Ramazan Toprak

Ramazan Toprak

Topyekün

Topyekün

 

29.06.2012 tarihli bu köşedeki "bedel" yazımızda,

"rusya, suriye'yi asla satmaz, yarı yolda bırakmaz demeyin,

suriye kefesinin karşısına ne konulacağı önemli, onlar için..

yeterli ağırlığı elde edince satacağından hiç şüpheniz olmasın"

demiştik ve nihayet rusya suriye'yi sattı.. hem de

elindeki kendi casus uydu görüntüleriyle

hayli pahalıya sattığı anlaşılıyor dostu! esad'ı, suriye'yi..

"rus casus uydu görüntülerine göre

kimyasal saldırının esad'ın ordusundan değil

elkaidecilerin bölgesinden atılmasına" rağmen

dışişleri bakanı lavrov 27.08.2013'deki açıklamasında,

"rusya, suriye'ye askeri bir müdahale olması durumunda

kimseyle savaşma niyetinde değil" dedi.. demek oluyorki,

esad'ın karşılığında iyi bedel almış olmalı..

*

ırak'ı vururken bush, "bu bir haçlı seferi" demişti..

libya'yı vururken sarko, "bu bir haçlı seferi" demişti..

ve suriye.. 11 eylül saldırısından sorumlu tuttukları

elkaide bahanesiyle afganistan'ı işgal edenler,

birkaç gün önce

birleşmiş milletler'de seyrettikleri

rus casus uydu görüntüleriyle tesbitli,

"elkaide uzantısı örgütlerin bölgesinden atılan"

kimyasal silah/bombayla bahanesiyle

suriye'yi vurmaya hazırlanıyorlar.. vuracaklar..

esad'a ve katliamlarına lanet okuyoruz ama gerçekte

vurulmak istenen esad mı yoksa suriye mi..?

bir de.. malumunuz, iki amansız düşman(!) görünen

abd ile elkaide esad'ın âkibeti konusunda hemfikirler..

bu açmazın açılımı, temel soruların cevap anahtarı..

haa bu arada,

ikiz kuleler saldırısı ile

guta'ya yapılan kimyasal saldırının

arkasında elkaidecilerin duruyor olması ise

çok yaman bir tesadüf..! sanki

biri gösteriyor, öteki vuruyor gibi..

 

29.08.2013 günü yenişafak'ta akif emre,

"bugün hedeflerin amerikan füzeleriyle vurulmasını

kurtuluş umudu olarak görenler,

başkalarının yazdığı senaryoyla sahaya inerken

bir gün amerikalılara muhtaç olacaklarını göremeyenlerdir..

mısır'da amerikan karşıtı,

suriye'de amerikan füzesi bekler durumuna

düşmenin temelinde zihinsel bir travma yatmaktadır..

bunu görmeden mevcut durum hakkında konuşmak,

hazır kurtuluş reçetesi yazmak, abesle iştigaldir..

sahte oluşumların sahte çözümleri önümüze

yeni ufuklar açmaz, sadece serap çıkarır"

işte hepsi bu.. düşünen için çok lafa gerek yok..

"doğruyu söyleyene vurun timleri" bakalım ne diyecekler..

*

uefa tahkim kurulu'nun

fenerbahçe'ye verdiği 2 yıl, beşiktaş'a verdiği 1 yıl

avrupa kupalarından men cezalarının

uluslararası ceza mahkemesi(cas) aşaması konusunda,

19 temmuz 2013 tarihli 'cas'acak mı..?' yazımızın sonunda,

"cas'acak.. mı.. not.. tahminimiz yazımız içinde" diye

ipucu vermiş, "cas'acak.." demiştik "cas"tı.. yani astı..

hem de katmerlisiyle.. uefa,

bjk'ın bileğinin hakkıyla elediği trömsö'ye tur atlattı..

bjk'ın sahada kazandığı maçı masada kaybettirdi..

bjk'nın kasasından milyonlarca avroyu çarpıp

öz evladı trömsö'nün kasasına aktardı..

aynı konumdaki romanya/steaua bükreş kulübünü ise

erteleme ve mali denetimle kurtardı..

 

aynı yazımızda,

"cas da uefa gibi kayırmacılığı onaylayan karar verecek olursa

bu sütunlardan cas'ın da spora siyaset karıştırdığını ilan edeceğiz"

demiştik.. işte bu köşeden

âdil bir ceza yargıcı olarak ilan ediyorum:

uefa disiplin kurulu da, tahkim kurulu da, cas da,

kendilerinden saydıkları öz evlatlarını korumuşlardır..

kendilerinden saymadıkları üvey evlatlara vurmuşlardır..

sportif bahanelere sığınmak suretiyle resmen

spora/futbola siyaset karıştırmışlardır..

verdikleri kararı, ibretle ve şiddetle kınıyor,

alenen ayırımcılık suçunu işlediklerini ilan ediyor,

vicdanlı gönüllerde mahkum ediyoruz.. böyle biline..!

*

bugün 30 ağustos, zafer bayramı..

91 yıl önce bugün.. kurtuluş savaşında,

türküyle kürdüyle,

alevisiyle sünnisiyle,

arabıyla acemiyle vb tüm unsurlarıyla,

osmanlı çatısı altındaki yekvücut kardeşler topluluğuyla

yedi düvele karşı verilen mücadelenin yıldönümünde,

yedi düvelin/batının/haçlının

91 yıl önceki yenilgilerinin rövanşını

osmanlının evlatlarından sırayla aldığı/alacağı günleri

akl-ı selîm ve cesur yüreklere arzediyorum..

 

işte milenyum denklemleri böyle..

islâm coğrafyasında ekilen

asırlık fitne tohumları meyvelerini(?) veriyor..

dost gibi görünenlerinse

gözyaşı ve kanla büyüttükleri meyveleri

çakırkeyifle toplamalarını ibretle, acıyla izliyoruz..

denklem, yalnızca mısır veya suriye'nin değil

bizim hepimizin topyekün islâm dünyasının

geçmişte ve hâlen mâruz kaldığı/kalacağı denklem..

denklemin çözümü hepimizin ortak çözümü,

çözümsüzlüğü hepimizin ortak çözümsüzlüğü..

çözümden veya çözümsüzlükten kaçış yok,

tercih tamamen elimizde..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ramazan Toprak Arşivi