Şehir Hayatı
Çocukluğum Toroslar’ın arasındaki bir vadide çok şirin küçücük bir kasabada geçti. O günler çok güzel günlerdi. Herkesin kapısı ardına kadar açıktı hırsızlık arsızlık riyakarlık menfaatperestlik yoktu. Komşuda bir şey pişerse bize de gelirdi. Herkes birbirinin halini hatırını sorar, hastası olanın, darda zorda olanın hemen yardımına koşulurdu. Ekin biçilecekse tarhana yapılacaksa hısım akraba konu komşu birleşir herkes bi el atar hemen işler paylaşılır ve yapılırdı hele o kış akşamları muhabbetleri ne güzeldi telefon yok televizyon yok internet yok bilgisayar yok dedelerimiz nenelerimiz eski darb-ı meselleri anlatırlar bizde can kulağıyla dinlerken bi taraftan da gelen tarhanaları mısır patlağını afiyetle yerdik gecenin geç saatlerinde büyüklerimiz hadi yatın artık derken sanki masal dünyasındaymışız ve hiç bitmeyecekmiş gibi güzel bir rüyadan uyanırcasına itiraz ederdik annemize babamıza biraz daha diye….
Onlar “güzel insanlardı” savaş görmüş zorluk görmüş darlık görmüşler ama yinede “onlar güzel insanlardı…..”
Pekala ne oldu bize de her gün birileri birilerini öldürüyor hırsızlık arsızlık almış başını gidiyor herkes birbirine güvenmiyor kapılar bacalar sıkı sıkı kapalı yolda birisi yere düşünce dönüp bakan yok ihtiyar bi dedemizi ninemizi yada engelli bi kardeşimizi karşıdan karşıya geçirecek birisi yok niye bu kadar vurdumduymaz vicdansız merhametsiz menfaatperest bir insan topluluğu haline geldik?
Bizden sonra gelen nesil onlar güzel insanlardı diye mi bizi anacaklar yoksa…..?
Şehir hayatı mı bizi bu hale soktu?
Avrupalı olacağız diye mi biz bu hale geldik?
Yoksa ! yoksa! Allah korkusu kalbimizden silindi mi de her şeyi mubah görür olduk
Ama herkesin hesap vereceği bir gün gelip çatacak
İlahi terazi kurulacak iyilikler kötülükler tartılacak
Çok iyi düşünelim çok iyi ölçüp biçip tartalım attığımız adımın dahi hesabını yapalım
Ve Rabbimize de ; “Ya Rabbi bizim iki cihanda da yar ve yardımcımız ol” amin diye çokça dualar edelim.
O Yüce Rabbimize yakışan bir kul ve O büyük önderimiz Hz. Muhammed Mustafa’ya (SAV) yakışan bir ümmet olarak yaşamaya ve yaşatmaya sonsuz gayret edelim.
Allah (CC) yardımcımız olsun amin amin amin
Bazen düşünüyorum ;
Ne arıyorum ben bu şehirde?
Bu şehrin bana ihtiyacı var mı?
Acaba ben fazlalık mıyım bu şehirde?
Benim beklediğim birimi var bu şehirde?
Yada beni bekleyen?
Ne benim beklediğim biri var ne de beni bekleyen
Birden kendimi bu kalabalık kocaman şehirde yapayalnız hissediyorum
Etrafıma bakıyorum kimim kimsem yok
Allah’tan gayri
O’na sığınıp yalvarıyorum
Ya Rabbi ;
Sen varsan başka dosta gerek var mı?
Beni sahte dostlardan, riyakarlardan, ikiyüzlü münafıklardan sen koru
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.