Yeşil Kartarın yarısı iptal edilebilir

Yeşil Kartarın yarısı iptal edilebilir

Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı Emin Zararsız açıklıyor: 'Yeşil Kart’ların yarısı iptal edilebilir

Bayram ertesi Meclis’e gönderilecek olan tasarıyla getirilen İstihdam Paketi’nin ardından, 2011 yılında kurum olarak atacakları yeni adımları VATAN’a anlatan Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanı Emin Zararsız, 9 milyon 400 bin ‘Yeşil Kart’a çapraz sorgu uygulanarak kart sahibinin gerçek gelirinin ortaya çıkarılacağını açıkladı. Zararsız, “Böylece gerçek ihtiyaç sahipleri ayrılacak. Yarıdan fazla Yeşil Kart’ın iptali gündeme gelebilir” dedi.

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanı Emin Zararsız, bayram ertesi Meclis’e gönderilecek olan tasarıyla getirilen İstihdam Paketi’nin ardından, 2011 yılında kurum olarak atacakları yeni adımları da VATAN’a anlattı. Emin Zararsız, Yeşil Kart’tan eczanelere, emekli derneklerinin aidat kesintilerine kadar her konuda önemli açıklamalar yaptı:

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “Azaltılacak” açıklaması üzerine gözler yeniden Yeşil Kart sorununa döndü. Bu sorun nasıl ve ne zaman çözülecek?

Yeşil Kart’ın bir nevi kayıtdışı istihdamı teşvik eden bir boyutu var. Kişi herhangi bir yerde çalışmaya başlarsa Yeşil Kartı’nı kaybediyor. Bunun için ya çalışmıyor veya işverenine ‘Ben çalışayım ama beni sigortalı olarak bildirme’ diyor. Böyle bir sıkıntıyla karşı karşıyayız.

Bunun da temel sebebi Yeşil Kart’ın getirdiği imkanları kaybetmemek. Çünkü çalışmaya başladığında bir gün işsiz kalırsa yeniden Yeşil Kart’a başvuru, yeniden incelemeler, o süreçlerle karşı karşıya kalmamak... İstihdam Paketi’nde yeni bir düzenleme getiriyoruz. Yeşil Kart alan bir kişi, herhangi bir şekilde kayıtlı çalışmaya başlarsa, Yeşil Kartı’nı iptal etmiyor, askıya alıyoruz. İş ilişkisi sona ererse, otomatik olarak Yeşil Kart aktif ediliyor. 1 Ocak 2012’de Genel Sağlık Sigortası’na geçeceğiz. Zaten Yeşil Kart problemi Türkiye’nin gündeminden çıkacak. Bu sisteme geçtiğimizde Türkiye’de yaşayan herkes, Genel Sağlık Sigortalısı olacak. Bunda da ilke, ödeme gücü bulunan kişilerin kendileri tarafından prim ödenmesi, ödeme gücü bulunmayanların ise primlerinin devlet tarafından ödenmesi.

2012’ye girerken, 9 bin 400 bin Yeşil Kart’lı yeniden bir gelir testine tabi tutulacak. Önümüzdeki yıl bunun hazırlığını yapacağız.

Gelir testi derken, 9 milyon 400 bin Yeşil Kartlı tek tek yeniden incelenecek mi?

Bir komisyon oluşturduk. Kişilerin gerçek gelirleri, beyan ettikleri gelir ile harcamalarına bakılarak tespit edilecek. Prim ödeme yükümlüsü gerçekte kim, o belirlenecek. 9.4 milyon Yeşil Kartlı’nın tamamı yeniden değerlendirmeye tabi tutulacak. Kanunun belirlemiş olduğu gelirlere göre primi kendisi tarafından ödenecek olanlarla, devlet tarafından yatırılacak olanlar ayrılacak. İşte devlet tarafından yatırılacak olanlar gerçek anlamda Yeşil Kartlı’lar olacak. Bunların da bugünkü tutarı aylık 30 lira, devlet tarafından onlar adına prim olarak ödenecek ve hem kendisi hem eşi ve çocukları sağlık hizmetlerinden yararlanacak. 2012’ye kadar uygulamadaki sorunlar çözümlenecek ama 2012’de kökten çözümlenecek.

