Cüneyt Eskil

Cüneyt Eskil

Küllükteki bilet ve sinema!

Küllükteki bilet ve sinema!

 

Öyle ki arkadaşları ile bahse bile girerlerdi. Cüneyt mi döver yoksa Erol Taş mı döver diye.

İşte o Çocukluğunda sinema ile tanıştı. Önce Haydar ağa vardı. O Aksaray’a gidince meydan Taş yüreğin Ali ve avenesine kalmıştı. Bir ara Teksas sokakta ön sıranın, arka tarafın, Doğu başına; yani Duran Caymaz’ın evine bakan yerde sinema işletmişlerse de tarihe mal olmuş iki kapılı kahvehanede sinema işlettiler.

Sinema biletinin bir parçasını küçük pencereden keser verirler, onunla sinemaya girilirdi. Hani Kasap Halil’in dükkânının yanında bir küllük vardı ya. İşte o küllüğe bu biletler süprüntüyle birlikte atılırdı.

Kendinden iki yaş büyük biri vardı. O küllükten bilet parçası bulup girdiğini söylerdi. Heveslendi. Küllüğü dolaştı. Muradına erdi. Bilet parçasını bulmuştu. Sinemaya yöneldi. Kapıda Başak Uzer duruyordu. Bileti ona uzattı. Bilet biraz yıpranmış durumdaydı. Başak şüphelendi. Biraz ileride oturan Efe veya Durmuş’a bileti götürdü. Efe veya Durmuş bilirkişi olarak inceledi. Biletin eski olduğuna karar verdi. Ağzını açmadı. Zaten biletin eski olduğunu kendisi biliyordu. Bu nedenle ağzını açmadı.

Bir gözü açıklık macerasını yüzüne, gözüne bulaştırmıştı.Sinema izleme keyfini ileri bir tarihe ertelemişti. Hey gidi günler hey.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Cüneyt Eskil Arşivi