Doçent Dr. Kenan Arıbaş

Doçent Dr. Kenan Arıbaş

İyilik Mekânı

İhmaller, kapitalist dünyanın hayatımızın bütün kademelerine sirayet etmesine neden olmaktadır. Konya’da harika bir kitapçıda bir grup genç sosyolog ile konuşuyordum. Onlara şu soruyu sordum. İslam’a uygun, cadde, kaldırım veya park nasıl olmalı demiştim. Onlarda bana öyle bir şeyin olamayacağını söylediler. Ben buna bağlı birkaç soru sorunca da kızıp gittiler.

Hayatınızı İslam’i değerler ile kuşatmazsanız, benimsediğiniz değerler içimizi, hayatımızı kuşatır. Böylece kapitalizmin bataklığından çıkamayız. Kapitalizmin aşırı rekabetçi, bireyci ve affetmeyen dünyasına kapılan insanları, bu sorunlu dünyadan kurtarmak için stratejiler geliştirmemiz gereklidir. Kanaatime göre, işe dış dünyadan başlamak gereklidir. Yani toplumun birlikte kullandığı, paylaştığı mekânlarda, değişiklik yapmak gereklidir.

Küreselleşeme ile bütün dünyadaki mekânlar tek düze hale geldi. Yani İngiltere’deki cadde ve sokaklar ile Aksaray arasında benzerlikler çoğaldı. Aynı küresel firmalar caddeleri işgal etmiş vaziyette. Aksaray’da buna birkaç yerli firmayı eklerseniz farklılık ortaya çıkar. Ama yerli firmanın da vitrin ve pazarlama sistemi İngiltere’dekine çok benzemektedir.  Buna İngiltere’ye benzer, katı, acımasızı alış veriş biçimlerini eklediğimizde, bu küçük isim farkı da ortadan kaybolur. Zaten Aksaray’da her geçen gün, yabancı isimli iş yeri sayısı artmaktadır. Psikolojik şartlanma (davranışsalcı) biçimleri dikkate alındığında, İngiliz gibi düşünen bireylerin ortaya çıkması kuvvetle muhtemeldir. Kötü ve kabul edilesi zor bir ifadede bulunacağım. İngiliz gibi düşünen Müslüman tipi…Zaten gündelik hayattaki konuşmalarımızda bu adam ibadet ediyor ama davranışları hiç Müslüman’a benzemiyor diye eleştiride bulunuruz.

Merhum Turgut Cansever hoca ve Mustafa Armağan, şehir, Osmanlı şehri veya İslam şehri nasıl olmalı konusunda epeyce düşünce ve eser ürettiler. Her ikisine de hayranım. Fakat ihmal ettikleri bir konu vardı. Mekânı İslam’ı değerler biçimi ile nasıl bezeyeceğiz, donatacağız. Bu konudaki yaklaşımları oldukça yavan idi.

Bizim bu konudaki yaklaşımımız Kur’an ve Sünnet’teki değerlerin, mekân ve bina inşasına yansıması ile alakalı olacaktır. Eğer hata yaparsam özür dilerim. Kur’an-ı Kerim’de yaklaşık 77 yerde “iyilik” kelimesi geçmektedir. Nas’ları gündelik hayatımıza mutlaka adapte etmeliyiz.  Allah’ın (CC) emirleri iç dünyamıza hükmetmesi kadar dış dünyamıza da hükmetmelidir. Buna göre, dünyanın şuan çektiği en büyük acı ve ızdırap, iyilik kavramının yok olma durumuna gelmesi ve geçerliliğini yitirmeye başlaması ile alakalıdır. O halde bir iyilik mekânı nasıl olmalıdır. O mekânı gören kişi, aile ve topluluklar yüreğine iyilik doldurup, O gün Allah (CC) rızası için iyilik yapma arzusunu bütün benliklerinde hissetmelidir.

Her şeyden önce İyilik mekânı için hangi arazi, mahalle, park, bahçe, cadde veya sokak seçilmelidir. Bunların hepsimi iyilik mekânı olarak tercih edilmeli, yoksa bir kısmı mı? Veyahuttta, bu birbirini tamamlayan mekânlar mı tercih etmeliyiz?

İlk etap çalışmaları tek bir mekân ile başlamalıdır. Yani bir park, cadde, sokak yada mahalle seçilebilir. Daha sonra birbirini tamamlayan mekânlar ortaya çıkartılmalı. Sonuçta ise bütün Aksaray “iyilik” mekânı haline dönüştürülmelidir. Böylece iyilik mekânları inşa sürecinde ortaya çıkan eksiklikler giderilip, hatalar düzeltilebilir. Yaklaşık 20 sene içinde iyilik mekânında doğup, büyüyen gençler, iyiliği özümsemiş, iyiliğe yönelik güçlü bir kültür donanımı meydana gelecek, yeni nesil iyilik mekânının mimari, islam’i ve felsefi kazanımlarını dünyaya aktaracaklardır.

Peki, iyilik mekânı nasıl donatılmalıdır. Sorun burada başlıyor ve akıl akıldan üstün kaidesi çerçevesinde çözülecek bir ilişkiler ağı oluşarak sorunu yenme imkânı bulunmaktadır. Fakat ben bir taslak ortaya koyacağım. Bunun üzerine hep birlikte düşünmemizde fayda vardır.

Bir cadde seçerek “iyilik mekânı” konusunda öneri de bulunacağım. Tasvir edeceğimiz cadde 500 m uzunlukta, 50 m genişlikte olsun. İş yerlerinin mimarisi, Osmanlı veya Endülüs Emevi tarzında seçilmesi manidar olacaktır. İş yeri isimleri Türkçe veya İslami bir seçilmesi akıllıca olacaktır. İsimler tabela yerine Çini üzerine yazılmalıdır. İş yeri sahiplerinin Endülüs Emevi veya Osmanlı motiflerinin tercih edileceği esvap giymelidir. Güler yüzlü veya tebessüm haline olmalarında fayda vardır. İş yerinde yerel, İyilik isimli gazete olmalıdır. Aynı iş kolundaki esnaf Fatih Sultan’ın bize emaneti olan ben siftah yaptım, başka işyerine gitmeleri gerektiğini belirten, Fatih Sultan Mehmet’in tuğrasını asmalıdır. Bunu gören müşteri diğer esnafa gitmelidir. Aynı iş kolundaki bütün esnaf bu tuğrayı astıktan sonra daha sonraki müşteriler isteği yerden alış veriş yapmalıdır. İş yerinde bir malın satış fiyatı için tüm maliyeti gösteren (vergiler dahil) etiketler konulmalıdır. Her dükkânın İslami motifler ile süslenmiş camekânına Kur’an ve Peygamber efendimiz (SAV) ve diğer İslam büyüklerinin “iyilik üzerine” emir ve tavsiyeleri yazılmalıdır. Her esnafın iş yerinde bir yerde, rafın birisi kitaplar ile dolu olmalıdır. Okuma yani Kur’an’ın ilk emrini hatırlatacak estetik içinde düzenlenmelidir. Her iş yerindeki boşluklar hat sanatı ile süslenmelidir. Çay, şerbet, ayran ve kahve ile pekmez gibi jeopolitik içecekler müşterilere ikram edilmelidir. Lokantalar özellikle İslam geleneğinde oluşmuş yemek türlerini tercih etmelidir. Kredi kartı kesinlikle olmamalıdır. Nakit alış veriş özendirilmelidir. İş yerleri her gün sabah namazından sonra, bir imam, âlim ve akil bir esnafın duası ile açılmalıdır. Aza tamah edecek bir ruhsal bütünlük meydana getirilmelidir. Ahilik sistemindeki gibi esnafların mali sorunlarını giderecek, paylaşım kumbarası meydana getirilmelidir. Her gün yoldan geçenlere, bir esnaf bir ekmek veya simit vermelidir. Bu ekmeğin-simitin maliyetinin büyük kısmını belediye karşılamalı veya hükümet teşvik amaçlı, esnafa vermelidir. Bu cadde araç trafiğine kapalı olmalı ve yaz mevsiminde canlı, kış mevsiminde ses sistemi ile ney, kudüm çalınmalı, ilahi okunmalıdır.  Televizyon, bilgisayar ve cep telefonunu kesinlikle olmamalıdır. Makul bir estetik ile yapılmış, iş yeri telefonu ve radyo olabilir. Böylece haberleşme sağlanmış olur. Cuma saatinde iş yerleri kapatılmalıdır. Aleviler için kendi kutsal günleri dikkate alınmalıdır. İş yerleri önünde kaldırım olmamalıdır. Arnavut tarzı parke taşlar yeterlidir. Veya zemine aile, arkadaş, yaşlı ve mağdurların durumunu hatırlatan işaretler konulmalıdır. Gazi ve şehitler ile sakatlar için özel alışveriş imkânı sağlanmalıdır.

Benim bu düşüncelerim haliyle eksik olacaktır. Lakin siz değerli okurların eleştiri ve önerileri ile bu model rahatlıkla geliştirilebilir. Bu nedenle Aksaray’ın genç ve başarılı belediye başkanı Yazgı Bey, sadece halka hizmete motive olmalı, çeşitli kurumlardaki iktidar yarışına girmemeli, akil bir lider hüviyetinde, başta İyilik mekânı olmak üzere, birçok yeni ve dünyaya ihraç edilebilecek yeni mekân tasarımları üzerine yoğunlaşmalıdır. Dua önemlidir, gerisi hayal ve teferruattır.

Bu yazı toplam 1420 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar