AH SAYGI
Cenabı hakka yüz binlerce şükürler olsun ki Oruç tutmayı, huzurunda el açmayı, kurtuluş için bağışlanmayı, çatlayan dudaklar ile huşu içinde iftar vakti”Yarabbi bizi affet, bizi bağışla, bizi kendine kul kabul et”şeklinde dua etmeyi nasip etti. Dinimize göre sevap yönünden çok faziletli, çok verimli ve çok karlı bir ay olan Ramazan Oruç’unun yarısını geçmiş bulunmaktayız. Ramazan ayı, ayların padişahı, oniki ayın sultanıdır. Havaların serin geçmesi de bizleri bir hayli rahatlatmaktadırOruç; farkındalıktır, yolculuktur, yükseliştir, yücelmedir, hissetmektir. Bütün Kâinatın ustası olan Cenabı Hakkın “yemeyiniz, içmeyiniz” emrine evet diyerek emirlerine ram olup baş eğmektir. Hayatın hayatı, ruhun rahatı, kalbin kemalidir. Duyguların durulması, zihnin zindeleşmesi, bedenin temizliği, cismin dinlenmesidir. Dünyevi bütün kötülüklerden uzak durarak başka bir hal almaktır. İnsani hasletlerin en üst düzeyine çıkarak yaradanına yakın olmaktır.Bilemediğimiz ve keşfedemediğimiz daha nice hikmetleri içinde barındırır oruç.Fakiri fark eder, açı fark eder, çiçeği fark eder, yıldızı fark eder, ayı fark eder, semayı fark eder, kuşu fark eder, suyu fark eder, toprağı fark eder, bulutu fark eder, yağmuru fark eder, rüzgârı fark ederiz. Tefekkür yağmurlarıyla ıslanır, zikir coşkunluğu ile yükselir, arınma rüzgârlarıyla şevklenir, hakikat urcuna yaklaşırız. Ramazan ayı içerisinde seksen yıl ömre bedel Kadir Gecesi ile ödüllendirilmişiz.Ama bunu fark edemeyenler var. Bu havadan faydalanamayan, faydalanmayan ve bu havadan bihaber olanlarda var. İşte insan olmam ciheti ile onlara acıyorum, onların durumlarına üzülüyorum. Bu durumdaki insanları gördüğümde gayri ihtiyari “Yarabbi bu insanlara merhamet et, bu insanları bu durumdan kurtar” diye dua ediyorum. Hadi canım sende deyip geçemiyoruz. Çünkü insanız, acıma duygumuz var, şefkat ehliyiz.Oruç tutmayabiliriz, hasta olabiliriz, yaşlı olabiliriz veya herhangi bir özrümüz olabilir. Veyahutsa hiçbir özür olmadan da oruç tutmayabiliriz. Ama oruç tutanlara saygı gösterilmesi gerekmez mi. Aleni yemesek de gizli yesek olmaz mı? Oruç tutan insanlara saygı göstersek daha iyi yapmış olmaz mıyız? Cenaze evine gittiğimizde kalkıp oynuyor muyuz? Kahkaha ile gülüyor muyuz? Düğün evine gittiğimizde oturup ağlıyor muyuz? Başkasına saygı göstermek her insanın insanlığının gereğidir. Yıllar önce Yeni Asya Gazetesinde bir haber okumuştum. NATO tatbikatları için Türkiye’de bulunan NATO Genel Sekreteri ismini hatırlayamadığım bizim bir komutanı makamında ziyaret eder. Yalnız kendisine gelen çay dikkatini çeker ve sorar”çay neden bir tane geldi, size neden gelmedi”?Komutan “biz bu ayda oruçluyuz, o nedenle gün boyu bir şey yiyip içmeyiz.”der. Bunun üzerine Genel Sekreter “bende size saygıdan dolayı çayı içmiyorum, lütfen çayı aldırtın” derElin Avrupalısının gösterdiği saygıyı neden Müslüman olarak biz birbirimize göstermiyoruz? Hepimiz bu topraklarda Müslüman olarak doğduk, doğarken kulağımıza ezan okundu. Hayatımızın herhangi bir safhasında Kur’an ile haşir neşir olduk. Muhtelif zamanlarda İslamiyet ile ilgili bilgileri birileri bize öğretti. Hepimizin evinde Kur’an başköşede durur. Salâvatlarla sünnet edildik. Dualar ile evlenerek dünya evine girdik… Neden acaba dini vecibelerini yerine getiren insanlara saygılı davranma da gerekli hassasiyeti göstermeyiz? Bu büyük bir yanlış değil mi? Biz;cami, kilise ve havrayı üçünü bir arada yaşatan saygı ve sevgiyi kendine şiar edinen büyük ecdadın torunlarıyız.Acaba biz bu duruma neden düştük?Bizleri üstün meziyetli birer insan yapan sevgi, saygı, merhamet, hürmet, hoşgörü ve yardımlaşma gibi birçok vasıftır. Yüce dinimizde bu konulara uyulması konusunda önemle üzerinde durur. Bu özellikler insanın ruhundan söküp alındığı zaman o insan et ve kemik yığınından başka bir şey değildir. Toplumda yaşanılmayacak bir hal alır. Toplumu tanzim edip düzenleyen bu kurallardır. Uzaklaştığımız bu değer yargılarımızla Ramazan münasebatı ile tekrar kucaklaşmanın tam zamanı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.