
Muzaffer Yayar
ENGEL SİZ OLMAYIN!
Sosyal devlet, günlük hayatta sıkıntı çeken ve korunmaya muhtaç durumlarda olan insanlara karşı her zaman kendini hissettiren bir özelliğe sahiptir. Hayat alanları dar olan insanlara bir takım hak ve imtiyaz vererek onların hayatını kolaylaştırır.
Ama gelin görün ki, “burası Türkiye” dedirten olaylar var ki, insanın saçını başını yoldurtan türdendir.
Bugün, engellilerin durumunu biraz kaleme alayım istedim.
Malûm; günümüz Türkiye’sinde engellilerin toplumla bütünleşme yönünde büyük sıkıntılar içinde yaşadığını biliyoruz.
Hatta, bizzat içinde olduğum sıkıntıları yaşıyorum desem abartmış sayılmam. Çünkü aynı problemlerle biz de boğuşmaktayız. Zira, engelli bireylerin içinde yaşadıkları toplumla kaynaşması sorunlu olabiliyor..
Devamlı yani sürekli sorunlarla boğuşan, onlara anlamlı çözümler üretemeyen engelli yakınları kendilerini hep mutsuz hissedeceklerdir. Bu da hayat kalitesinin standardını düşürüyor demektir.
Zaten engellileri toplumla bütünleşmelerinin önündeki engellerden biri eğitim… Diğeri toplumla bütünleşememeleridir.
Engellilerin topluma adapte olmalarındaki en büyük engellerden biri ulaşım, fiziksel çevre ve konut sorunudur.
Yaşanılan konuttan bütün alanlara kadar günlük sıkıntıların içinde özellikle ulaşım araçlarına kadar bütün çevresel faktörlerin, engellilerin özellikle ve ihtiyaçları dikkate alınarak tasarlanmadığı bir gerçektir.
Yollar, kaldırımlar, kamu binaları, park ve bahçeler, okullar… İçinde yaşanılan konutlar, ulaşım araçları ve bunun gibi daha birçok fiziksel çevre unsuru, engellilerin topluma katılmasının önünde ciddî birer engeldir.
…
Tamam, bir takım kolaylıklar sağlanmıyor değil. Meselâ araç alırken, vergiden muaf olmanız araç alımınızda kolaylıklar sağlıyor size.
Ancak aracınız olmakla iş bitmiyor. Bir de eğer Eskil gibi bir yerde yaşıyorsanız, ciddî sorunlarla karşı karşıyasınız demektir. Hele hele yönetici kesimle aranız açık veya ufak tefek problemleriniz varsa yandınız demektir. Bir sonraki seçimlere umut bağlamaktan başka bir çaresi kalmamıştır. Dile kolay tam 5 yıl hizmetlerden mahrum kalmak demektir. Arabası olup ta yolu olmayacak kadar düşünce engelli bir zihniyete sahip olacak kadar toplum ne yazık ki alçaltılmış durumda.
Ayrımcılık, ikilik bu topraklarda ki insanların kanını emmeye devam edecektir. Kimimizin hayatını kolay kılarken kimimizin hayatını engeller üzerine engel ekleyecektir.İşte siz hep halka göre yaşadığınız sürece Hakk mahrum kalacaktır. Bu ülkede neden problemler bitmek tükenmek bilmiyor, çözülmüyor çünkü problemi çözecek ne cömert halk var ne de yönetici. Bilmem anlatabildim mi derdimi ... Gerçi ne anlatsan boştur. Mevlana Celaleddin-i Rûmî “Sen ne söylersen söyle, söylediğin,karşındakinin anladığı kadardır.” der. Bu sözün farklı bir versiyonunu da duymuştum: “Sen ne söylersen söyle, bildiğin,karşındakinin anladığı kadardır. Umarım herkes nasbine düşeni alır. Almakla yetinmeyip bir şeyler yapabilmek için çırpınır... Vesselam...
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.