Ömer Lütfi Ersöz

Ömer Lütfi Ersöz

Zekât, Sadaka, Fitre ve İnfak

     Mensubu olmaktan büyük bir şeref duyduğumuz İslâm; Zekât, Sadaka, Fitre, İnfak gibi maddi yardımları, ihtiyaç sahiplerine vermemizi emretmektedir. Yardımlaşma, kardeşlik duygularımızın kuvvetlenmesi, zenginle fakir arasındaki kaynaşmanın sağlanması gibi çok önemli güzellikleri içinde barındırmaktadır.

Zekât; fakirin zenginin malı üzerindeki zorunlu bir alacağıdır. Zekât parası ile hayır kurumları yapılamaz. Sadece ve sadece fakirin hakkı olup, ihtiyaçları için harcanır.  Cami, Okul, Kuran Kursu, Hasta hane yaptırma v.b. amaçlı verilen her türlü yardım, infak emri gereğince yapılmaktadır. Onun içindir ki İnfak çok geniş kapsamlıdır. İnfak edenler övülmüşlerdir. Bu konudaki âyet-i kerimelerden bazılarını aktararak konunun önemini belirtmek istiyorum.

“De ki: Rabbim, kullarından dilediğine bol rızık verir ve (dilediğinden de) kısar. Siz hayıra ne harcarsanız, Allah onun yerine başkasını verir. O, rızık verenlerin en hayırlısıdır.” (SebeSûresiâyet: 39)“Sevdiğiniz şeylerden (Allah yolunda) harcamadıkça «iyi»ye eremezsiniz. Her ne harcarsanız, Allah onu hakkıyla bilir.” (Âl-i İmran Sûresi âyet:92) “Onlar (O kullar), İnfak ettikleri (harcadıkları) vakit israf etmezler, cimrilik de etmezler; ikisi arasında orta bir yol tutarlar.” (Furkan Sûresi âyet:67)“Yine sana iyilik yolunda ne infak edeceklerini (harcayacaklarını) sorarlar. «İhtiyaç fazlasını» de. Allah size âyetleri böyle açıklar ki düşünesiniz.” (Bakara Sûresi âyet:219)

Zekât ; İslam’ın beş temel şartından birisidir. Kelime anlamı; temizlemek, arıtmak, bereketlendirip çoğaltmaktır. Dini anlamı ise; nisap miktarı zenginliğe sahip olan Müslüman’ın Allah (c.c.)’ın emrettiği miktarı ihtiyaç sahibi Müslümanlara vermesidir.Zekât vermekle, bedenimizi ruhumuzu temizlemiş olmakla birlikte mallarımızın da bereketlenip çoğalmasını sağlamış oluruz. İnfak ederek, nifaktan, münafıklıktan korunmuş oluruz. Sadakalarımızla da, Rabbimize Sadakat göstermiş oluruz.Bu emirleri gerçekleştirerek de Rabbimizin, Rızasına kavuşabiliriz.Maddi ve Manevi Yardımlaşma duygumuzu her zaman diri ve taze tutarak, uygulamalıyız ki, gerçek anlamda kurtuluşa erebilelim.

 Fitre de denilen Sadaka-i Fıtr (Fıtr Sadakası); Sadaka kelimesi ile iftar etme, Ramazan Bayramı, Yaratılış anlamına gelen Fıtr kelimesinin bileşiminden meydana gelmiştir. Aslî ihtiyaçlardan başka nisab miktarı bir mala sâhip bulunan her Müslüman’ın vermesi gereken, (Hanefi Mezhebine göre) Vacip olan bir sadakadır. Ramazanın sonuna yetişen veya Ramazan’ın son günü Bayramdan önce dünyaya gelen bir çocuk içinde verilmesi gereken bir ibadettir.Bu yıl Diyanet İşleri Başkanlığının açıkladığı asgari fitre miktarı 11.50 TL’dir.  Fitremizi verirken, kendi malî imkânımızı ve zenginliğimizi göz önünde bulundurarak,  yediklerimizden ortalama bedel olarak hesap edip, bu belirlenen rakamdan aşağı olmamak üzere daha fazla vermemiz güzel olur.

Fitre, Orucun ve ibadetlerin kabûlüne, bir vesiledir. Yoksulların ihtiyaçlarını gidermeye, maddi yönden bayram gününe Zenginler gibi hazırlanmaları için çok güzel bir destektir. Bu cihetle fitre, insanî bir hayır ve İslami bir vazifedir.

Zekâtı emreden birçok âyet-i kerime vardır. Bu ayetlerden birkaçını aktarmak istiyorum:“İman edip iyi işler yapan, namaz kılan ve zekât veren var ya, onların mükâfatları Rableri katındadır. Onlara korku yoktur, onlar üzüntü de çekmezler.” “İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz değildir. Asıl iyilik, o kimsenin yaptığıdır ki, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır. (Allah’ın rızasını gözeterek) yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenenlere ve kölelere sevdiği maldan harcar, namaz kılar, zekât verir. Antlaşma yaptığı zaman sözünü yerine getirir. Sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabreder. İşte doğru olanlar, bu vasıfları taşıyanlardır. Muttakiler ancak onlardır!” “Eğer sadakaları (zekât ve benzeri hayırları) açıktan verirseniz ne âlâ! Eğer onu fakirlere gizlice verirseniz, işte bu sizin için daha hayırlıdır. Allah da bu sebeple sizin günahlarınızı örter. Allah, yapmakta olduklarınızı bilir.” (Bakara Sûresi âyet:277,177,271)

Zekât: Tevbe süresinin 60. ayetinde belirtilen kimselere verilir. Fakirlere   (nisap miktarı malı olmayan), yoksullara( hiçbir şeyi olmayan) borçlulara (borcundan fazla nisap miktarı mala sahip olmayanlar), kölelere (hürriyetlerine kavuşturmak için), kalpleri İslâm’a ısındırılanlara, zekâtı toplayan görevlilere,  yolculara, (memleketinde malı, parası olduğu halde yolda parasız kalan, elinde bir şey bulunmayan kişilere memleketlerine gidecekleri kadar zekât verilebilir) Allah yolunda   mücadele eden, kendini ilme vermiş kimselere verilir.

Rabbimiz; mazlum ve mağdur olan  gerçek ihtiyaç sahiplerine sahip çıkarak, vereceğimiz Zekât, Sadaka, Fitre ve İnfaklarımızla da rızasına kavuşanlardan olmamızı nasip eylesin. Sıhhat ve afiyetler dilerim.[email protected]

Bu yazı toplam 9325 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.