Kritik bir konu olduğunda,
Bir çizgi çeker ve "buraya kadar" dersiniz..
O çizgi geçildiğinde "bu kadarı da olmaz" dersiniz..
Çizgiyi aşan kim mi?
Oğuzhan Asiltürk Bey..
Eski adıyla Durmuş Durduyan Bey..
Evet evet yanlış okumadınız.. asıl adı bu iken
İsim tashihiyle şimdiki adını alan Oğuzhan Bey..
Neyse biz işin o tarafında değil, beri tarafındayız..
Bizzat gördüğüm ve yaşadığım halde
İnanmakta zorlandığım tarafındayım, mes'elenin..
Bilmem hatırlar mısınız Oğuzhan Bey?
Fazilet Partisi kapatılmazdan önceki son Grup Toplantısı..
Yenilikçiler ile gelenekçilerin son kez birlikteliği..
Azmi Ateş Bey'le ayakta konuşuyorum..
Yanımıza geldiniz ve
"Sizler, bu davranışlarınızdan dolayı derhal
Hacc'a gidip tevbe etmelisiniz" diyerek
Bizleri tevbeye davet etmiştiniz..
Bir avuç yenilikçi grubun,
Siyasi duruşunuza karşı çıkmasını, öylesine
Akla ziyan ve imanı zorlar şekilde kullanmak istediniz ki
Görmesek, duymasak inanmakta zorlanırdık..
Bu sözlerinizle ve davranışlarınızla,
Kendinizi İslâmiyet'in yerine koymanızı..
Siyasi duruşunuza karşı çıkan söylemlerimizi ise
İslamiyet'e karşı duruş gibi gösterme gayretinizi ve
Bizleri tevbeye davetinizi hatırlıyorum da,
Aman Allahım! diyorum,
Ne bâdireler atlatmışız..
10.02.2012 tarihli yazımda(aksaraymedya.com)
Kısmen değindiğim üzere,
5 Nisan 2000 tarihinde yapılan ve
Demirel'in Cumhurbaşkanlığı görev süresini
5 yıl daha uzatacak olan Anayasa değişikliği için
Yapılan 5+5 oylaması esnasında,
Genel Kurul'da FP sıralarını tek tek gezen Oğuzhan Bey'in,
Benim de yanıma gelerek diğer arkadaşlara söylediği,
"Arkadaşlar, 5+5'e destek veriyoruz..
Hiç değilse Demirel'i tanıyoruz..
Yanına varıp ağabey deyip derdimizi anlatıyoruz..
O gitsin de Mesut Yılmaz mı gelsin.. Coşkun Kırca mı gelsin..
Demirel gene onlardan iyidir, destek verelim" diyerek
Çırpınıp durduğunu dün gibi hatırlıyorum..
"FP'nin kapatılması davasında,
Kendilerinin siyasi yasaklılık dışı tutulması karşılığında
Demirel'den kulis desteği taahhüdü aldıklarını" hatırlıyorum..
Bir de son günlerde televizyonları gezerek,
28 Şubat üzerinden, 'cevap veremez' haldeki
Demirel aleyhtarlığına bakıyorum..
Önceki gün yine bir TV kanalında Oğuzhan Bey'in,
Demirel'i suçlayıcı açıklamalar yaparken,
"28 Şubat'ın 1 numarası olarak Demirel'i göstermesini"
Görünce yine dayanamadım.. diyorumki,
Madem,
Demirel, 28 Şubat'ın 1 numarasıydı da,
Cumhurbaşkanlığı süresini 5 yıl daha uzatmak için
Niye çırpınıp durdunuz?
Oğuzhan Bey, yeter artık! Çekilin köşenize..
Hiç değilse giderayak istikâmet üzere olun..
Bir ömrün sağlıklı muhasebesini yapın..
Ne bu hırs! Ne bu öç alma duygusu!
Siz hangisiniz Allahaşkına?
5+5 oylamasında
Demirel'e destek verelim diyen sizsiniz..
Üstelik bunu yaparken,
Aslında hiç de haberi olmadığı halde,
Merhum "Erbakan Hoca'nın tavsiyesiyle,
Hareket ettiğini söyleyebilen!" sizsiniz.. bir de,
Merhum Erbakan Hoca adına konuşmayın artık..
O zamanlar Demirel'e tek söz etmezken
Şimdilerde konjonktürel fırsatları kullanarak
Demirel ve 28 Şubat süreci üzerinden
Gündeme gelme çabalarınızı anlıyorum ancak
Bu "kadarı da fazla" diyorum..
Hüsn-ü zannımı korumaya çalışıyorum ama
Bu söylediklerinizi, beşerî zaaf, siyasî hırs ve
Aşırı kıskançlıkla bile izah etmekte zorlanıyorum..
Oğuzhan Bey,
Siz bunlardan hangisiniz?
Bir tarafta,
Demirel'le en kritik süreçlerde beraberliğiniz..
Diğer tarafta,
Demirel'in 28 Şubat'ın 1 numarası olduğu iddianız..
Öte yandan, hemen herkesin bildiği ancak
Bugüne değin nezaketen seslendirmediği,
Merhum Erbakan Hoca'ya dahi garip tutumlarınız..
İsterseniz,
Bunlardan hangisinin doğru olduğunu siz söyleyin..
Biz de ona göre karar verelim ve
Hangisinin doğru olduğunu,
Sizin de kim olduğunuzu öğrenelim..
SÖZÜN ÖZÜ:
Oğuzhan Bey,
Söz ve davranışlarınızla sizin de,
"Dün dündür.. bugün bugündür"e inandığınız anlaşılıyor..
E-Posta: [email protected]
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.