Suudî Müftü M. El Arifi,
Suriye'de Beşşar Esad'a karşı savaşan
Özgür Suriye Ordusu-ÖSO- mensuplarına seslenmiş,
"Suriyeli kadınlarla mut'a nikahıyla evlenip
Cinsel arzularınızı tatmin edin ki
Suriyelileri öldürmek için kararlılığınız artsın"..
Suriyeli kadınlara da seslenmiş ve
"ÖSO mensupları uzun süredir savaştıkları için
Cinsel ihtiyaçlarını gideremiyorlar..
Onların cinsel ihtiyaçlarını karşılamanız
Cennete girmenizi sağlayacak bir görevdir" demişti..

Nisan 2012 ayında da Büyük Müftü Abdülaziz,
"Aileleri tarafından iyi yetiştirilmiş kızlar
10 yaşında evlenebilirler,
25 yaşını bekleyenler fena halde yanılıyorlar" demişti..

Yine Nisan 2012 ayında Mısır Parlamentosu,
"Erkeklerin ölen eşleriyle ilk 6 saat içinde
Cinsel ilişkiye girebilmelerine" izin veren
Mide bulandıran bir yasa çıkarmaya girişmişler,
Yoğun tepkiler üzerine bundan vazgeçmişlerdi..

İslâm ülkeleri,
İslâm toplumlarının çözülmeye,
Sınırlarının yeniden çizilmeye çalışıldığı
Yüzyıllık tarihî, kritik bir dönemeçten geçerken..
Kılavuzları "nelerle" meşgulken
Batılılar nelerle meşgul, bi'örnek verelim..

Aralık 2012 ayı başları..
Yunanlı yazar Basil Venitis'den
Tarihî bir tesbit.. tarihî bir itiraf:
"Müslümanlar birbirini öldürüyor.. ancak
O arada Batılılar müdahale ettiğinde
Aralarında birleşerek Batıya karşı savaşıyorlar..
O yüzden bırakın birbirlerini öldürsünler..
Bırakın Şiiler ve Sünniler
Kendi problemlerini aralarında halletsinler,
Batı böyle düşünüyor" demişti..
Fazla söze ne hâcet..!

Müslüman toplumlar,
Hem ülke içinde kendi aralarında,
Türk, Kürt, Arap, Acem vb. etnik farklılıklar ile
Şii, Sünni, Alevi vb. mezhebî farklılıklar bahane edilerek
Birbirleriyle çatışırken, çatıştırılırken..
Hem de İslâm ülkeleri çıkar çatışmalarıyla
Birbirleriyle çatışır, çatıştırılarak eritilirken..
Üstelik bu kadar basit şekilde oynatılan oyunda
Bi'hayli de mesafeler alınmışken..
Müslüman toplumlara kılavuzluk eden birilerinin
Meselenin "neresinde" olduklarına dair
Acınası, utanılası birkaç örnek..

Bu denli.. zavallı olmanın da ötesinde
Dünyada, ukbâda yer! tartışılacaklar karşısında
Yunanlı yazara ne denilebilirki,
Yüreğimiz kanayarak sessiz kalmaktan başka..
Batı dünyasını geçmişte
Ortaçağ karanlığından çıkaran
İslâm dünyasının içine düştüğü, düşürüldüğü
Hâl-i pürmelâli, daha kolay nasıl anlatabilirizki..
"Kılavuzları" böyleleri olanların
Hâl-i pür melâli daha nasıl olabilirki..