Bu gidişle "Kurban Bayramımız" o anlayışa "Kurban Gidecek!"
Geçen hafta Kurban Bayramı’nı idrak ettik. Müslümanlar için yılda sadece iki bayram var; biri Ramazan Bayramı, diğeri Kurban Bayramı. Ama artık bayramlar da, bizler de eski biz değiliz. Özellikle Kurban Bayramı’nın manası yavaş yavaş unutuluyor gibi...
Eskiden Kurban Bayramı deyince insanların aklına; sabah namazından sonra kılınan bayram namazı, büyüklerle bayramlaşma, evin önünde kurban kesme, mahalleye yayılan et kokusu, kesilen kurbanların etlerinin yoksullarla paylaşılması gelirdi. Bugünse bayram gelince çoğu evin kapısı kilitli, insanlar tatil beldelerine akın etmiş, kurbanlar vekaletle Afrika’ya gönderilmiş...
Elbette yardıma muhtaç insanlara kurban eti ulaştırmak güzel bir şey. Kimsenin niyetini sorgulamayız. Ama bu iş artık neredeyse “kurtulma” yoluna döndü. Kurban kesmenin zahmetine katlanmak istemeyen birçok kişi, "4 bin TL gönderdim, kurbanım kesildi" diyerek meseleyi kapatıyor. Peki ya kurbanın asıl manası?
Kurban, sadece et dağıtmak değildir. Kurban; Allah’a yaklaşmaktır, teslimiyettir. Hz. İbrahim'in imtihanını hatırlamaktır. Oğlu İsmail’i Allah rızası için kurban etmeye hazır olan bir babanın, “emrolunduysan yap” diyen bir evladın hikâyesidir. Bugün bu teslimiyet nerede? Bir banka havalesiyle bu ruh yaşanabilir mi?
Bir de işin farklı bir yönü var ki, o da ayrı bir yara... Rızkını bu işten helal yolla kazanan dürüst besici, üretici, kasap ve esnaf elbette başımızın tacıdır. Ama öte yanda Allah yolunda kesilecek kurbanı bir ticaret fırsatına çevirip, hasta hayvanı, zayıf hayvanı, kurbanlık şartlarını taşımayan hayvanı satanlar var. Gebe hayvanları bile kurban diye millete verenler var. Bunlar sadece kul hakkı değil, Allah katında da ağır bir vebaldir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) kurbanlık hayvanın "gözünün, kulağının, dişinin, kemiğinin kusursuz olması" gerektiğini açıkça bildirmiştir. Ama bugün bazı tüccarlar bu işi ticaret değil, fırsatçılık olarak görüyor. İnsanlar zaten kurban ibadetine yabancılaşmışken, bir de bu tür sahtekârlıklar halkın güvenini iyice sarsıyor. Böyle olunca kurbanın değeri de düşüyor, bereketi de.
Eskiden mahallenin fakiri yıl boyunca et görmezdi ama bayramda bir tabak et girerdi o eve. Şimdi herkes vekaletle kurbanı yurtdışına gönderince, komşusuna et veren kalmadı. Belki oralarda birilerine et ulaşıyor ama yanı başımızdakini unuttuk.
Bu gidişle 15-20 sene sonra belki de kurban kesen kimse kalmayacak. Herkes “tatildeyiz, vekalet verdik” deyip işin içinden çıkacak. Çocuklarımız kurbanın ne olduğunu bilmeyecek. Bayramlar, ruhsuz birer tatil dönemi olarak kalacak elimizde.
Kurban Bayramı sadece kesmekle değil, hissetmekle bayram olur. Elimizi taşın altına koymalı, ibadetlerimizi kolayına kaçarak değil, bilinçle yerine getirmeliyiz. Kurban, bir teslimiyet sınavıdır. Allah için, Allah’a yaklaşmak içindir. Bu bilinçle hareket edelim ki hem kesilen kurban makbul olsun, hem de toplumda bereketi çoğalsın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.