Tapuda Eksik Beyana Ağır Ceza: Emlak Vergisine Üst Sınır Getirildi

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilen yeni vergi düzenlemesiyle, tapu işlemlerinde gerçek satış bedelinin beyan edilmesi konusunda önemli değişiklikler yapıldı. Düzenleme kapsamında, taşınmaz satışlarında eksik beyan veren mülk sahiplerine uygulanacak vergi ziyanı cezası dört kat artırıldı. Böylece kayıt dışı işlemlerin önüne geçilmesi hedefleniyor.

Aynı düzenlemeyle birlikte, mülk sahiplerini korumaya yönelik önemli bir adım daha atıldı ve emlak vergisi artışlarına üst sınır getirildi.

Emlak Vergisine Üst Sınır
Yeni düzenlemeye göre, 2026 yılı için bina ve arazi vergi değerleri, 2025 yılına ait vergi değerlerinin en fazla iki katı olabilecek.
2027–2029 döneminde ise emlak vergisi artışları, bir önceki yılın yeniden değerleme oranı ile sınırlı tutulacak.

Uzmanlar, bu uygulamanın mükellefleri aşırı vergi yükünden koruyacağını ve gayrimenkul piyasasında yaşanan belirsizlikleri azaltacağını belirtiyor. Ayrıca Plan ve Bütçe Komisyonu’nda gündeme gelen konut kira istisnasının kaldırılmasına yönelik düzenlemeden şimdilik vazgeçildiği de ifade edildi.

Tapuda Eksik Beyanın Cezası Artıyor
Yeni yasayla birlikte tapu işlemlerinde beyan edilen satış bedelinin, emlak vergisi değerinden düşük olmaması şartı daha da sıkılaştırıldı. Gerçek satış bedelini düşük gösteren mülk sahiplerine uygulanacak vergi ziyaı cezası mevcut cezanın dört katı olarak uygulanacak.

Uzmanlara göre bu adım, tapu işlemlerinde gerçek bedelin beyan edilmesini teşvik edecek ve kayıt dışı kazançların azaltılmasına katkı sağlayacak.

Taşınmaz Ticareti Yapanlara Yıllık Harç
Düzenleme kapsamında taşınmaz ticaretiyle uğraşan işletmelere de yeni bir yükümlülük getirildi. Buna göre, her yıl yetki belgesi harcı alınacak.
Bu harç;

Büyükşehir olmayan illerde 20 bin TL,
Büyükşehirlerde ise 40 bin TL olacak.

Türkiye genelinde yaklaşık 88 bin işletmenin bu kapsama girdiği belirtiliyor. Uzmanlar, uygulamanın kayıtlı firmalar için ek maliyet oluşturduğunu, ancak sektördeki haksız rekabetin önlenmesi adına destekleyici denetimlerle güçlendirilmesi gerektiğini vurguluyor.