Kuş yakalama

Hedefimde ise, Kızıl Elma’m karatavukları yakalamak vardı, hem de kırmızı gagalı olanlarını.

Ama kapanların ziyaretçi defterlerini en çok imzalayanlar hep kınalılar olmuştur. Kınalılar için dua bile yazmıştım: “Göğsü kızıl göğürcen, asıverdim soğulcan, gelirsen de cikcik gelmezsen de cikcik.”

Kınalılar buğdayı pek sevmezler, solucana ise asla hayır diyemezlerdi. Sulak yerlerdeki taşların altından ya da hayvan gübrelerinin bol olduğu humuslu topraklardan topladığımız solucanları bir miktar toprakla birlikte poşete koyar, solucanın uzun süre canlı kalmasını sağlardık. Kapana mutlaka canlı solucanlar takılmalıydı. Çeşmelerin ya da çalıların karşına kurduğumuz kapanların tığdılının ucuna takılan solucanlar can havliyle çabaladıkça, çeşmeye su içmeye gelen kınalıların ağızlarını sulandırırlardı.

Madde bağımlıları gibi ölümü göze alan Kınalılar, kapanın içine girerler ve solucanlı iğneye dokunmalarıyla birlikte kendileri için hazırlanan düzenek devreye girer. Çöken kapanın altındaki çukurda sağ kaldığına şükreden göğsü kızılların korkudan altlarına kaçırmaları bile çobanların onların kafalarını çekmesini engelleyemez çoğu kez. Kalp atışlarından korkuları anlaşılan Kınalılara acıyan küçük Yörük beyleri, onları ayaklarına bir ip bağlayarak doğaya bırakırlardı bazen. O kuşların birkaç gün sonra ayağındaki iple bu kez farklı bir kapanda yakalandığına bile şahit olmuştuk.

Kapanlarda sadece kuş yakalamamıştık tabii, günün birinde kırda keçi otlatırken kurmuş olduğumuz say kapanın küptüğünü görmüş, “Bozlakların anasını yakaladık.” diye sevinç çığlıkları atmıştık. Kapanın taşının altından bozlağın tüyleri dışarı çıkmış, bozlağın içerde olduğundan olmasından hiç tereddüdümüz kalmamıştı. 

Arkadaşım İsmail hiç vakit kaybetmeden bozlağı yakalayıp, hava atmak istiyordu. Kapandaki kuşu kaçırmamak için ancak elin girebileceği kadar bir boşluk açıp, hemen elini kapanın yalağına soktu. 

“Olacak şey değil!”

“Ne oldu, ki!”

“Noolacak, komşu çocukları kapandan kuşu çalıp, yerine taze sığır boku koymuşlar. Elimi yıkayacak yer bulmam lazım, rezil olduk...” 

“Cık cık cık”

“Kimseye söyleme sakın”

Uzaktan olayı izleyen diğer grup gülme krizleri geçiriyor, olayı obaya bir an önce duyurabilmek için acele ediyorlardı.

Bu yazı toplam 2322 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.