Odunun Kokusu

Seçim öncesi Aksaray'da, özellikle Ak Parti'de 51 aday adayı ve mevcut 3 milletvekili içinden kimin yeniden aday gösterileceği gündeme oturmuştu.
Herkes yeni yüzler ararken 3 vekil Ali Rıza Alaboyun, Ruhi Açıkgöz ve İlknur İnceöz yeniden aday olmuştu.
“Yine mi, yine mi?” Şeklinde toplumun bazı kesimleri tepkilerini dile getirmişti.
Gerçekten o aday adayları içinde mebusluğun hakkını verecek dürüst, namuslu, erdemli tonlarca insan vardı.
Ancak geçenlerde birisinin gerçek yüzünü görünce memleketim adına korktum.
O dönemde milletvekili adayı olma olasılığı yüzde 2 olan bu kişiyi düşününce yüzde 2 ne büyük bir oranmış dedirtti bana.
Ve şöyle bir zihnimi sorguladım.
Artık değişsin dediğimiz isimlerden ikisi 3'üncü döneminde, birisi 2'nci döneminde hiç parasal, maddi bir unsurun yer aldığı bir yerde isimlerinin geçtiğini gördük mü, duyduk mu?
Tamamen hayır.
Neymiş efendim halkın içine katılmıyorlarmış.
Sayın Alaboyun, NATO Parlamenter Asamblesi'nin Türk Grubu Başkanlığı görevini yürütüyor.
Sayın  Açıkgöz, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) ve Batı Avrupa Birliği (BAB) Asamblesi Türk Delegasyonu Üyeliği görevini yürütüyor. Sayın İnceöz, Meclis Adalet Komisyonu Üyeliği'ne yeniden seçildi.
Evet 3 vekilimizde bu önemli görevleri başarı ile yürütüyorlar. Halkın içine karışma beklentisi noktasında ise 3 vekilimiz ustalık döneminde daha çok çaba gösterir, ancak bunun bir limiti var mı?
Yani ne kadar halkın içinde olacaklar?
Gelip bizim kahvehanede iki el okey mi oynasınlar.
Neyse efendim lafı fazla uzatmayalım.
Geçenlerde AK Parti Aksaray İl Başkanı Sayın Fatih Yıldırıcı çok yerinde bir uyarıda bulundu. “Herkes Ak Partili olmanın bilincini taşımalı” diye. Bence burada kendisini aday adaylığı ile tanıdığımız o kişide partiden aday aday olmanın bilincini taşımalı. Öyle insanları tehdit etmekten, onları 11 Ayın sultanı mübarek Ramazan Ayı'nda hakaret etme gibi davranışlardan uzak durmalı.”
Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde, kalbur saman içinde; pireler berber, develer tellal iken, ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken kendisini en hızlı aday olarak lanse eden bir aday adayı varmış.
“Boy bos onda, kaş göz onda esmer!” ona derler misali, “İmam Hatipliyim, Maneviyatçıyım, Mukattesatçıyım, Milli Görüş kökenliyim” bu partiye en çok ben yakışıyorum” diyen bir aday adayı varmış.
Ama tabii o kendini dev aynasında görürken onu bilen bilirmiş.
Mesala yoğun çalıştığı kendi bölgesinde bile temayülde aldığı 2-3 oy aslında ona ilk tokatmış ama bir türlü boyunun ölçüsünü almamış.
Daha sonra adaylar belirleniyor şükür ki listede adı yok.
Onu listeye koymayandan Allah razı olsun derken bizim ki köşesine çekilmemiş hala derdi reklam!
Yukarıda da ifade ettiğim gibi kendisinin Mukattesatçı, İmam Hatipli, Maneviyatçı, Dindar olduğunu söyleyen bu zat. Mesala parasal konularda sıkıntılıymış, söz konusu para olunca küçük rakamlar için çok rahat yalan söyleyebilirmiş.
Para için Ramazan'da oruç olan bir insana küfredebilirmiş.
İşte o anda insanın aklına o soru gelmiyor değil!
Ramazan'da muhtemelen oruç olan bu kişi oruç haliyle nasıl karşısında oruç olan birisine küfredebiliyor? Bu mu senin mukattesatın?
Evet tekrar ifade ediyorum. Ustalık döneminde Sayın Başbakan ustalığını daha vekil adaylarını seçerken büyük bir hünerle göstermiş.
Gerçek milli görüşçü, imam hatip eğitim almış bir kişi bunları yapar mı? Asla yapmaz. Bu özellikler bir yana kendisine saygısı olan bir kişi yapmaz.
Evet Sayın Yıldırıcı'nın o sözlerini buradan söz konusu o kişiye küpe olması dileğiyle. Lütfen içinde bulunduğunu ifade ettiğin camiaya uygun hareket et irtifa kaybediyorsun. Öte yandan Hz. Mevlana'nın Mesnevi'de bir sözü var. “Odunun kokusu dumanında belli olur” diye. Bir aday adayı oldun kokunu aldık üstü kalsın.

Bu yazı toplam 2605 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
12 Yorum