İmarla İlgili Gelişmeler

Malum olduğu üzere metropol büyük şehirlerde son zamanlarda mantar gibi gökdelen binalar dikilmesi sonucu,  Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, bu yapılaşmaya haklı olarak  karşı çıkarak, yapıların şehirlerin sulietini bozduğu gerekçesiyle, yapılaşmanın dikine değil; tabana yayılması şeklinde olması yönünde açıklamalarda bulunmuştur. Medyadan öğrendiğimiz kadarı ile de imar yönetmeliğinde bu yolda bir değişiklik yapılacağı anlaşılmaktadır.  İmar yönetmeliğine paralel olarak da tüm ülke bazında belediyelerin kendi  imar planlarında tadilat yapılacağı hususu izahtan varestedir.  Malum olduğu üzere, gökdelen şeklindeki yüksek binalar yanında, bitişik nizam şeklindeki yüksek yapılar da rüzgârı keseceği için hava sirkülâsyonuna olumsuz etki edecektir. Hava sirkülâsyonu bozulan şehrin havası temizlenemediği gibi iklim yapısı da haliyle değişecektir.  Ayrıca, İstanbul İzmir gibi büyük şehirler deprem kuşağında olduğundan bu illerde gökdelen şeklindeki yüksek binalara imar izni verilmesi çok ciddi sakıncaları beraberinde getirecektir. Örneğin İstanbul da 20 milyon insan yaşamaktadır.  Allah esirgesin 1999 yılı Ağustos ayında Sakarya da olan deprem büyüklüğünde bir deprem olsa İstanbul’un büyük bir bölümü yok olur. Çok fazla ölüm ve yaralanma olacağı gibi felaketin oluşturduğu mali zarar  da altından kalkılamayacak büyüklükte olur. Kısaca ülkemiz için felaket olur. Cumhurbaşkanı sayın Erdoğan bu sakıncaları düşünerek şehrin sulietini bozan gökdelen yapımına karşı çıkmıştır.

 Şehirlerin görünümünü olumsuz etkileyecek nitelikteki yapılarla, hava sirkülâsyonunu etkileyecek yapılara müsaade edilmemesi doğru bir irade beyanı olup,   tavizsiz uygulanması gerektiğine cani gönülden katılıyorum. Ne var ki, ilimizde  efor ve migros binasının arkasındaki ipekyol iş merkezini    istisna  tutarsak, yüksek yapıların en büyüğü 8 kat dır. Bu da  Atatürk Bulvarı üzerinde yoğunlaşmıştır. İlimizde gökdelen olmadığı gibi   şehir merkezinin dışına çıkılınca kat adedi 2 ye kadar düşmekte, zeminde arsa kullanımı % 20 veya daha düşük olarak belirlenmektedir. Şehir kenarında ve yeni imara açılan mücavir alanlarda genelde yapılaşmaya 2 kat verilmektedir. Yollar 7,8,10 veya 15 mt gibi çok dar olarak belirlenmektedir. Bu uygulama ihtiyaçları karşılamaktan çok uzaktır. Bu uygulama gereksiz yere  arsaların boşa giderilmesine , tarım arazilerinin küçülmesine ve trafik sorununa sebep olmaktadır. İlimizde uygulama, büyük şehirlerin aksine, tersine çalışmaktadır. Dolayısıyla, yapılaşmada gereğinden fazla arsa kullanılarak ekilip dikilebilecek araziler daraltılmaktadır. Bu nedenle, Sayın Cumhurbaşkanının karşı çıktığı uygulama ilimiz için geçerli değildir. Daha önce yazdığım bir makalede de belirttiğim gibi bitişik nizam imar alanları oluşturmadan imara açılan sahalarda 8-10  kat  inşaata müsaade edilecek imar planları yapılmalıdır. Yollar 40-50 mt² den aşağı olmamalıdır. Gerekirse zeminde bina inşaat alanı % 40 sa , yer altında bodrumlara otopark, sığınak vb ihtiyaçlar için arsanın tamamı kullanılacak şekilde inşaat müsaadesi verilmesi gerekir.  Trafik sorununu çözmek açısından Özellikle binaların projelerine göre kapalı ve açık otopark alanlarına giriş çıkışın kolay olması için önlem alınmalı, uygunsuz yapılaşmada inşaat sahibi, projeyi yapan mühendis ve projeyi kontrol eden yapı denetimi ve projeyi onaylayan  belediye imar müdürlüğü yetkililerinin müştereken cezalandırılmasına yönelik imar yönetmeliğine ve imar planlarına not konulması, mevzuat oluşturulması gerekmektedir.  Tarıma elverişli arazi arzı artırılamadığına göre, imara açılan alanlar mutlak surette tarıma elverişli olmayan alanlarda yapılmalıdır. Bu cümleden hareketle İmara açılan alanlar mutlaka tarım bakanlığının onayından geçmelidir. İnsanoğlu için hava, su ve gıda  olmazsa olmaz niteliğine zorunlu ihtiyaç olduğundan tarım alanlarının ziyan  edilmemesi çok önemlidir.

İlimizde 2018 yılında revizyon imar plan tadilatından bahsedilmektedir.  Aksaray hızla nüfusu artan bir şehirdir. Kendi köyleri yanında çevreden de göç almaya başlamıştır. Gerek sulu tarım, gerekse sanayileşme ve üniversitenin büyümesi, nüfus artışına ivme kazandırmış, ilimize göçü tetiklemiştir.  İlimizin 40-50 yıl sonraki ulaşacağı boyut ve ihtiyaçları dikkate alınarak;  imar planlarında revizyon yapılması gerekir. Bu tür planlarda geçmişte yapılan hatalar dikkatlice gözden geçirerek düzeltmek ve yeni ve yararlı uygulamalar ve yöntemler geliştirmek açısından şanstır ve önemlidir.. Bu şansın iyi kullanılması önemlidir.  Yapılacak revizyon imar tadilatının ilimize yararlı olması ve değer kazandırmasını temenni ediyorum.

Bu yazı toplam 3024 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.