Kıdem tazminatı hakkı budanıyor
Türk-İş 2. Bölge Temsilcisi Necati Kökat, son günlerde tekrar ülke gündeminde yer almaya başlayan kıdem tazminatı konusunda açıklama yaptı. Necati Kökat, “Kıdem Tazminatının İşçinin Bireysel Hesabına Yatırılması Hakkında Kanun Tasarısı” başlıklı bir metnin tartışılmaya başlandığını belirterek, “Bu metin, işçi, işveren, hükümet arasında olması gereken sosyal diyaloğun bir ürünü olarak, yani resmi olarak bize iletilmedi. Bu metni de tıpkı diğer metinlerde olduğu gibi gazetelerden okuduk, inceledik. Dikkat çekmek istediğimiz konu, kıdem tazminatı gibi, geniş emekçi kitlelerini yakından ilgilendiren bir konuda, aylardan beri değişik bakanların aklına geldiği gibi konuşmasıdır. Değişik bakanlıklardan sızdırılan değişik metinlerle ‘alıştırmak’ adına kamuoyu dimağının alt üst edilmesidir. Bilgi kirliliği bizzat hükümet eliyle oluşturulmaktadır. Hükümetin yapmak istediklerinin hangi metinde yer aldığının ayrımına artık hiç kimse varamamaktadır. Kıdem tazminatları konusu 1962 yılından beri işverenlerin ve hükümetlerin gündeminde olmuştur. İşveren kesimi, güvencesiz, ucuz ve maliyetsiz emek özlemiyle yıllardan beri bu konuyu sıcak tutmaya çalışmıştır. Hükümetler de fırsat buldukça konu üzerinde yoğunlaşmakta, kamuoyunu bu fikre alıştırmaya çalışmaktadır. Ancak bu konuda gündeme getirilen önerilerin tümü, ne kadar iyi ya da güzel gösterilmeye çalışılsa da her zaman bu hakkı budamaya yönelik olmuştur, olmaya devam etmektedir” dedi.
İşçilerin ve Türk-İş’in bu konudaki tavrının net olduğunu söyleyen Necati Kökat, “Konunun sürekli gündemde tutulması nedeniyle Türk-İş, 2003 yılında toplanan 19’ncu Genel Kurulunda kıdem tazminatına yönelik herhangi bir saldırı karşısında diğer eylemlerin yanı sıra üretimden gelen gücün kullanılacağı yönünde bir karar almış ve bu kararı daha sonraki genel kurullarında yinelemiştir. Kıdem tazminatı, endüstri ilişkileri sisteminin en önemli konularından biridir. İşçinin en büyük güvencesidir. Kıdem tazminatı konusunda hükümet tarafından aylardır sergilenen sermaye yanlısı tavır barış getirmeyecektir, huzur getirmeyecektir. Bu ülkede sadece sermaye yoktur, emek de vardır. Bu ülke emekçilerin alın teri üzerinde yükselmektedir. Sürekli sermayenin talep ve isteklerinin dikkate alındığı bir Türkiye’de toplumsal barıştan bahsedilemez. Buradan Hükümete ve sermayeye sesleniyorum. Kıdem tazminatlarımız, sizin istediğiniz gibi süreceğiniz tarlalarınız değildir. İşçinin kıdem tazminatının bir sahibi, bir koruyucusu vardır. Açıkça bir kez daha ilan ediyorum. İşçinin kıdem tazminatına el uzatan, karşısında TÜRK-İŞ’i görecektir. Kıdem tazminatlarının sahibi bu güne kadar TÜRK-İŞ olmuştur, olmaya da devam edecektir. Bu ülkede 50 yıldır kıdem tazminatlarına dokunulamadıysa, bundan sonra da dokunulamayacaktır. Bu anda çalışma hayatının en önemli sorunu bir türlü çıkarılamayan toplu iş ilişkileri yasasıdır. Bu yasanın çeşitli etkilerle çıkarılamaması nedeniyle yüzlerce işyerinde binlerce işçimizin toplu iş sözleşmesi prosedürü işletilememektedir. Bu durum sendikal hak ve özgürlüklerin kullanılmasına fiili bir engeldir. Bu sorun tüm çarpıcılığı ile çözüm beklerken, kıdem tazminatı hakkına ilişkin düzenlemelerin gündemde tutulması, hükümetin sorun çözme kabiliyetindeki zaafının bir ifadesidir” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.