Geleceği alacak tek şey bugündür

Geleceği alacak tek şey bugündür

Konya Sanayi Odası (KSO)’nda düzenlenen ‘Mutlu Aileler, Mutlu Yarınlar’ konferansına konuşmacı olarak TOBB ETÜ Öğretim Üyesi İletişim Uzmanı Nesrin Sevimli katıldı.

 

Konya Valisi Aydın Nezih Doğan’ın eşi Hatice Doğan, Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek’in eşi Fatma Akyürek, Vali Yardımcılarının eşleri ile çok sayıda davetlinin katıldığı konferansın açılışında konuşan KSO Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Büyükhelvacıgil’in eşi Tezel Büyükhelvacıgil, insanın her zaman mutluluk, huzur ve rahatlık istediğini ifade ederek, mutluğun hep kuş tüyü yastıklarda, son model arabalarda, yeni moda elbiselerde, villalarda, pembe panjurlu köşklerde, konforda, rahatlıkta, parada, şöhrette, büyüklükte, televizyon dizilerinde arandığını belirterek, “Oysa mutluluk belki yanı başımızda, karşımızda, bilgimizde, sevgimizde gizli. Bir tebessüm, bir damla sevinç gözyaşı bizi dünyanın en mutlu insanı yapabilir” dedi.

 

HUZURSUZ AİLEDE YETİŞEN NESİL,

TOPLUMU TEHDİT EDEN BİR UNSUR HALİNE GELEBİLİR

 

 Ailenin, insanın yetiştiği beşik olduğunu ifade eden Büyükhelvacıgil, ‘Beşiği sağlam olan nesiller her yönden sağlam olur. Cemiyetin yapı taşı sağlam oldu mu da millet sağlam olur, devlet sağlam olur. Ailedeki problem, insanın bütün gününe bütün işlerine sirayet eder. Hayatı verimsiz hale getirir. Bu problemler uzun vadede bütün toplumu ilgilendiren bir yara haline bile dönüşebilir. Zira, huzursuz ailede yetişen nesil, gelecekte toplumu tehdit eden bir unsur haline gelebilir” şeklinde konuştu.

 

“MUTLU OLMAK İÇİN ŞİMDİKİ ZAMANDAN DAHA UYGUN BİR ZAMAN YOK!”

 

Mutluluğun varılacak bir yer değil, yürüdüğümüz yol olduğunun unutulmaması gerektiğini ifade eden Büyükhelvacıgil, “Mutluluk ise para ile satın alınamayacak kadar pahalı, parasız herkesin satın alabileceği kadar bedavadır, karşılıksızdır. Zira, zaman kimseyi beklemez. Mutlu olmak için şimdiki zamandan daha uygun bir zaman yok!”diye konuştu.

 

“GERÇEK MUTLULUK İNSANIN KENDİ ELİNDEDİR”

 

TOBB ETÜ Öğretim Üyesi İletişim Uzmanı Nesrin Sevimli, konferanstaki konuşmasında ilişkilerin yozlaştığı günümüzde sağlıklı, mutlu, huzurlu evliliklerin yürütülmesi için yeterince mücadele edilmediğine dikkat çekti. 

Sevimli, “Gerçek mutluluk insanın içinde ve kendisinin elindedir. Mutluluğu ve başarıyı yakalayamayanlar, hatayı başka yerde değil, kendi içlerinde aramalıdırlar. Bir şeyi elde etme hırsı değil, elde ettikten sonra da onu istemeğe devam edebilme becerisi yaşamı anlamlı kılar” dedi.

 

SEVGİ GİBİ SAYGININ DA KAZANILMASI GEREKİR 

 

Sağlıklı mutlu bir beraberlik için sevgi, saygı ve güven olması gerektiğine değinen Sevimli, “İster erkek, ister kadın olalım. Unutmayalım! Hiç kimse bizimle birlikte ya da evli olduğu için bizi sevmek ya da saymak zorunda değildir. Sevgi gibi saygının da kazanılması gerekir. Mutlu bir birliktelik için en önemli şey eşler arasındaki iletişimin niteliğidir. Etkili iletişim kurabilenler yürekten dinleyip, yürekten konuştukları için muhteşem beraberliklere ve dostluklara imza atar. Etkili iletişim için üç temel özellik; karşımızdakini can kulağıyla dinlemek, kendimizi doğru tanımak, kendimizi doğru ifade etmektir” diye konuştu.

