Şükrü Başarıkan
Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.), kerîmeleri Hz. Fâtıma’ya nasîhati
"Kızım kendini temiz tut! (Devamlı) Rabbini zikret! Efendin sana baktığı zaman senden memnun olsun, büyük bir ferahlık duysun! Gözlerini sürmele! Sürme, kadınların ziynetidir. Kızım! Kocan sana baktığı zaman gözlerini ondan ayırma, sen de mukâbele et! Böyle yaparsan sevgin fazla olur. O, başka tarafa bakarken, sen onun yüzüne bak! Bunun büyük mükâfâtı vardır. Güzel bakışlarınla, güler yüzle onu takip edip memnun etmene bir ay nâfile orucu sevâbı yazılır. Kocanın yanında sessiz ve ilgisiz durma! Onun hoşlandığı şekilde güzel söz söyle ki, sana muhabbet beslesin!
Ebu Sa'id (r.anh) anlatıyor: Resûlüllah (a.s.) buyurdular ki: "Şüphesiz ki Kıyamet günü, Allah'ın en çok ehemmiyet vereceği emânet, kadın-koca arasındaki emânettir. Kadınla koca birbiriyle içli dışlı olduktan sonra, kadının esrarını erkeğin neşretmesi, o gün en büyük ihanettir."[1]
Rivâyet olunur: Peygamberimiz zamanında, bir kadın kocası eve geldiğinde onu karşılayıp “Benim evimin efendisine merhabalar olsun!” der ve elinden ceketini alırdı. Eğer kocasını üzüntülü görürse “Üzüntün, eğer âhiret içinse Hak Telalâ artırsın. Dünya içinse bundan en kısa zamanda seni kurtarsın!” derdi. Bu kadının hâli Efendimiz’e anlatılınca Resûlüllah buyurdu ki: “Benden bu kadına selâm götürün ve haber verin ki, Hak Telalâ kendisine şehit sevabı verdi.”
İmam-ı Gazali Hazretleri “Nasihat’ül-Mülk” adlı kitabında Cehennem ehlinin sıfatlarını şöyle açıklıyor: Bunlar, giyinmeye ve kuşanmaya aşırı şekilde hevesli olanlar, nimet görmediği vakit karşı gelenler, efendisine ve başkalarına karşı kibirli olanlar, gece gündüz koğuculuk edenler, kocasının evinden bir şeyler alıp satmaya alışkın olanlar, hanesinde durmayıp kapı kapı dolaşan kadınlardır.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.