Gerçek Modernlik Kuran’dadır

Sevgi, saygı, adalet anlayışı, merhamet, şefkat, yardımlaşma, fedakarlık, hürmetli olmak, koruyup kollama gibi ahlak özellikleri Müslümana değer kazandıran, onu yücelten unsurlar Allah’tan bir lütuf olarak Kuran’da tavsiye (emredilmiş)’tir. Bu özelliklerin her biri derin imana sahip tüm Müslümanlarda tecelli eder. Bu ahlaki değerlerin birine veya bazılarına sahip olmayan Müslüman ise Allah’a olan bağlılığını arttırarak kendini eksik olduğu yönde geliştirmelidir. Çünkü Allah’a derin bir sevgi ile bağlı olan Müslüman ahlakını hiçbir zaman yeterli görmemeli ve ölene kadar var gücüyle kendini geliştirmeye çaba harcamalıdır. Rabbimiz bir ayetinde kendini yeterli gören ve ahlakını geliştirmeye ihtiyaç duymayan insanın azacağını şöyle haber vermiştir:

Hayır; gerçekten insan, azar. Kendini müstağni gördüğünden. (Alak Suresi, 6-7)

Allah’ın emrettiği bu güzel ahlak özelliklerini yaşamayan insanlar donuk, neşesiz ve sürekli sıkıntılı bir ruh haline mahkum olurlar. Bu durum, Allah’ı gereği gibi tanımamaktan; O’na derin bir sevgi ve korkuyla bağlı olmamaktan kaynaklanır. Allah’ı tanımayan bir kimsenin de kaderin ve tevekkülün insana kazandırdığı konforu bilmesi mümkün değildir. Rabbimiz insanı çok aciz yaratmıştır. Yarattığı kaderle de insanın üzerindeki ağır yüklerini kaldırmıştır. Ancak kaderden ve buna bağlı olarak tevekkülden bir haber yaşayan insanlar, dünyanın tüm yükünü sırtlamaya çalışmaktadırlar. Üstad Bediüzzaman bunu çok güzel bir örnekle açıklamıştır; hayatı bir gemiye benzeten Said Nursi, gemide olduğu halde sırtına yük alan kişinin akılsız olduğunu, sırtındaki yükü bıraktığı takdirde rahatlayacağını söylemiştir.

Bir insanın ömrü boyunca başına gelen her detay; okulu, işi, ailesi, eşi, sevgilisi, kariyeri, başarısı, başarısızlığı, hayat standartları, giydiği kıyafetleri, yediği yemekler, ayağına takılan bir taş dahi kaderindedir ve hepsi bir hikmetle yaratılmıştır. Tüm bunların kendiliğinden geliştiğini sananlar ise sürekli kendilerini veya bir başkasını sorumlu tutar, onları suçlar veya onlara bağlanırlar. Allah’ı ise tamamen unuturlar. Bu saydığım özellikler tamamen Allah’ı inkar etmiş bir insana ait olduğu gibi, kendini Müslüman olarak nitelendiren, belki de bazı ibadetlerini yerine getiren kimselerde de olabilir. Çünkü Allah’a imanın en berlirgin özelliği O’na teslim olmak ve tüm güzel ahlak özelliklerini üzerinde taşıyabilmektir. Örneğin bir Müslüman namaz kılıyor olabilir, ancak Allah’ın yüceliğini gereği gibi takdir edemiyorsa, vefasız da olabilir, bencil de olabilir. Rabbimiz bir ayetinde bu insanların durumunu şöyle haber vermiştir:

Onlar, Allah'ın kadrini hakkıyla takdir edemediler. Şüphesiz Allah, güç sahibidir, Azizdir. (Hac Suresi, 74)

Ayrıca Müslümanlar son yüzyılda türetilmiş olan, “Kuran ahlakı modern hayata uygun değil” safsatasına karşı da dikkatli olmalıdır. Kuran, kıyamete kadar geçerli olan bir kitaptır. İnsanın tüm ihtiyaçlarını ve arzularını helal dairesinde karşılayan bir kitaptır. İnsanı yaratan Rabbimiz hangi ahlaki özellikleri üzerinde barındırdığında mutlu, huzurlu ve sağlıklı olabileceğini de bildirmiştir. Dolayısıyla modern hayatı bahane ederek, sözde Kuran’ın yetersizliğini öne sürerek, güzel ahlak özelliklerinin günümüz insanının hayatını zorlaştırdığını söylemek tamamen akılsızcadır. Aksine insan Kuran ahlakını yaşadığında günümüzün zorlu dünyasının ağırlığını üzerinden atabilir, gerçek huzuru ve güveni yakalayabilir. Sözde modern hayatın sunduğu ahlaksız bir yaşam tarzı ise insanları durmadan karanlığa çekmektedir.

Bu yazı toplam 2165 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.