 

“SEVEN İNSANLAR SEVGİ DİLİYLE ANLAŞIRLAR!”

 

Sevimli, kadın dili ile erkek dilinin farklı olduğunu şu cümlelerle anlattı:
“Kadınlar ilişkilere odaklanır, sorunları anlamaya çalışır, duygu-düşünce-yaşantı paylaşır, takdir edildiklerini görmek ister ve işbirliği arar. Erkekler ise statüye odaklanır, sorun çözmeye meraklıdır, bilgi-olgu aktarmak, saygı görmek ve özerkliğini korumak ister. Kadınlar eşit konumda konuşma uğraşları ile ilgili ilgilenilmesini, sorunları ve duyguları paylaşmak ister. Erkekler konuşmaya başlamadan önce düşünce ve duygularınızı netleştirmeyi, sorunlara birlikte çözüm aramayı ihmal etmeyin!. Kadının erkeğin kullandığı dil farklı olsa da seven insanlar sevgi diliyle anlaşırlar.”

 

AİLENİN MUTLULUĞU İÇİN OLUMLU İLETİŞİM ÖNEMLİ

 

Olumlu iletişim için tavsiyelerde bulunan Sevimli, “Emir vermeyin, rica edin. Talimatla rica arasında dağlar vardır. ‘-Yap, et, getir, götür yerine, yapar mısın, yardım eder misin, getirir misin?’ Suç ve ceza anlayışı ile konuşmayın. Bu duyguların zedelenmesine, ilişkide acıklı sahneler yol açar. ‘Bak yine öyle konuşuyorsun’ yerine ‘-Bu sözler beni incitiyor, başka türlü ifade etmeni rica ediyorum’u deneyin. Zihin okumaya kalkmayın. Tepki yerine cevap verin. Empati gösterin. Sözünü kesmeyin” şeklinde konuştu.

 

“BİRLİKTE GÜLMEYİ İHMAL ETMEYİN!”

 

Ailede eşlere birbirlerinin özel günlerini unutmamalarını, birlikte gülmeyi ihmal etmemelerini, heyecanlarını canlandırmalarını ve televizyonu kapatmayı unutmamalarını tavsiye eden Sevimli, “Mutlu bir birliktelik için en önemli şey eşler arasındaki iletişimin niteliğidir. Etkili iletişim kurabilenler yürekten dinleyip, yürekten konuştukları için muhteşem beraberliklere ve dostluklara imza atar” ifadelerini kullandı.

 

“ÇOCUKLUĞUNUZDAN KALMA SORUNLARINIZI BİRLİKTELİĞİNİZE YANSITMAYIN”

Aile bireylerine “Çocukluğunuzdan kalma sorunlarınızı birlikteliğinize yansıtmayın” uyarısında bulunan Sevimli, “ Mutlu aile için bireyler şu konularda dikkatli olmalı: Ailesini yerli yersiz olumsuz eleştirmeyin, sınır koymayı başarın, özel yaşamınızla ilgili mahrem konuları ailenizle paylaşmayın, kayınvalide-gelin çekişmesine izin vermeyin. Mutlu bir evlilikte önemli olan iki kişinin ne kadar uyumlu olduğu değil, uyumsuzlukla nasıl baş ettikleridir!” dedi.

 

TERCİHLERİMİZ YAŞAMIMIZIN KALİTESİNİ BELİRLİYOR”

 

“Tercihlerimiz yaşamımızın kalitesini belirliyor” diyen Sevimli, “Yaşamımızın akışını sadece ama sadece biz değiştirebiliriz. Yarın nerede olmak istiyoruz? Ne yapmak istiyoruz? Hedefimiz ne? Karar verin! Bir adım atın! Yaşam, akıllılar için bir öğretmen, aptallar için ise bir düşmandır” diye konuştu.

Bir şeyler değiştirmek isteyen insanın önce kendinden başlaması gerektiğini anlatan Sevimli, konferansın sonunda Shakspeare’in şu sözlerine yer verdi:

"İnsanların çoğu sevmekten korkuyor, kaybetmekten korktuğu için.

Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için.

Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için.

Yaslanmaktan korkuyor, gençliğin kıymetini bilmediği için.

Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir şey vermediği için.

Ve ölmekten korkuyor, aslında yaşamayı bilmediği için...”

Bu haber toplam 2169 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Eğitim