Nilgün Güney

Nilgün Güney

Müslümanlar dünyada ve ahirette mahzun olmayacaklardır

Müslümanlar dünyada ve ahirette mahzun olmayacaklardır

Bu yüzden Müslüman için yaşadadığı hiçbir olayda üzülecek bir durum yoktur.

Müslüman gerçekten çok zor durumlarda yaşayabilir. Fakir kalabilir, yalnız kalabilir, çok zor bir hastalığa yakalanabilir… Ancak Müslüman Allah’ın adaletinden emindir. Allah bütün bunları kulunu dünya hayatında eğitmek, cennetteki derecesini arttırmak için yaratmaktadır. Bu yüzden Müslüman yaşadığı zorluklardan dolayı asla isyankar bir tavır içerisine girmez, Allah’a olan sevgisini azaltmaz.

İnsanların geneli üzülmenin engel olunamayacak bir duygu olduğuna inanmıştır. Bunun sebebi, insanlara küçük yaştan itibaren olumsuz gibi görünen olaylara karşı üzüntü duyulması ve sıkıntıya düşülmesi gerektiği telkininin verilmesidir. Zaten insan nefsi üzülmeye, bunalıma girmeye ve ümitsizliğe düşmeye eğlimli olarak yaratılmıştır. Üstüne bir de bu telkinleri alınca insan bazen olumsuz gibi görünen olaylar karşısında çözümsüzlükleri yaşamaya başlar. Öyleki bazı insanlar bunu abartıp üzüntüyü hayat felsefeleri haline getirmişlerdir. Allah’ın zikrinden uzak oldukları ve O’nu hakkıyla takdir edemedikleri için yaşantılarına sürekli sıkıntı ve stres hakimdir.

İnsan şöyle bir düşündüğünde; üzüntünün kendisine hiçbir fayda sağlamadığını, tam tersine maddi ve manevi olarak yıprattığını, üzülerek sorunlarına çözüm üretemediğini görünce ne kadar yersiz olacağını anlayacaktır. Sürekli üzülmeyi kendine alışkanlık edinmiş kişinin aklı kapanmış, mantıklı düşünme yetisini yitirmiştir. Sürekli melankolik bir havadadır. Kendine üzülücek konular arar. Eskiyi düşünür ağlar, gelecekten yana ümitsizliğe kapılır ağlar, sürekli üzüldüğü şeyleri düşünüp yine ağlar. Bu yüzden beden sağlığı ve ruh sağlığı bozulmuştur. Biliyorsunuz ki bedensel hastalıkların büyük bir bölümünün sebebini psikolojik sorunlar oluşturur. Böyle bir insan çok çabuk yıpranır ve yaşlanır. Böyle bir insanın gördüğü güzelliklerden de etkilenmesi zorlaşır, onu hiç birşey mutlu etmeye yetmez.

Burada aklını ve vicdanını kullanan bir insana düşen bu gerçeği görüp, kendisine zarar veren bu psikolojiden hızla uzaklaşmasıdır. İnsan nasıl ki kendisini zehirleyecek bozuk bir yemeği kasıtlı olarak yemez ve yemek isteyenleri de uyarırsa, yine aynı şekilde kendisine zarardan başka bir şey sağlamayacak olan üzüntüye karşı aynı tepkide olmalıdır. Çünkü aksi büyük bir akılsızlık olacaktır.

Dünya hayatı bir imtihan ortamıdır ve acizliklerle doludur. İnsan bir konuyu tecrübe edinmeden öğrenememektedir. Oysaki Rabbimiz üzüntünün Kuran’da haram olduğunu bildirmiştir. Ancak insan acizliğinden ötürü muhakkak birşeylere üzülmekte, sıkıntıya düşmektedir. Aslında bu, Allah’ın kullarına rahmetidir. Rabbimiz bu şekilde üzüntünün ne kadar tahrip edici bir davranış olduğunu insana iyice kavratmaktadır ki insanlar sakınsınlar.

Allah kullarına karşı sonsuz merhamet sahibidir. Bundan dolayı hemen ceza vermeyen, kullarına hatırlatmalarda bulunan, kendilerini ıslah etmeleri için fırsatlar tanıyandır. Bunu bilen Müslüman Allah’ı herşeyden çok sever, hoşnutluğunu kaybetme korkusundan ötürü yasakladığı tavırlara yaklaşmamaya özen gösterir. Böyle düşünen Müslüman için Allah’ın izniyle herşey bir güzelliğe ve mutluluğa dönüşür. Bu inanan kullarına Allah’ın bir lütfudur.

“Hayır, kim (güzel davranış ve) iyilikte bulunarak kendisini Allah'a teslim ederse, artık onun Rabbi Katında ecri vardır. Onlar için korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.’’ (Bakara Suresi, 112)

“Şüphesiz: ‘Bizim Rabbimiz Allah'tır’ deyip sonra doğru bir istikamet tutturanlar (yok mu); artık onlar için korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.’’ (Ahkaf Suresi, 13)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nilgün Güney Arşivi