Merhum Abdurrahman Altan’ı Farklı ve Özel Kılan!

Ancak arkasında bıraktığı en önemli miras, Gözlük Yaylası’ndaki mera alanlarını koruması ve doğaya gösterdiği duyarlılık oldu.

1990'lı yıllarda özellikle başta kıraç olarak tabir edilen ve oldukça verimli olan topraklar; tarım ve makineleşmedeki gelişmeler ve sulama imkanlarının artması ile birlikte insanların iştahını kabarttı.
Bu durunu; 1995 yılında dönemin Belediye Başkanı ve bazı muhtarın desteğiyle gole çevrildi!
Bu süreçte Eskil bölgesindeki mera alanlarının çoğu evlerin önüne dek tarlaya dönüştürülürken, Altan Eskil'de tek olarak kendi mahallesinde en azından yaylasında bu tür uygulamalara izin vermedi. Böylece Gözlük Yaylası’ndaki doğal alanlar gelecek nesiller için korundu.

işte o güne dek Eskil bölgesinde su sorunu diye birşey yoktu.

Bir anda binlerce dekar meranın tarlaya dönüştürülmesi ile gözler ve pınarlar başta olmak üzere su kaynakları hızlıca kurumaya başladı.

Ne yazık ki meralar üzerindeki aynı filmi, toplulaştırma sürecinde de izledik.

Ve somut bir hal aldı!

Bazı seçilmişlerin şahsi menfaatler ile birlikte Eskil'de merada koyunculuğun tabutuna son çivi çakıldı.

İşte merhum Abdurrahman Altan'ı ve onun şahsında Gözlük Yaylası'nın insanını kıymetli ve farklı kılan da bu olsa gerek.
Günlük menfaatlerine yenilmediler!
Su kaynaklarının aşırı tüketilmesi;
Doğal yaşam ve meraların yok edilmesinin önüne geçerek;
Gelecek nesillerin emanetine sahip çıktılar.
Bu dik duruş, onu ve onları ayıran en önemli özellik olarak öne çıktı.

Eskil halkı, Abdurrahman Altan’ı sadece görevleriyle değil, doğal alanları koruma hassasiyetiyle de hatırlayacak. Gözlük Yaylası’nda bıraktığı miras, onun farkını ve değerini ortaya koyuyor.
Bu arada özellikle yağmurlu bir günde Eğrikuyu'dan Gözlük yoluna düşüp, Tekmezar yolu makasına gelince şöyle bir durun ve doğaya yayılan o yavşanın mis gibi kokusun içinize çekip, Abdurrahman muhtara bir fatiha okumayı ihmal etmeyin.
Mekanın cennet olsun güzel insan.
Ruhu için el-fatiha lütfen.

haberfak.net