2 daire sahibi Yeşil Kartlı

Şu anda yeni sisteme geçiliyor olsa, mevcut 9.4 milyon Yeşil Kartlı sayısı belirgin olarak azalır mı?

Hem de çok fazlasıyla azalacak. Bir örnek vereyim. Ankara’nın gelişmekte olan bir bölgesinde gecekondusu olan kişiye Yeşil Kart verilmiş. Kendisi, karısı, 4 çocuğu...

Ama Ankara o tarafa doğru geliştiği için, gecekondular birden bire en az 600-700 bin liralık satışı olan dairelere dönüştü. O gecekondu sahibine de iki daire verildi. Ama hâlâ Yeşil Kartlı. Çünkü sağlıklı bir kontrol mekanizması yok. 9.4 milyon kişinin yüzde kaçı haksız, yüzde kaçı gerçekten zor durumda, bunun ayrımını iyi yapmak lazım.

Bütün Yeşil Kart’lıları töhmet altında bırakmak, bütün Yeşil Kartlı’ları da hak ediyor gibi göstermek yanlış olur.

Çapraz sorgu uygulanacak

Bu ayrımı nasıl yapacaksınız?

Bu gerçek gelir testi yöntemleriyle yapılacak. Kişinin bankada hesabı var mı, bankada ne kadar parası var, aylık olarak ne kadar hareketlilik var... Bankalar sizin hesabınızı kimseye söyleyemez ama burada bir düzenleme yapıp, örneğin 50-100 lira, 10-150 lira gibi aralıklarda bu tutarları öğrenmek mümkün olacak. Ayrıca kredi kartı var mı? Kredi kartının üzerinde düzenli ne kadar harcama yapılıyor? Elektrik, su, internet ADSL aboneliği, sabit telefon, cep telefonu kullanıcısı mı? Bunlara düzenli ödeme yapıyor mu? Bunlarla bir kişinin düzenli harcamalarından, aylık ortalama ne geliri olduğunu belirlemek mümkün. Ama sosyal devletin gereklerini de hiçbir zaman ortadan kaldıracak şekilde müdahale edilmemesi gereken bir alan.

Hastane ve eczanelerdeki tüm ilaç satışlarını takip ediyoruz

Bu yıl en çok yaşanan sorunlardan biri ilaçla, eczanelerle ilgili oldu. Benzer sorunlar yaşanacak mı?

Türkiye karekodla ilaç satmaya karar vermiş, 2005’den beri de hazırlıklarını sürdürüyor. Bir barkodun kesilip birden fazla kullanılması, kesilmiş barkodların depolandığı yerlerden sık sık çalınıp tekrar fatura edilmesi, işte merdiven altı kaçak ilaç üretimi... Türkiye ilaç alanında mükerrer ödemeler dolayısıyla suistimallerin yaşandığı bir ülke. Bu sorunların çözümü için karekod uygulaması en iyi uygulama olarak görülmüş. Üretilen her bir kutu bir numaraya sahip olacak. O numara elektronik ortamda bir veri tabanına kaydedilecek. O kutu herhangi bir kişiye satıldığında, veri tabanından o numara düşecek ve bir daha da o kutuya ilişkin bir fatura, ödeme talebi, satış olamayacak. Çok güzel bir sistem. Fakat tüketilen ilaç sayısını satılan ilaç sayısını düşündüğünüz zaman altyapının çok sağlam kurulması gerekiyor. Biz SGK olarak genel sağlık sigortasıyla birlikte MEDULA oluşturmuşuz. Biz bu sistem üzerinden hem hastanelerdeki tedavileri hem de eczanelerdeki bütün ilaç satışlarını takip ediyoruz. Karekodlu ilaçların veri tabanı Sağlık Bakanlığı’nda tutulmuş durumda.

Ama o sırada hem karekodlu hem de olmayan ilaçlar piyasadaydı...

Evet, sektörün elinde hem karekodlu ürettiği ilaçlar var, hem de karekodsuz. Temmuz ayı itibarıyla çizgiyi çektiğimiz anda, piyasada ciddi manada karekodu olmayan kutular bulunuyordu. Sektöre etiket bastırma, o etikete de karekodu bastırma yetkisi verildi. Karekodu bu etikete basacak ve etiketi de ilacın üzerine basacak, yapıştıracak. Sektör kendi stok durumuna göre bu yapıştırma etiketleri bastı.

Temmuz itibarıyla da satışa başladı. Sektörün ne kadar etiket bastığını bilmiyoruz.

Evet herşey sisteme uygun işliyor, sorun nerede?

Provizyon neye göre alınıyor? TC kimlik numarasına göre alınıyor değil mi? Herhangi bir TC kimlik numarası üzerinden bir kişiye provizyon alıyorsunuz hastaneden.

Tedavi etmiş gibi tüm işlemlerini yapıyorsunuz, reçetesini yazıyorsunuz ve o reçeteyi eczaneye gönderiyorsunuz. TC kimlik numarası gerçek. Öyle bir insan var, ama o insan hastaneye gitmiyor. Eczanede herhangi bir ilaç kutusuna yapıştırılmamış, üzerinde karekod olan etiketler var.

Eczacı olarak o kutuya yapıştırılmamış o etiketi okutuyorsunuz, provizyon alıyorsunuz. Onu da bize fatura ediyorsunuz. Oysa o ilaç raftan hiç inmemiş, gerçekte satış falan da yok. Bu etiketlerle satış yılsonuna kadar geçerli, dolayısıyla kalan 2 aylık sürede bu olaylar artıyor. Bu yüzden yılsonuna kadar kalan iki ay süresince sadece bu etiketlerle karekodlu hale getirilmiş kutuların satışı sırasında, hem karekodlu bölümünü hem de barkodlu eski bölümünü kesme zorunluluğu getirdik.

Maaşından kesinti yapılmasını istemeyen emekli dilekçe versin

Emekli Dernekleri’nin emeklilerden ‘habersiz aidat kesmesi’ gündeme gelmiş, siz de maaş kesintilerini yapan kurum olarak sorumlu tutulmuştunuz. Bu konuda son durum nedir? 2011’de kesinti yapacak mısınız?

Bazı emekli dernekleri üyesi olan emeklilerin maaşlarından ayda 1 ve 1.5 TL aidat kesintisi yapıyor. Bu yıllık 12 veya 18 TL’ye denk geliyor. Bir dernek üyeliği dolayısıyla maaşından aidat kesilebilmesi ancak kişinin muvafakatıyla söz konusu olur. Muvafakatı yoksa birşey yapmamız mümkün olamaz, herhangi bir ödemede bulunamayız. Derneğin bize bildirdiği isimlerde hepsinin muvafakat belgesi var. Derneklere yazı gönderdik, tüm muvafakatların tek tip bir belgeyle alınmasını istedik. Bu yıl tek tip muvafakat belgelerini gönderecek, biz de bu belgenin altında imzası olanların kesintisini yapacağız. Burada önemli bir durum var. Önceden muvafakat verenler, kesinti yapılmasını istemiyorlarsa bize dilekçe gönderip, bu muvafakatı kaldırmaları gerekiyor.

2 yılda 850 bin kişi kayıt içine alındı

Kayıtdışı çalışanlara kendinizi “ihbar edin” diyorsunuz ama vatandaş işini kaybetmekten korkuyor?

‘Alo 170’ hattımız 15 Kasım’da yeni sistemle uygulamaya girdi. Çalışma Bakanlığı, SGK ve İş-Kur’u kapsayacak şekilde yapılandırdık. Tek bir numara var artık. Bu hat, bir bilgi alma ve ihbar hattı olarak çalışacak. Kayıtdışı sadece SGK’nın kendi başına üstesinden geleceği bir sorun değil, bu tüm Türkiye’nin sorunu. İhbarda bulunan kişi isminin saklı kalmasını belirtmişse, onun ismi mutlaka saklı kalıyor. Vatandaş Alo 170 üzerinden, e-mail ve intermet üzerinden mutlaka şikeyette bulunsun. İki yıla yakın bir sürede 850 binden fazla insan kayıt içine alındı.

