Sevgili okur öğrencilerim
Fakat size can sıkıcı bir haberim var. Web sitesi benim şekil ve şemalarımı göstermediğinden dolayı sorun çözülene kadar aşağıdaki gibi ilkel şekil ve şemalarla idare edeceğiz. Mevlüt beye baskı yapın da bir an önce bu sorunu çözsün. :-)
Evet. Kaldığımız yerden devam ediyoruz.
1) Nedenleri ve gerekçeleri belirlemek. Yabancı dil etkinliğine başlamadan önce şu soruyu kendimize sormamız gerekir: “Neden İngilizce öğrenmek istiyorum ve İngilizce bana ne yarar sağlayacak?”. Bu soruyu sadece sormuş olmak için değil de gerçekten kendinize içtenlikle sorun. Alacağınız cevapları beyaz bir kağıda nedenlerinizi ve gerekçelerinizi belirterek yazın ve bir listesini yapın. Ayrıca kendinizi sanki İngilizce biliyormuş gibi hissederek ilk olarak ne yapmak istediğinizi kafanızda canlandırmaya çalışın. Örneğin, çok istediğiniz bir yabancı topluluk önünde şirketinizi temsilen önemli bir konuşma yapıyor, ya da yanınızda tercüman olmadan, şirketinize önemli kazanımlar sağlayabilecek bir iş toplantısında sıkı bir pazarlık yapıyor, ya da yabancı bir şirketin Türkiye şubesinde yabancılar karşısında önemli bir makam için mülakatta konuşuyor olabilirsiniz.
Örnekler çoğaltılabilir ama şu var ki; herkesin içinde yabancı dil bilmediğinden dolayı ulaşamadığı bir ideali bulunmaktadır. Önemli olan sizin kendi idealinizi tespit etmeniz ve sanki ona ulaşmış gibi hayal kurmanızdır. Buradaki amaç, idealinizi gerçekleştirdiğinizde duyacağınız hazzı göstermek ve bu hazza ulaşmak için girişeceğiniz çalışmaya moral motivasyon sağlamaktır. Unutmayın. Her şey beyinde biter. Bir şeyi gerçekten istemek ona ulaşmanın yarısıdır.
2) Kararlı ve inançlı olup zorluklardan yılmamak. Daha önce belirlenen hedefe kilitlendikten sonra hedefimize ulaşmak için karşımıza nasıl bir çalışma ve takvimlendirme yapacağımız sorusu gelir. Öncelikle bilinmesi gereken şey; yapacağımız çalışmanın ilk devrelerinin size zorlu ve yıpratıcı gelebilmesidir. Bu gibi ruh durumlarına girdiğiniz takdirde yapmanız gereken ayrıntılarda boğulmak yerine daha önce belirttiğim size özel olan hedefi hatırlayarak o hazzı yeniden yaşamaktan ibarettir.
Kuşkusuz ki, olayı bilmediğiniz için yabancı dil öğrenmek size başta epey zorlu gelebilir ve gözünüzde büyüyebilir. Bu açıklama olayın başlangıç ve ilerleyen aşamalarını size göstererek gelişmeyi ve zorlukları aşma sürecini size tanıtmada yardımcı olacaktır. Aynen engindeki bir geminin elindeki o bölgeye ait haritaya sahip olmasının vereceği rahatlama hissi gibi.
Öncelikle bilinmesi gereken yabancı dil öğrenme bir bilgi aktarımından çok bir beceri çalışmasıdır. Bununla teorinin ağırlığının az olduğu ve belli temel yapılar bilindikten sonra bunları tekrarlarla otomatik bir davranış haline getiren bir süreci kastediyorum. Aynen araba kullanmak, yüzmeyi öğrenmek vb. tekrarlarla oturan diğer etkinliklerde olduğu gibi.
Yabancı dil kazanımı bir çocuk ve yetişkin için iki farklı şekilde ortaya çıkar. Çocuk, önceden hiç bir şekilde bilgilenmeden bilinçsizce sadece kulağına gelen sesleri taklit edip daha sonra eğitimle anlamlarını ve yapıları öğrenerek bilinçli olarak dili edinirken; yetişkin ise bilinçli olarak önce kuralları, yapıları belli bir program çerçevesinde hazmederek öğrenir daha sonra tekrarlarla bunları oturtarak (bilinçsizce) otomatik bir davranış haline getirir.
Çocuğun ve yetişkinin dili öğrenmede geçirdiği süreç ve arasındaki farklar
Dil Öğrenme Dil Edinme
Çocuk Bilinçsiz Bilinçli
Yetişkin Bilinçli Bilinçsiz
Genel olarak yetişkinlerle çalıştığım için yukarıda resmedilen durumda yetişkinlere yönelik en zorlu dönem “Bilinçli” dönemiyken en keyifli dönem “Bilinçsiz” dönemidir. Tahmin edeceğiniz gibi çocuk için de tersidir (Bebeklik dönemindeki aile içi yaşam ve çocukluktaki okul ve ders yaşantısı). Yetişkinin durumunu böyle tespit ettikten sonra en sancılı “Bilinçli” dönemine bir bakalım. Dil öğrenme ve edinmede süreç şu şekilde işler:
Dil Öğrenme Çok Çalışma ----- Az sonuç
Dil Edinme Az çalışma ----- Çok sonuç
a) Çok Çalışma – Az Sonuç sürecinde öğrenci çok çalışmasına, eğiticinin verdiği çalışma programına sıkı sıkı uymasına rağmen görünürde olumlu hiçbir sonuç alamaz. Çünkü olayın daha başındadır. Çocuk da hemen konuşmaya başlamaz. Bir olgunlaşma dönemine gereksinim duyar. Aynen mısırın patlamadan önce yeterince ısınması gibi. Kolay değil. Yeni bir dil ve kültür öğrenmek insanın kendisini yeniden düzenlemesidir ve sabırla geçmesi gereken bir süreçtir. MEN’s BK yöntemiyle bu 3 – 3.5 ay sürer. En sancılı süreçtir.
