Öğretmen yetiştirme sistemimiz var mı?

Yıllardır tartışıyoruz, alakası olsun olmasın her kafadan ses çıkıyor. Sesler öğretim dönemi başlarında ve sonlarında iyice artıyor. Hatta çıkan bu sesler sayesinde sokaktaki herkes uzman oldu!

Lakin eğitim sistemimizde çok ciddi sorunlar ve çelişkiler halen devam ediyor.

Öyle ki öğretmen yetiştirmeden tutunda, okulların fiziki yapısına; Okullardaki yönetim sorunlarından tutunda yetişen öğrencilerin kalitesine kadar, okulların fiziki imkânlarına ve sınav sistemine kadar çok ciddi sorunlarımız ve inanılmaz çelişkilerimiz var. 

İlk ve en büyük çelişkimiz öğretmen yetiştirmeyle alakalı...

Mesleğinin tamamı sahada geçen eğitimciler eğitimlerini saha yerine salonlarda alıyorlar. İnsan ilişkileri konusunda uzman olması gereken öğretmenler, insan psikolojisi, öğrenci psikolojisi, gelişim psikolojisi, eğitim psikolojisi ve sosyoloji derslerini sahada gözlem yapıp, deneyim elde ederek yapmak yerine yine salonlarda ve yetersiz alıyorlar. Ayrıca öğretim metotlarının tamamını adları gibi bilmeleri ve bu yöntemlerin sınıfta nasıl uygulandığını görerek ve hatta uygulayarak yetişmeleri gereken bizler çok kısıtlı yaptığımız uygulamalar ile çok cılız örnekler görebiliyoruz. Teorik olarak öğrendiğimiz bilgilerimizi uygulamaya aktarmakta güçlükler çekiyor ancak mesleğe başladığımızda yaptığımız uygulamalarla öğreniyoruz.

Oysa mesleki malzemesi ve eseri insan olan ve geri dönüşümü-pişmanlığı olmayan bu mesleği yapan insanların özel olması, özel seçilmesi ve özel yetiştirilmesi gerekiyor. Hatta daha fakülte tercihi aşamasında bile bazı testlerden geçirilerek, mesleki eğitimin bu testleri geçenlere verilmesi mesleğimizin önemi açısından yapılabilecek bir uygulama olabilir.

Eğitimde bana göre bir eğitimcide bulunması gereken en önemli vasıflardan bir tanesi eğitimcinin idealist olması ve tüm zorluklara rağmen idealizmini kaybetmeyecek sağlam bir mesleki sevgi ve mesleki iradedir. İşte seçim yaparken bunun da mutlaka göz önüne alınması temel olmalıdır.

Daha sayabileceğimiz pek çok değere sahip olması gereken ve kaliteli bir eğitimle nitelikli bir öğretmen olan meslektaşlarımız, siyasi mülahazalardan, ideolojik hizipleşmelerden uzak bir biçimde evrensel ve toplumsal değerlere sahip olmalı ve bu değerleri öğrencisine nasıl aktaracağını bilerek yetişmelidir. 

Yani bir öğretmen, toplumda "hakim ol, savcı ol, avukat ol, mühendis ol, doktor ol ama hiç olamazsan öğretmen ol" algısını yıkacak yeterliliğe ve saygınlığa sahip olmalı ve bu mesleği yapacak kişiler toplumun en zeki insanları arasından seçilmelidir.

Seçilmelidir ki mesleki eğitimin ardından iyi yetişmiş, sahayı bilen bir eğitimci uygulama alanında sıkıntı çekmemeli ve bocalamamalıdır.

Öğretmen olduktan sonra da mesleki eğitim ve gelişim devam etmeli, öğretmene kendini geliştirebileceği maddi ve manevi imkanlar sağlanmalı; Öğretmenlerin gelirleri de en az bir doktor kadar iyi olmalıdır.

Yani eğitim fakültelerine girmekte, öğretmen olmakta ve öğretmenliği icra etmekte asla bu kadar kolay olmamalıdır...

 

Bu yazı toplam 2575 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum