“Maksat İnternet değil, hala anlamadın mı?”

“Maksat İnternet değil, hala anlamadın mı?”

     Eylemcilerden biri basbas bağırıyordu: bu daha başlangıç, arkası gelecek!” diye. Arkasının geleceğini biz de biliyoruz. “Maksat İnternet değil, hala anlamadın mı?”. Maksat polise taş atmak, ortalığı karıştırmak, kaosu fırsat bilip, hükümete, oraya buraya küfretmek, maksat senin benim geleceğimizi çalmak. Maksat çoluk çocuğun ahlakını maksimum düzeyde bozup, Avrupalı bir çocuğun ortalama ahlaki seviyesinin de altında seyreden kof bir nesil meydana getirmek.

 

         “İnternetime dokunma! Ki, ahlaksızlık alsın yürüsün” ithal bir zihniyeti. Bir taraftan Milli Eğitim öğrencileri internete sevk ediyor, çocuklar internetten ödev araştırma adına internetin bağımlısı olup çıkıyor. Zaten kitap okumayı sevmeyen, kitabı sadece “boş zamanların boş işi” olarak gören “boş” bir toplumuz. Çocukları “kütüphanelere” yönlendireceğimize, “internete” yönlendirip tamamen kitaplardan kopuk, bir toplum olup çıkıyoruz. Çağı yakalayalım, her eve bilgisayar ve internet kampanyalarıyla destekleyelim. Sonra da günde en az altı-yedi saat bilgisayarın başından ayrılmayan insanlardan bu ülke adına medet umalım. Bırakın ülkeyi küçük bir devlet olan aileyi dahi koruyamayan, kontrol dışı bir toplum olup çıktık.

İnternetli yılların mirası olarak, boşanmalar arttı, aileler parçalanıyor, çocuklar bir sürü anlamsız mesaj bombardımanıyla karşı karşıya kalıyor.  Okullardaki çeteleşme, tecavüz olaylarının artışı, aile içi şiddet, ensest ilişkiler, cinsel istismarın artması internetin yaygınlaşmasıyla doğru orantılı. Bunu herkes biliyor, çocuk bir oyun sitesine giriyor, gördüğünde asla aklından çıkmayacak bir sürü mesaj bombardımanına sebep olabiliyor. Bırakın oyun sitesini haber sitelerinin dahi içleri bomboş. Kim kiminle ne yapmış, kim kime ne demiş, belden aşağı dedikoduları haber diye koyuyor, haber sitesi değil, adeta “magazin server”.

Ailelerini ateşe atan onca anne-baba dökülsün sokaklara “sansüre hayır” sloganları atsın”.Olacak iş mi? sokağa dökülüp “hakkımı arıyorum” densizliğiyle haklarımızı gasp ediyorlar. Özgürlük, insanların huzur ve mutluluklarını güvenli ve temiz bir şekilde sağlamaya yönelik hazırlanmış olan kuralları oluşturup o kurallara uymaktır. Edepsizliğe, ahlaksızlığa özgürlük sloganıyla ancak Ad ve Semud Kavmi’nin özgürlüğü(!)ne ulaşılır. Böyle bir özgürlük yok. “Edepsizliğin hürriyeti olamaz”.

         Toplum mühendisleri sanırım yine yanlış yönlendirdi bazı grupları, top direkten döndü. Herkesin desteğini umdukları “ağacıma”, “mahremime” şimdi de “internetime” dokunma kampanyası hiç de bekledikleri ilgiyi görmedi. Sadece polise ve devlete ağız tadıyla küfretmek için uygun bir ortam yakalamış oldular.  İnternette “Nü”ye dokunma diye slogan atan benim saf insanım acaba benim çocuğum için reva gördüğü mayın tarlasına kendi çocuğunun da balıklama atlayacağının ve bir gün çocuğunun kolunun bacağının elinde kalacağının hesabını yapıyor mudur?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi