Ömer Lütfi Ersöz

Ömer Lütfi Ersöz

Nemîme (Koğuculuk)

     Nemîme (Koğuculuk); birinden laf alıp öbürüne götürmek anlamına gelmektedir. Bir insan hakkında konuşulan ve o kişiye söylenilmemesi gereken bir sözü hemen o kimseye ulaştırıp falan senin hakkında şöyle dedi, böyle dedi diyerek aralarının açılmasına sebep olacak sözleri taşımak, birine bir türlü, öbürüne bir başka türlü söylemek kesinlikle yasaktır.

      Dinimiz İslâm, Müslümanların birlik ve beraberliğine çok büyük önem vermiştir. Onun içindir ki, yüzüne karşı söylendiği zaman kişinin hoşlanmayacağı şeyleri arkasından konuşmak anlamındaki gıybeti de, bir kişiye farklı, diğerine farklı sözleri taşıyıp, arayı açmak da İslâm’a göre haram kılınmıştır. Fertleri birbirine düşüren, toplumda fitne çıkmasına ve huzurun bozulmasına sebep olan bütün haramların, yasakların cezası da kesinlikle ağır olacaktır. Yaptığımız ibadetlerle elde ettiğimiz, sevaplarımızı, yasakları çiğneyerek yok etme tehlikesi ile karşı karşıya olduğumuzu çok iyi bilmeliyiz. İslâm’ın emirlerini yapıp, yasak ettiklerinden de kesinlikle uzak durmalı ve kaçınmalıyız.

     Âyet-i Kerîmede: “…daima kusur arayıp kınayan, durmadan laf götürüp getirene (de itibar etme)…” (Kalem Sûresi âyet:11) buyurulmuştur. Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) hadis-i şeriflerinde Ara bozmak için ona buna söz taşıyan, laf götürüp getiren koğuculuk edenler asla Cennet’e giremezler.“Nemîme nedir?”  Diye sordu. Ashabı, Allah ve Resûlü daha iyi bilir dediler. “İnsanların arasını bozmak için birbirine laf taşımaktır.” Buyurmuşlardır.

     En şerli kişiler, koğuculuk yapanlar, dostlar arasını ayıranlardır. Haset, gıybet, koğuculuk v.b. kötülüklerden kesinlikle uzak durmalıyız. Müslüman’a emredilen, yakışan davranışları yapıp, yasaklanmış olan haramlardan da uzak kaçınmalıyız.

     İslâm Âlimlerinden Hammad, koğuculuk konusunda şu önemli örneği aktarmıştır: “Adamın biri bir erkek kölesini satılığa çıkarır. Almak üzere gelen müşterilerden birine meziyetlerini bir bir saydıktan sonra koğuculuk ettiğini bildirir. Müşteri bu kusuru önemsemeyerek köleyi alıp götürür. Köle, yeni sahibinde birkaç gün kaldıktan artık dayanamayıp bir gün sahibinin hanımına çıkar ve kocası aleyhinde şöyle konuşur:      “Hanımefendi. Kocanız sizi sevmiyor ve sizin üzerinize de metres tutmak istiyor. Ne dersiniz? Kocanızın yine eskisi gibi sizi sevmesini istermisiniz?” Zavallı kadın yeni gelen kölenin bu sözlerine İnanarak, “Evet kocamı tekrar bana yakınlaşmasını ve eskisi gibi beni sevmesini isterim” der. İlk safhada başarıya erişen köle kadına şu tavsiyede bulunur. “Kocanızın eskisi gibi sizi sevmesini istiyorsunuz, bu isteğinizi gerçekleştirmek için elinize bir ustura alarak, kocanızı uyurken o’nun çene altı sakalarından bir kaç tel keseceksiniz, işte o zaman kocanız sizi eskisinden de daha çok sevecektir”.

     Köle ara bozmak için ona buna söz taşıyıcılığı yapmaktadır. Bu yolu adeta kendine meslek seçmiştir. Hiç durur mu? Bu defa gidip efendisinin karşısına dikilir “Efendim” der. “Karınız sizi hiç
sevmiyor. Hatta üzerinize metres tutmak istiyor. O yüzdende sizi öldürmek istiyor. Bu işin aydınlığa kavuşmasını ister misiniz” Adam evet, isterim, deyince de köle şu tavsiye de bulunur: “Siz bu gece yatağınıza yattığınızda sakın uyumayın. Uyuyormuş gibi davranın. Göreceksiniz ki karınız sizi elinde keskin ustura bıçağıyla öldürmeye gelecektir”.

     Akşam olur, yatma saati gelir, adam, kölesinin dediği gibi yatağına uzanarak uyku taklidi yapmaya koyulur. Karısı usturayla çene altından tüy kesmek için geldiğinde birden sıçrayan koca gerçekten hadisenin doğruluğuna inanır. Kendisini öldürmeye geldiğini sandığı karısının elinden usturayı alarak orada o’nu öldürür.
Bunun üzerine kadının yakınları gelerek adamı öldürmek suretiyle öçlerini alırlar. Artık, iş bu noktada iyice alevlenir. Sonrasında adamın yakınları harekete geçerek iki taraf birbirine girerek ortalığı savaş alanına çevirirler.” Bu anlatılan hadiseden çıkarılacak ders şudur: Koğuculuk yapmak, insanların arasını bozmak için çalışmak çok tehlikelidir. Fitne ve fesadın artmasını sağlar. En yakınların bile düşman olması kaçınılmaz olabilmektedir.
     Allah (c.c.), her birimizi gıybetten, koğuculuktan ve her türlü haramlardan kaçınıp, emredilenleri yapan şuurlu Mü’minlerden eylesin!