Bu da kontrol memurlarının denetimleri, bize gelen şikayetlerle sağlandı. Bu hiç de azımsanacak birşey değil.

SGK 30.6 milyar lira açık verecek

SOSYAL Güvenlik Kurumu’nun (SGK), gelecek yıl 30.6 milyar lira açık vermesi bekleniyor. 2011 Yılı Programı’na göre, SGK gelecek yıl 103.2 milyar lira gelir elde ederken, 133.8 milyar lira harcama yapacak.

Bu yılın sonunda 28.2 milyar lira açık vermesi beklenen sistemin, 2011’de de 30.6 milyar lira açık vereceği tahmin ediliyor. Gelecek yıl, SGK’nın gelirlerinin GSYH’ye oranı yüzde 8.50, giderlerin yüzde 11.02 ve açığın oranının ise yüzde 2.52 olması hedefleniyor.

Bu yılsonunda 72 milyar liraya ulaşması beklenen prim tahsilatlarının, 2011’de 82.8 milyara çıkması öngörülüyor.

Gelecek yıl 133.8 milyar lira harcama yapacağı tahmin edilen SGK’nın, giderlerinin 92.9 milyar lirasını sigorta ödemeleri, 33.3 milyar lirasını sağlık giderleri, 307 milyon lirasını ise yatırım harcamaları oluşturacak.

2009 yılında sırasıyla 13 milyar 161 milyon ve 15 milyar 129 milyon liraya ulaşan ilaç ve tedavi harcamalarının ise bu yıl 13 milyar 500 milyon ve 18 milyar 364 milyon lira olarak gerçekleşeceği tahmin ediliyor.

2011 yılında SGK’ya faturalı ödemeler, ek karşılıklar, emeklilere yapılan ek ödeme, devlet katkısı, hizmet akdiyle çalışanlar için 5 puan prim indirimi ve özürlü primi teşviki de dahil olmak üzere toplam 62.4 milyar lira tutarında ve GSYH’nin yüzde 5.14’ü oranında bütçe transferi yapılması öngörülüyor.

Af Tasarısı Aralık ayına kalacak

Kamuoyunun aylardır beklediği ve önceki gün Başbakan Yardımcısı Ali Babacan tarafından açıklanan Af Tasarısı’nın Meclis sürecine ilişkin planlanma belli oldu. Bayram ertesi Meclis’e sevkedilecek olan Af Tasarısı’nın, Plan ve Bütçe Komisyonu görüşmelerine en erken 30 Kasım’da başlayabileceği ancak aynı gün Alt Komisyon’a gönderileceği öğrenildi. Bu kapsamda tasarının görüşülmesi zorunlu olarak Aralık ayına kalmış olacak.

Aralık ayı içinde hem Plan ve Bütçe Komisyonu hem de Genel Kurul görüşmelerinin tamamlanması, Cumhurbaşkanı tarafından onaylanması ve Resmi Gazete’de yayınlanmasının ardından tasarı yürürlüğe girecek. Bu açıdan tasarının bu yıl bitmeden çıkması zor, 2011 yılının ilk kapsamlı yasası olarak çıkması büyük olasılık olarak görülüyor. Bu kapsamda Af Tasarısı’nın yürürlüğe girmesi yüksek ihtimalle yılbaşından sonraya kalacak.

Tasarıda, üç ayrı bölümde düzenlemeler yer alıyor. İlk bölümünde vergi ve prim affına ilişkin hükümler, diğer bölümünde istihdam paketine ilişkin ve SGK’ya ilişkin hükümler yeralacak.

Bir diğer bölümde ise hükümetin emekli maaşlarına verdiği asgari 60 lira olmak üzere yüzde 4 artı 4 oranlı zamma ilişkin yasa hükmü de olacak. Tasarının Meclis Alt Komisyon görüşmelerinde çok sayıda değişiklik ve eklemeyle genişletileceği belirtildi

Vatan 

Bu haber toplam 1341 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Sağlık