Cüneyt Eskil

Cüneyt Eskil

O acı gün

O acı gün

Kendisine dokunmayınca,  “elin delisi …, elin ölüsü” diye atalar ne doğru söylemiş. Yine demişler ya “el elin eşeğini türkü çağıra çağıra arar” diye. Öyle bir dünya işte! Komşunun ne durumda olduğu bilinmediğinden Hz. Muhammed (SAV) uyarı niteliğinde “komşusu aç yatarken tok yatan bizden değildir” demiştir.

           

Her yerde olduğu gibi Eskil’de de gariban aileler vardı. Elbette şu anda yine var. Bunlardan birisi “Kelle” olarak bilinen kişinin damadı ve torunlarıyla birlikte oluşan ailedir. Hani Kelle bir yerel seçiminin hemen öncesi vefat ettiği için  “falanın bir oyu eksildi” diye espri konusu olan aile.

 

O aile Eskil’de yoksulluk içinde yaşadı. Baba, dede vefat etti. Evlerini bilen bilir, Eskil’in o tarihte en yüksek yapısı olan su deposuna çok yakındır. Başka neresi yüksekti ki? Bir de Ulu Camii’nin minaresi vardı. Bu su deposunun suyunun içinde çayan, yılan, yağnıç, ölü güvercin gibi mahlûkatlar olurdu, ama bu yazı konusu o değil.

           

Rüzgârlı bir gündür. Adeta Eskil duman altı olmuştur. Kötü haber tez duyulur ya. Su deposunun yanında birisini elektrik çarptığını duyar. Hemen koşar. Yerde bir kız çocuğu yüz üstü yatmaktadır. Ablası feryat figan kardeşine uzanmaya çalışmaktadır. Aklı eren bir yetişkin erkek “savcı gelecek” diye ablayı tutmaktadır. Hal bu ki olan olmuştur. Savcı gelince ne diyecektir ki?

           

Öğrenir ki su deposunda daha önce tamirat olur. Fakat kalıp tahtasına benzer bir tahta indirilmez. Rüzgâr esince tahta uçma ihtiyacı hisseder. Yere inerken elektrik telini koparır. Bu zavallı tahtayı almak için koşar. Kopuk tele temas edince elektriğe kapılır.

           

Allah küçük kıza gani gani rahmet eylesin. Bu dünya yerine o dünya da murat alsın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Cüneyt Eskil Arşivi