Serbest okul kıyafetinde geç bile kalındı

Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ömer Üre, 2010-2011 eğitim-öğretim yılından itibaren tüm ilköğretim okullarında okul kıyafetlerinin tamamen serbest bırakılacağına yönelik haberleri olumlu karşıladığını belirtti. Yaklaşık 20 yıldır serbest kıyafet uygulamasını savunduklarını ifade eden Üre, AB ülkelerinde uygulanan bu sistemin Türkiye'de de hayata geçirilecek olmasının kendilerini sevindirdiğini bildirdi. Tek tip kıyafet uygulamasına karşı olduğunu anlatan Üre, ''Tek tip kıyafet çocuklarımızı itaate yönlendiriyor, biz itaat eden değil, araştıran ve sorgulayan bir nesil istiyoruz. Bu nedenle uygulamayı destekliyoruz, hatta geç bile kalındı'' dedi. Üre, çocuklara kendi kıyafetlerini seçme hakkının verilmesinin yerinde bir uygulama olacağını vurgulayarak, şunları kaydetti: ''Çocuk en sevdiği kıyafetini giyebilecek. Tek tip giyinmekten kurtulacak. Rahatça, baskı hissetmeden kıyafetini seçebilecek. Israrla 'şu kıyafeti giyeceksin' denilmeyecek. Bu durum çocuğa öz güven verecek. Çocuğa her türlü olumlu katkı yapacak. Ayrıca istediği gibi giydiği için kendini daha emniyette hissedecek. Yıllar önce AB ülkeleri bunu yaptı. Geç de olsa bizde de uygulamanın başlayacak olmasını destekliyorum.''

''SINIFLAR ARASI FARK HER HALÜKARDA VAR''

Serbest kıyafete geçilmesi halinde, öğrenciler arasında statü farklılığı oluşacağı ve bu durumun psikolojik sıkıntılara yol açacağı şeklindeki eleştirilere katılmadığını belirten Üre, ''Sınıflar arası fark her halükarda var. Zengin bir aileye mensup öğrencinin okul önlüğü, ayakkabısı, çantası, silgisi şimdi de farklı. Düşük gelirli aileye mensup öğrenci bu durumdan olumsuz etkilenmiyorsa, serbest kıyafet uygulamasında da etkilenmez. Yoksul aile bir önlük alıyorsa, zengin 3 önlük alıyor. Yoksul ailenin çocuğu eski önlükle okula gelirken zengin aile eskiyen önlüğün yerine hemen yenisini temin ediyor'' diye konuştu. Prof. Dr. Üre, serbest kıyafet uygulamasına tepkilerle suni gündem oluşturulmaya çalışıldığını öne sürerek, şöyle devam etti: ''Psikolojik sıkıntılara yol açacağı şeklindeki ifadelerle uygulama özünden uzaklaştırılmaya çalışılıyor. Zaten çocuklar olan biten her şeyi televizyondan izliyor. Yine komşularından görüyorlar. Eğer bir kıskanma ve buna bağlı psikolojik sıkıntı oluşacaksa bu şekilde de oluşur. Bunlarla uğraşmak yerine çocuğu niçin eğittiğimizi sorgulamamız, uzak hedefi sürekli yakında tutmamız gerekiyor.''