“O, canlı Kur’an gibiydi”

“O, canlı Kur’an gibiydi”
Günümüzde Sünnet-i Seniyye’yi devreden çıkarma çabalarının devam ettiğini hatırlatan Süleyman Keleş Hoca, “Peygamber Efendimiz, Sünnet-i Seniyyesi’yle canlı bir Kur’an gibiydi” dedi.

Konya Aydınlar Ocağı’nın Salı Sohbeti’nde “Sünnetin İslâm’da Yeri ve Önemi” konuşuldu. Arapça Hocası Süleyman Keleş, “Peygamber Efendimiz, Sünnet-i Seniyyesi’yle sanki canlı bir Kur’an gibiydi” dedi.

İslâm’ın 1400. Yılında İmam Suyutî’nin (3 Ekil 1445) Doğum Yıldönümü münasebetiyle düzenlenen sohbette, Peygamber Efendimiz’in sünnetinin dinimizde bir delil teşkil edip etmediği gibi önemli hususlara, Kur’an âyetleri ve hadis-i şerîflerin ışığında açıklık getiren Anadolu Kültür Sitesi Yurtları Arapça Hocası Süleyman Keleş, sünnetin lügatte “yol, âdet ve davranış” anlamına geldiğini belirterek “Dini literatürdeki mânâsı ise; “Kur’an’ın haricinde, Resulûllah’tan nakledilen sözleri, farz ve vâcib olmayan fiilleri veya tasdik yollarıyla meydana getirdiği âdetleridir” diye konuştu.

Sünneti; “Sünnet-i Kavliyye, Sünnet-i Fıkhiyye ve Sünnet-i Takririyye” olarak üçe ayırarak anlatan Keleş Hoca, “Sizin en hayırlınız Kur’an’ı öğreten ve öğrenendir” ve “Kim sünnetimden yüz çevirirse benden değildir” sözü bir sünnet-i kavliyyedir” dedikten sonra namazın kılınması gerektiğine dair emrin Kur’an-ı Kerim’deki Bakara Suresi’nde yer aldığını, fakat nasıl kılınacağına dair bir tarif yapılmadığına işaret ederek “O konuya da sünnet-i seniyye de açıklık getiriliyor. Zekat, oruç ve haccın nasıl yapılacağına dair hususları da eğer Kur’an-ı Kerim’de yoksa, Sünnet-i Seniyye’de arayacağız” şeklinde konuya açıklık getirdi.

“Sünnet dinimizde bir hüccet (delil, vesika, senet) midir?” sorusuna açıklık getirirken Nisâ/59, 64-65’inci âyetleri delil olarak gösteren Keleş Hoca, Müslümanların aralarında ihtilafa düştükleri ve çözemedikleri mes’eleleri önce Hz. Allah’a, sonra da Resulün sünnetine götürmelerinin imanlarının gereği olduğunu söyledi. Keleş Hoca, Haşr Suresinde yer alan 7. ayet mealindeki emri de şöyle hatırlattı: “…Peygamber size ne verdiyse onu alın, neyi de size yasak ettiyse ondan vazgeçin. Allah’a karşı gelmekten kaçının.”

Allah katında hak dinin İslâm, tabi olunacak peygamberin de bütün insanlığa gönderilen Hz. Muhammed olduğunu belirten Keleş Hoca, Peygamber Efendimiz’in, hayatı boyunca devamlı helal ve haram dairesi içerisinde hareket ettiğini ifade etti. Keleş Hoca, Hz. Peygamber’e atfen “İki ölü ve iki kan size helal kılınmıştır. Bunlar çekirge ve balık ile ciğer ve dalaktır” şeklindeki sözün, Müslümanların hangi gıdaları yeyip yemeyeceklerine dair hususlara açıklık getirmesi açısından önemli olduğuna vurgu yaptı. Bu arada erkeklere altın ile ipek giysilerin haram kılındığı da hatırlatıldı.

A’râf Suresi 158. âyeti “De ki; ey insanlar! Ben sizin hepinize Allah'ın resulüyüm. O Allah ki, göklerin ve yerin bütün mülkü O'nundur. O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Öldüren de, dirilten de O'dur. Bundan dolayı gelin, Allah'a ve resulüne iman edin. Allah'a ve Allah'ın bütün kelâmlarına iman etmiş bulunan o ümmî peygambere, evet ona uyun ki, hidayete erebilesiniz” şeklinde mealen okuyan Keleş Hoca, Resûle itaatın farz olduğunu belirterek sözlerine; “Rabbimiz, bizleri Resulü (S.A.V)’e gereği gibi iman edip, imanlarının gereğince onun yolunu takib edenlerden kılsın” şeklinde son verdi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.