Ömer Lütfi Ersöz

Ömer Lütfi Ersöz

Rabbimiz Allah’tır Deyip Dosdoğru Olmak

     Bizleri yoktan yaratıp üstün yeteneklerle donatan, kulluk yapmamız için yeryüzüne gönderen, sonsuz şefkat ve merhamet sahibi, her türlü övgüye, teşekküre layık âlemlerin Rabbi Allah (c.c.)’ın  adıyla yazıma başlamak istiyorum. Sadece Allah’a (c.c.) kulluk eder ve ancak Allah’tan (c.c.) yardım dileriz. Rabbimizin bizlere rehberlik etmesi için gönderdiği Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (s.a.s.) numune-i imtisal, rol model hayatına uygun güzel ahlâk sahibi bir hayat yaşamak için çalışıp dosdoğru olmalıyız. Rabbimiz Allah (c.c.)’tır deyip, sonra dosdoğru olarak İmanların da sebat gösterip İslâm yolunda, sırat-ı müstakimde yürüyenlere, emredilenleri yapıp yasaklardan kaçınan gerçek Mü’minlere, dünyevi ve uhrevi nimetler, ikramlar vardır.

     Âyet-i Kerîmelerde: “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!...” (Hûd sûresi, âyet:112) “Şüphesiz, Rabbimiz Allah'tır deyip, sonra dosdoğru yolda yürüyenlerin üzerine melekler iner. Onlara: Korkmayın, üzülmeyin, size vâdolunan cennetle sevinin! derler.” Melekler,vasıfları belirtilen Mü’minlere, zikredilen müjdeleri ölüm sırasında vereceklerdir. Dosdoğru yolda yürümek, imanda sebattır. Bunu Hz. Ebu Bekir, söz ve davranışla düzgün olmak; Hz. Ömer münafıklık etmemek; Hz. Osman, amelde ihlâslı olmak, Hz. Ali, farzları edâ şeklinde yorumlamışlardır. Meleklerin, ‘korkmayınız’ müjdesi, ölüm sonrası ve geçmiş amellerle ilgilidir. ‘Tasalanmayınız’ diye müjdeleri ise, geride bırakılan evlât ve aile ile ilgilidir.

     İyi’ ye ermemiz, sevdiğimiz şeyleri Allah (c. c.) Rızası için, O’nun yolunda harcamamıza bağlıdır. Maddi ve manevi bütün varlığımızı Allah (c. c.) yolunda seferber edebilmeliyiz. “Sevdiğiniz şeylerden (Allah yolunda) harcamadıkça ‘iyi’ ye eremezsiniz. Her ne harcarsanız, Allah onu hakkıyla bilir.” (Âl-i İmran Sûresi âyet:92) buyrulmuştur.  ‘İyi’ şeklinde tercüme edilen âyetteki ‘birr’ kelimesi, hayrın, iyiliğin kemal noktası, Allah’ın rahmeti, rızası ve cenneti manalarında anlaşılmıştır. Bakara sûresinin 177. âyetinde ‘birr’ in etraflı bir izahı verilmiştir ki, buna göre ‘birr’, imanda, ibadette ve ahlâkta en doğru ve en güzel bir hayatı yaşamaktır. Aktardığım âyete göre böyle bir hayata ve Allah’ın lütuf ve inayetine ulaşmanın şartlarından biri, kişinin sahip olduğu ve sevip bağlandığı şeyleri Allah yolunda kullanmasıdır. Müfessirlere göre bu şeyler, servet, mevki, ilim ve beden kuvveti gibi maddi ve manevi imkânlardır. İbadetlerimizi, en güzel, en faziletli, en hayırlı olan şekilleriyle yapmak için gayret edeceğiz. Kendimiz için en iyi ev, en iyi otomobil, en iyi elbise, en iyi telefon’u almak isteyip de her şeyin sahibi Âlemlerin Rabbine, en iyi kulluğu, ibadetleri, fiili ve kavli duaları yapmazsak nankörlük etmiş oluruz. En çok sevdiğimiz şeylerden Rabbimizin rızasını kazanmak için harcamamız gerektiğini bilip mutlaka uygulamalıyız.

     Peygamberimiz Hz. Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Selem) hadis-i şeriflerde: “Veren el alan elden üstündür.” (Buhari- Müslim) “Bir hurma da olsa Allah yolunda sadaka olarak verin. Çünkü o, bir açın açlığını giderir ve suyun ateşi söndürmesi gibi günahı söndürür.” (Müsned, ibni Mace) “Helalden kazandığı maldan veren bir kulun sadakasını Allah kudretiyle alır ve herhangi birinizin deve yavrusunu büyütmesi gibi onu büyütüp Uhud dağı gibi yapar.” (Buhari, Müslim) “Şüphesizki doğruluk, (kişiyi) iyiliğe, iyilik de cennete götürür.Kişi devamlı surette doğru söyleye söyleye nihayet Allah katında sıdık (çok doğru sözlü olan) kimse diye yazılır. Yalan da (kişiyi) sapıklığa, sapıklıkta cehenneme götürür.Kişi devamlı surette yalan söyleye söyle ye nihayet Allah katında yalancı diye yazılır.” (Buhari edep 69) 2818, Müslim:2607) İslam hakkında nasihat almak isteyen bir şahsa, “Allah’a inandım, de. Sonra da dosdoğru ol…” (Müslim, İman, 38.) buyurarak dürüstlüğün imandan sonra en önemli değer olduğunu vurgulamıştır.

    Sahabeler hayır yolunda yarışmışlar. Sahip oldukları imkânların tamamını veya yarısını severek infak etmişlerdir. Bugün bu tür insanların sayıları çok olmasa da var olduğunu biliyoruz. Evinin, tarlasının tapusunu, arabasının anahtarını v.b. sevdiği şeyleri Allah Yolunda harcayan kardeşlerimiz bulunmaktadır. Âyet ve hadislerde; Mallarında cömertliği değil de, cimriliği esas alanlar, bu olumsuz özellikleri sebebi ile uyarılmakta, yanlıştan dönmeleri istenmektedir. Cimriliğe devam edenler elem verici bir azap ile tehdit edilmektedirler. Allah (c.c.)’ın lütfedip verdiği nimetleri O’nun rızasına uygun olarak harcamak kurtuluşumuza vesile olur. Bizler mallarımızın belki tamamını veya yarısını verebilecek İmana sahip olmayabiliriz. Ancak hiç değilse, zorunlu vermemiz gereken zekât, sadaka dışında da mutlaka infak amaçlı Allah yolunda harcamamız gerekir.

     Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) verdiği sözleri mutlaka yerine getirmiş, kendine verilen emanetleri zamanında sahiplerine teslim etmiş, sonucunda “Muhammedü’l-Emin”  olarak isimlendirilmiş, özü sözü bir, güvenilir asla yalan söylemeyen, yaşamı boyunca da doğruluk ve dürüstlükten hiç ayrılmayan bir rol model örnek olmuştur.  Rabbimiz Allah (c. c.) deyip imanda, ibadette, ahlâkta en doğru ve en güzel bir hayatı yaşayan gerçek Mü’minlerden olmamız duası ile sıhhat ve afiyetler dilerim.

Bu yazı toplam 1978 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.