Nemîme (Koğuculuk)

     Nemîme (Koğuculuk); birinden laf alıp öbürüne götürmek anlamına gelmektedir. Bir insan hakkında konuşulan ve o kişiye söylenilmemesi gereken bir sözü hemen o kimseye ulaştırıp falan senin hakkında şöyle dedi, böyle dedi diyerek aralarının açılmasına sebep olacak sözleri taşımak, birine bir türlü, öbürüne bir başka türlü söylemek kesinlikle yasaktır.

      Dinimiz İslâm, Müslümanların birlik ve beraberliğine çok büyük önem vermiştir. Onun içindir ki, yüzüne karşı söylendiği zaman kişinin hoşlanmayacağı şeyleri arkasından konuşmak anlamındaki gıybeti de, bir kişiye farklı, diğerine farklı sözleri taşıyıp, arayı açmak da İslâm’a göre haram kılınmıştır. Fertleri birbirine düşüren, toplumda fitne çıkmasına ve huzurun bozulmasına sebep olan bütün haramların, yasakların cezası da kesinlikle ağır olacaktır. Yaptığımız ibadetlerle elde ettiğimiz, sevaplarımızı, yasakları çiğneyerek yok etme tehlikesi ile karşı karşıya olduğumuzu çok iyi bilmeliyiz. İslâm’ın emirlerini yapıp, yasak ettiklerinden de kesinlikle uzak durmalı ve kaçınmalıyız.

     Âyet-i Kerîmede: “…daima kusur arayıp kınayan, durmadan laf götürüp getirene (de itibar etme)…” (Kalem Sûresi âyet:11) buyurulmuştur. Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) hadis-i şeriflerinde Ara bozmak için ona buna söz taşıyan, laf götürüp getiren koğuculuk edenler asla Cennet’e giremezler.“Nemîme nedir?”  Diye sordu. Ashabı, Allah ve Resûlü daha iyi bilir dediler. “İnsanların arasını bozmak için birbirine laf taşımaktır.” Buyurmuşlardır.

     En şerli kişiler, koğuculuk yapanlar, dostlar arasını ayıranlardır. Haset, gıybet, koğuculuk v.b. kötülüklerden kesinlikle uzak durmalıyız. Müslüman’a emredilen, yakışan davranışları yapıp, yasaklanmış olan haramlardan da uzak kaçınmalıyız.

     İslâm Âlimlerinden Hammad, koğuculuk konusunda şu önemli örneği aktarmıştır: “Adamın biri bir erkek kölesini satılığa çıkarır. Almak üzere gelen müşterilerden birine meziyetlerini bir bir saydıktan sonra koğuculuk ettiğini bildirir. Müşteri bu kusuru önemsemeyerek köleyi alıp götürür. Köle, yeni sahibinde birkaç gün kaldıktan artık dayanamayıp bir gün sahibinin hanımına çıkar ve kocası aleyhinde şöyle konuşur:      “Hanımefendi. Kocanız sizi sevmiyor ve sizin üzerinize de metres tutmak istiyor. Ne dersiniz? Kocanızın yine eskisi gibi sizi sevmesini istermisiniz?” Zavallı kadın yeni gelen kölenin bu sözlerine İnanarak, “Evet kocamı tekrar bana yakınlaşmasını ve eskisi gibi beni sevmesini isterim” der. İlk safhada başarıya erişen köle kadına şu tavsiyede bulunur. “Kocanızın eskisi gibi sizi sevmesini istiyorsunuz, bu isteğinizi gerçekleştirmek için elinize bir ustura alarak, kocanızı uyurken o’nun çene altı sakalarından bir kaç tel keseceksiniz, işte o zaman kocanız sizi eskisinden de daha çok sevecektir”.

     Köle ara bozmak için ona buna söz taşıyıcılığı yapmaktadır. Bu yolu adeta kendine meslek seçmiştir. Hiç durur mu? Bu defa gidip efendisinin karşısına dikilir “Efendim” der. “Karınız sizi hiç
sevmiyor. Hatta üzerinize metres tutmak istiyor. O yüzdende sizi öldürmek istiyor. Bu işin aydınlığa kavuşmasını ister misiniz” Adam evet, isterim, deyince de köle şu tavsiye de bulunur: “Siz bu gece yatağınıza yattığınızda sakın uyumayın. Uyuyormuş gibi davranın. Göreceksiniz ki karınız sizi elinde keskin ustura bıçağıyla öldürmeye gelecektir”.

     Akşam olur, yatma saati gelir, adam, kölesinin dediği gibi yatağına uzanarak uyku taklidi yapmaya koyulur. Karısı usturayla çene altından tüy kesmek için geldiğinde birden sıçrayan koca gerçekten hadisenin doğruluğuna inanır. Kendisini öldürmeye geldiğini sandığı karısının elinden usturayı alarak orada o’nu öldürür.
Bunun üzerine kadının yakınları gelerek adamı öldürmek suretiyle öçlerini alırlar. Artık, iş bu noktada iyice alevlenir. Sonrasında adamın yakınları harekete geçerek iki taraf birbirine girerek ortalığı savaş alanına çevirirler.” Bu anlatılan hadiseden çıkarılacak ders şudur: Koğuculuk yapmak, insanların arasını bozmak için çalışmak çok tehlikelidir. Fitne ve fesadın artmasını sağlar. En yakınların bile düşman olması kaçınılmaz olabilmektedir.
     Allah (c.c.), her birimizi gıybetten, koğuculuktan ve her türlü haramlardan kaçınıp, emredilenleri yapan şuurlu Mü’minlerden eylesin!

Bu yazı toplam 2071 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.