Saadet Birsen Uslu

Saadet Birsen Uslu

Duasız üşürmüş yürekler

Sana bir dua eden olsun, seninde bir dua ettiğin.

Bilmezsin hangi kırık gönlün duasıdır; karanlıklarını aydınlatan, sana ummadık kapılar açan.

Bilmezsin kimin için ettiğin duadır seni böyle ayakta tutan.

                                                                                                                       Hz. Mevlana

                Dua kainatın gizli anahtarı, tüm mesafeleri aşıp, hapsolduğumuz beden libasından sıyrılıp, kainatın eşsiz sultanının önünde aczin ve fakrın kanatları ile sevgiliye kavuşma anıdır.

                Cenab-ı Mevla sevdiği kullarını daima niyaz makamında görmek istermiş; çünkü ona dua ile iltica etmemek bir kibir ve gurur alameti olduğu gibi dua edipte kabul olmadı demek şükürsüzlüğün ta kendisidir. İşte gönüller sultanı Hz. Pir de yukarıdaki dizelerde duasız her şeyin anlamsız, yüreklerin bile soğuk, insanın ise karanlıklar yani dertler içinde boğuşan bir ruh haline gireceğini bildirmektedir.

                Kainatta her şey lisan-ı haliyle dua etmektedir der Hz. Bediüzzaman; Ağaçlar su ister Rabbinden ki dalları yeşersin ta ki üzerinde o ezel ve ebed sultanının mührü gözüksün, sular dağları taşları deler bir yudum can olabilmek için canlara ki ta o canda cananı bulsunlar diye nev-i beşer. Bütün kainat bize hizmet etmek için tam bir teşkilatla çalışmakta bir yandan da tevhid mührünü vurmaktadır her dem.

                Peki ya bizler bu tempoya bu ilahi musikiye ayak uydurabildik mi? acaba bizde yalnız rabbim bize sağlık sıhhat ver ki seni anabileleyim diyen Eyüp(a.s) olabildik mi? Her yerine musallat olan kurt illetinden kurtulmak için değil, rabbinden dilinin ve kalbinin zikrine mani olmasın diye sadece kalbi ve dili için dua etmiş ve bu ihlaslı niyetin karşılığında “Kulum Bana bir karış yaklaşırsa ben ona bir arşın yaklaşırım. O bana bir arşın yaklaşırsa ben ona bir kulaç yaklaşırım. O bana yürüyerek gelirse Ben ona koşarak giderim.” (h.ş) buyuran Cenab-ı Mevla’nın sırrına vasıl olmuş tüm dertleri ortadan kaybolmuştur.

Kuran-ı Kerimde bir çok ayette insanın nankörlüğü vurgulanmıştır. O zaman hasta olan ruhlarımız resulü kibriyanın yolunda izinde giderek yıkamalı fatiha suresindeki gibi ”Yalnız sana ibadet eder ve ancak Senden yardım dileriz. Bizi doğru yola ilet, Kendilerine, nimet verdiğin kimselerin yoluna; gazaba uğrayanların ve sapıklarınkine değil” *niyazıyla sığınmalıyız yaradana yine onun bize öğrettiği duayla.

                Herşeyi biliyoruz sanarken okudukça, öğrendikçe yine hep yolun başında olduğumuzu görmekteyiz. Yerin göğün emanetinden kaçtığı bir emaneti insanlığı taşımaktayız. Ne zor bir vazife..

Et ve kemiğe bürünmüş bedenimizle nefs ve hevanın dışında ne kadar insansak işte o kadar insanız aslında. Kendisi için istediğini mümin kardeşi için istemedikçe tam iman etmiş olmazsınız der Hz. Peygamber(a.s). Ne zorlu, ne meşakkatli, ne ince mizanlı bir yoldayız tabi anlayabilene o masiva perdesini aralayıp idrak gözüyle bakabilene…..

                Dualarda buluşmak ümidiyle….

*Fatiha Suresi 5-7 ayetler.

Bu yazı toplam 2448 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum