Çukurlarla Dans Ede Ede Aldık Gelini

Bu hafta Eskil’de idik, Düğünümüz vardı, yeğenimizi evlendirdik.

Havaların soğuk olması işimizi biraz zorlaştırsa bile düğün heyecanı bütün zorlukları aldı, götürdü. Bereketin bol olması nedeniyle her taraf çamur içindeydi.

Yağmurun da etkisiyle yollar köstebek yuvasına dönmüş olsa bile, biz anayola çıkıncaya kadar arabalarımızla otuzdan fazla hız yapamasak bile, çukurlar arasında slalom yapsak bile, arabalarımızın tamponları su dolu çukurlara girdiğinde küt küt vursa bile hiç birisi heyecanımızı azaltmadı. Neşemizi kaçırmadı, sevincimize gölge düşürmedi, coşkumuza bir leke bile süremedi.

“Harman yel ile düğün el ile olur” hesabı Allah’a şükürler olsun ki çok misafirimiz geldi, soframızı bereketlendirdi, bizi onurlandırdı, düğünümüzü şenlendirdi, neşemize neşe kattı. Ankara’dan, Konya’dan, Aksaray’dan ve Eskilimizin yaylalarından gelen misafirlerimizle gittik gelinimizi aldık.

Doybalak Yaylasından çıktık Gözlük’e gittik gelin almaya. Sırataş’ı geçip anayola çıkıncaya kadar yollarda kaplumbağa hızıyla ve slalom yaparak ilerledik. Ondan sonra gittiğimiz yollar ki buna köy içi yollarda dâhil asfaltlanmıştı. Belediye çalışmış ve görevini yerine getirerek buralara en temel hizmet olan yol hizmetini yıllaaaaar sonra bile olsa götürebilmişti. Lakin Arif yaylası, Gözlük gibi yerlerde evlerin araları bile asfaltlanmışken Doybalak’a çıkan bütün yolların çamur içinde ve çukurlarla dolu olması dışarıdan gelen herkesi epeyce şaşırttı.

Bize bu ikiliğin, ayrımcılığın, çifte standardın ve ilkelliğin nedenlerini sordular.

İktidar partisiyle sorunumuz olup olmadığını sordular.

Bu ülkenin vatandaşı değil misiniz? Belediye’ye gelen parada sizin hakkınız yok mu? Dediler. Ve çukurların bol bol fotoğraflarını çektiler. Ben de çektim ve hem iktidar partisinin genel merkezine hem de Bimer’e gönderdim.

Aslında sordukları soruların anlamlı bir cevabı olmadığını, çünkü babamın yıllardır iktidar partisine oy verdiğini, abimin de iktidar partisinin ilçe yönetimine yer aldığını söyledik. Hem il yönetimi hem milletvekilleri ile aralarının da iyi olduğunu lakin kendilerine yakıştıramadıkları için durumu onlarla paylaşmadıklarını da söyledik.  Lakin Eskil’de siyasetin yıllardır birilerini memnun edeyim derken birilerini mağdur etme üzerinde yapıldığını, yönetime gelen insanların kendi iradelerini yönetime yansıtamadıklarını, kendine oy verenlere yönelik bir hizmet patlaması yaşanmasına rağmen oy vermeyenlerin “öteki” ilan edildiğini de söyledik. Yöneticilerin bir kişinin lafıyla gerekli olup olmadığına bakmaksızın, evler arasına bile kilometrelerce yol yapmalarına rağmen gene bir kişinin lafıyla yaylayı ana yola bağlayacak, akşama kadar onlarca aracın kullandığı ki buna belediye araçları ve okul servis araçları da dâhil temel ihtiyaç niteliğindeki yolları yapmadığını da söyledik.

Eskilli hemşerilerimizden, yöneticiyi tanıyan ve oy da vermiş olan bazı dostlar, “Bu yöneticilere adalet, hak, hukuk desen sana Hz. Ömer Efendimiz’in adalet anlayışından dem vurarak saatlerce nutuk atarlar, lakin uygulamada asla tarafsız olamazlar” dediler. Ve insanların Allah’ın bahşettiği aklı ve iradeyi başkalarının iradesine ipotek etmelerinin ne kadar acı olduğunu ve bunun bir acziyet olduğunu da söylediler.

Ben de diyorum ki, adil yöneticilerin cennete şehitlerden önce gireceklerine dair Hadis-i Şerif var. Tersi olanları varın siz düşünün.

 

Bu yazı toplam 2432 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum