Hakkıdır Hakka Tapan Milletin İstiklal
Bir yanda kıtkanat geçindiği odasında saatin her tik tak diye vuruşu ve her dakika ve her an teyakkuz halinde ve yüreğinde vatan vatan vuruşu ile uyku yok ona, hangi vatan ve millet sevdalısı birde iman pınarını yudumlarken gözüne uyku girmiştir ki! İşte Merhum Mehmet Akif Ersoy ailesinden aldığı o yüksek ahlak ve terbiye çerçevesinde gözü ne mal ne mülk ne de şöhrette.Tek derdi gökyüzünde dalgalanan şehit dedelerin şehit ana ve evlatların kanıyla allanan nazlı bayrağın gönlü kırılmasın, al cemali solmasın, ebediyyen şanıyla el değdirtmesin namahreme gururla essin göklerde..
Ve 17 Şubat 1921 bir gazete alıyor başını dur durak tanımadan Hakimiyet-i Milliye ve birinci sayfa başlık “İstiklal Marşı” ve yüreğinden binlerce yüreğe taht kuracak dizeler süzülüyor;
“Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak
O benim milletimin yıldızıdır parlayacak,
O benimdir o benim milletimindir ancak.”
Her sözü, her kıtası birbirinden ulvi birbirinden kıymetli her dize VATAN diyor her dize MİLLET diyor her dize İMAN diyor...Mecliste yer gök inliyor. Hamdullah Suphi Tanrıöver’in gür sesiyle: ‘’Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklal!’’ Ve nihayetinde karar çıkıyor, 12 Mart 1921 Ulusal Marşımız olarak kabul ediliyor. Artık Anadolunun dilinde ve tabiki yüreğinde bu 10 kıtalık dize.Kurtuluş savaşının en sıkıntılı günlerinde bütün millete yeniden can yeniden kan oluyor 724 şiiri geride bırakarak. Sene 2013 tam 92 yıldır sevdalısıyız ve ölene kadar da sevdalısı olacağız bu dizelerin ve bu aziz vatanın. Bu dizeler okunurken hala gözlerimiz doluyor ve tüylerimiz ürperiyor.Nasıl ürpermez ruhumuz, sırtında bir tek paltosu ve martın en soğuk günleri, Merhum Mehmet Akif Ersoy paltosunu da çıkarıp bir ihtiyacı olana veriyor.Ve tabiki Ulusal Marşımız için verilen ödülü dahi kabul etmiyor.Ömrünün sonuna kadar geçim sıkıntısıyla boğuşmuş hiçbir makam ve para teklifini kabul etmemiştir.Onun tek derdi bu vatanın evladının derdidir.Peygamber Efendimizin bir nasihat sadaka hükmündedir dediği sünnettir yolu, ağlayan yürekleri dindirmek yeniden umut yeniden diriliştir:Mehmet Akif Ersoy. Vurur kalemi kağıda azme bular kağıdı ;
Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı,
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı ....
İstiklal Marşımızın kabulünün 92. yılında bu sözleri hayatımıza nakşedebildik mi acaba bir düşünelim. Bir birey olarak üstümüze düşen sorumlulukları yerli yerince yapabiliyor muyuz diye ara sıra bir kıyas yapmanın faydası olacağı kanaatindeyim. Bir milleti vatan yapan değerleri vardır. Bunlar tarihi, kültürü, milleti, dini, dili, tarihi mirasları… Eğer bu değerlerine sahip çıkmaz ve korunmazsa o vatan yok olur. Ama kimsenin buna ne hakkı vardır ne de gücü yeter. Çünkü bizim vatanımız Hz. Peygamberin “ O ne güzel komutandır.” diyerek Fatih Sultan Mehmet Han’a hitap eden arkasında manevi orduları olan bir devlettir. İşte bu vatan toprağı nice mana sultanlarına ev sahipliği yapmış onların mübarek dualarına ve bereketlerine feyzyab olmuştur. Bir birey olarak kendimizi yetiştirmeli ve geliştirmeliyiz ki binlerce yatan şehitlerimiz bizlerden davacı değil duacı olsunlar. En yakınlarımızdan başlayarak elimizin yettiğince herkese yardımcı olmalı, benlikte değil kuvvetin birlikte olduğunu asla unutmamalıyız.
Mana sultanlarımızdan Hz.Bediüzzaman’ın birlikle ilgili çok hoşuma giden bir veciz sözü vardır; ''Nasıl insanın bir eli diğer eline rekabet etmez, bir gözü bir gözünü tenkid etmez, dili kulağına itiraz etmez, kalb ruhun ayıbını görmez.. belki birbirinin noksanını tamamlar, kusurunu örter, ihtiyacına yardım eder, vazifesine yardım eder; yoksa o vücud-u insanın hayatı söner, ruhu kaçar, cismi de dağılır. Hem nasıl ki bir fabrikanın çarkları birbiriyle rekabetkârane uğraşmaz, birbirinin önüne geçmeye çalışmaz, birbirinin kusurunu görerek eleştirmek suretiyle şevkini kırıp yılgınlığa uğratmaz. Belki bütün meziyetleriyle, birbirinin hareketini genel amaca yönlendirmek için yardım ederler, hakikî bir dayanışma ve bir birlik ile yaratılış gayelerine doğru yürürler.'' (21.Lemâ)
İşte hepimizin kainatı temsil eden bir ashen-i takvim olduğunu düşünürsek benden birşey olmaz diye bir sözü lügatımızdan acilen çıkarmalıyız. İlahi ruhu taşıyan herkes değerlidir. Taki nefs ve şeytanın tuzaklarına düşmesin. O halde hepimiz elimizde al sancakla başarıya koşmalıyız. Zaman geçti geç kaldık benden geçti yok artık. Bazen bir tebessüm nice büyük yaraları teskin eder. Bazen de bir teselli nice dipsiz kuyuların ucundaki insanlara tutunacak bir el olur. Birbirimizi sevmek çok zor değil. Hepimiz aciziz yaratılışımız gereği birbirimizin sevgi ilgi ve yardımına muhtacız.Hangi tohumu toprağa ekersen ondan o ağaç hasıl olur ve akabinde meyveler işte bu dünya meydanına ne ekersen o sana geri döner elbette.Boşuna atalarımız” Ne ekersen onu biçersin” dememişlerdir.
Haydi birlik, barış, sevgi ve kardeşlik tohumları ekmeye ne dersiniz. Taki bu mübarek şehitlerimiz bizden razı olsun ve al bayrağımız “Hakkıdır Milletimin İstiklâl!' ”diyerek ebediyyen şanıyla göklerde dalgalansın.
Dua ile…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.