Av. İbrahim Güllü

Av. İbrahim Güllü

Hak Aramanın El Kitabı Değişti

 

Bir bütün halinde değişikliğe uğrayan Hukuk Muhakemeleri Kanunu 6100 sayılı kanun numarası ile 01 Ekim 2011 tarihinde yeni haliyle birçok değişiklikle birlikte yürürlüğe girdi.

 

Geç kalmış adalet, adalet değildir anlayışı ve halkımızın yıllardır yavaş işleyişinden şikayetçi olduğu yargılama mekanizmasını hızlandırmak amacıyla getirilen birçok yenilik ve uygulama ile yasanın adalet mekanizmasına çok ciddi bir ivme kazandıracağını düşünüyorum.  Çok büyük yargılamayı hızlandırıcı yenilikler getiren bu değişikliğin belki de en önemli eksik ya da eleştirilebilecek yönü dava açmanın maddi anlamda zorlaştırılmış olması ve dava sonunda idari yaptırım uygulanmasıdır.

Kanun, gerekli masrafların zamanında yatırılmamasından dolayı davaların gecikmesinin önüne geçmek amacıyla da düzenleme yapıyor. Buna göre, davacı, yargılama harçları ile her türlü tebligat ücreti, keşif gideri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi yargılama giderlerini karşılayacak tutarı, dava açarken ''avans'' olarak mahkeme veznesine yatırmak zorunda.

Bundan sonra insanımız dava açarken iki kez düşünecektir. Bu eleştirisel yönünü ayrı bir değerlendirme ve tartışma konusu yaparak insanımıza getirdiği yeniliklere değinmek istiyorum. 

 

En önemli değişiklik belki de asliye hukuk mahkemelerinin asıl mahkeme haline getirilmesidir. Genel hatlarıyla dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda, her türlü idari eylem ve işlemler ile idarenin sorumlu olduğu diğer sebeplerin yol açtığı vücut bütünlüğünün kısmen veya tamamen yitirilmesine yahut kişinin ölümüne bağlı maddi ve manevi zararların tazminine ilişkin davalarda görevli mahkeme, asliye hukuk mahkemesidir.

Yetkili mahkeme konusunda da tüketicilerimizi koruyan düzenleme getirilmiş durumda ve ayrıca kesin yetki kuralları getirilmiş durumda. Artık bankalar, tüketiciler ile yapacakları her türlü sözleşmelerde, yetkisiz bir mahkemeyi yetkili hale getiremeyecek yani tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemedikleri, içeriğine etkide bulunamadığı, standart sözleşmelerde tek taraflı yetki sözleşmesi yapamayacak. Yapılan sözleşmelerdeki yetki kuralı da geçersiz sayılacak. Ayrılık, boşanma gibi kesin yetki hallerinde ise yetki sözleşmesi yapılamayacak.

Getirilen değişikliklerin içinde belki de en ilginç olanı disiplin para cezası uygulamalarıdır. Mesela; Reddi hakim talebinin, kötü niyetle yapıldığının anlaşılması ve esas yönünden kabul edilmemesi halinde, talepte bulunanların her biri, 500 TL'den 5 bin TL'ye kadar disiplin para cezasına mahkum edilebilecek. Bu yönüyle hem davayı da uzatmaya yönelik olarak kullanılan bir mekanizmanın önüne geçilmesi hem de hâkime karşı onur kırıcı bir işlemin keyfi uygulanması bir nebze de olsa engellenmiş olmakta. Elbette ki parası olan için reddi hâkim müessesesini kullanmak her zaman için mümkün.

Mazeret bildirmeksizin gelmeyen tanık, zorla getirtilecek ve gelmemesinin neden olduğu giderleri ödemeye ve 500 TL'ye kadar disiplin para cezasına hükmolunacak.

Kötü niyetli kişilere karşı caydırıcı bir hüküm de yer alıyor. Buna göre, kötü niyetli davalı veya hiçbir hakkı olmadığı halde dava açan taraf, yargılama giderlerinden başka, diğer tarafın avukatıyla aralarında kararlaştırılan vekalet ücretinin tamamı veya bir kısmını ödemeye mahkum edilebilecek. Bu kişilere bundan başka, 500 liradan 5 bin liraya kadar disiplin para cezası verilebilecek. Bu hallere avukat neden olmuşsa, disiplin para cezası onun hakkında da uygulanacak.

(devam edecek...)

Bu yazı toplam 3061 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.