındaki şiddet içerikli çirkin insanların yer aldığı programlara bakmamalıdırlar. Kendi hamileliklerim de olabildiğince TV izlemeyi azaltıp günde birkaç kez güzel bebek resimlerine bakardım.  İlk dört ay ayva yiyen kadınların bebekleri güzel olur diyen bir hadisi şerifte mevcut. Bebeklerim güzellikleri ile dikkat çekmişlerdir. Gebelerimizin manevi dünyasını zenginleştirmeleri de hem hamilelik sürecine, hem doğum aşamasına hem de bebeğin ruh dünyasına olumlu katkıda bulunur. Yoga merkezlerine, plates salonlarına giden gebelerimiz var. Bana “Namaz kılabilir miyim diyen gebelerimize “ Tabi ki kılabilirsiniz. Şayet ikiz gebelikse, bebeğin plasentası (eşi) aşağı yerleşimli ise ya da eğilemiyorsanız oturduğunuz yerde de kılabilirsiniz.” diyorum. Gebeliğinde çok Kuran okuyan kadınların bebekleri munis olur şeklinde bir Hadisi şerifte hatırlıyorum. Gebelik boyunca İnşirah suresi, Meryem S. Ali İmran suresi, Yasin-i Şerif okuyabilirsiniz. Bebeğin sağlıklı doğması için Kenzülarş okunabilir. Keza anne ve bebeğin korunması için Ayetel Kürsi, Muvazeteyn sureleri her gün sabah ve akşam okunmalıdır. Hamile kadınlarımıza hekimleri dışında eşinin, anne babasının, kardeşlerinin manevi desteği, huzurlu ev ortamı ruh ve beden sağlıklarına mutlaka olumlu etki eder.

Bu yazı toplam 1629 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.