b) Az Çalışma – Çok Sonuç sürecinde ise tekrarlarla her şey yeterince oturduğu için öğrenci daha önce anlayamadığı metin, konuşma vb. etkinlikleri anlamaya, okumaya ve konuşmaya başlar. Önceleri uzun zaman ayırdığı etkinlikleri daha kolay yapmaya başladığı için bundan keyif almaya ve faydalanmaya başlar. Bu sürece ulaşmak için sabırlı, devamlı ama az az çalışmak ve ne ile karşılaşacağının bilincinde kararlı ve inançlı olarak hedeften sapmadan çalışmaya devam etmek gerekir.
Dil öğrenmenin gerçekleştiği “Bilinçli” dönem bittikten sonra tekrarlarla otomatik bir davranış haline gelen yabancı dilin “Bilinçsiz” dönemiyle dil edinimi tamamlanmış olur.
3) Hedef belirlemek (günlük- haftalık- aylık- kurs sonu). MEN’s BK yöntemi öğrenciye şöyle bir plan sunar: Yöntem toplam 160 saatte bittiği için ilk 30 – 40 saatlik süre teorik eğitime ayrılmıştır. Burada öğrenci temel zamanları, kısa, uzun ve birleşik cümle kurmayı, cümle yapısı ve sıralamasını, İngiliz dilini tanımayı ve metin çözümlemesi yapmayı öğrenir. Bu temel İngilizce eğitimini tamamladıktan sonra, pratik ve teorinin birlikte paralel gittiği bir süreçte önce anlama, sonra konuşma ve en son da okuma – yazma önem sırasına göre yöntemin öngördüğü program devam ederek İngilizceye belli bir hakimiyetle sona erer. Program bitiminde öğrencinin sahip olduğu seviyeyi korumak ve geliştirmekle ilgili yapılacaklar listesi kendisine verilerek program bitirilir.
Burada öğrenci program başında kendisine verilen eğitim paketini aldığında kendisine günlük bir program yaparak üzerindeki gelişmeleri ve olumsuzlukları görebilecek duruma gelir. Eğiticinin yol göstermesiyle olumsuzluklarını düzeltmesi de bu programı yapmasına bağlıdır. Bu program aynı zamanda kendisine daha sonra anlatılacak kelime dağarcığı sağlayan Küçük Kağıtlar Tekniği’ni etkin bir biçimde kullanmasına da yardımcı olacaktır.
Aşağıda bir dilin öğrenilmesi sürecinin çizimsel bir açıklaması bulunmaktadır:
/\
I ............
I ........
I ..... ..
I ...... ..
I .... ..
I ... ..
Bilgi I .. ..
Beceri I - - - - - - -.. .- - - - - - - - - - - - - - - - - - - -- Kritik Eşik
Deneyim I . .
I . .
I . .
I . .
I . .
I . .
- - - - - - -- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - ->
Zaman
Yukarıda görüldüğü gibi ilk zamanlarda öğrenci bir bilgi yüklemesiyle karşılaşırken daha sonra önceki bilginin oturmasıyla eski bilgisine ilk zamandaki gibi olmamasına rağmen eklemelerle en sonunda standart bir çizgiye oturmaktadır. (Bir uçağın kalkışı ve belirli bir rotaya oturması gibi)
Gene çizimde görüldüğü gibi “Kritik eşik” denilen zaman noktası öğrencinin gerekli sabrı, çalışmayı göstermeyip programı yarıda bıraktığı zaman bölümünün son noktasını belirler. Eğer öğrenci çalışmasına disiplinli bir şekilde devam ettiği takdirde daha önceki öğrendiklerinin etkisini gösterdiği ve otomatik bir davranış haline geldiği süreç başlamaktadır. Bundan sonraki çalışmanın seyri artık edindiği dili bir standarda oturtmak şeklindedir. Bu grafik sağlıklı bir şekilde uygulandığı takdirde öğrencinin kendisine yeterli olabilecek şekilde dile hakimiyeti söz konusudur.
Yukarıdan da anlaşılacağı üzere öğrencinin kendisine günlük bir program hazırlayıp bunu kurs sonuna kadar eğiticinin yardımıyla takvimlendirmesi eğitimin başarısı açısından son derece önemlidir. Burada öğrenciye verilecek eğitim paketinin de etkin kullanılması başarı için elzemdir.
4) Hedefinize sabrederek ulaşmaya çalışmak. Yukarıda açıklanan bilgilerin ışığında başarı için ortaya üç önemli nokta çıkmaktadır: Disiplinli Çalışma – Doğru Dil Öğrenme Yöntemi – Sabır.
“Çok Çalışma – Az Sonuç” evresinde öğrencinin genel davranışı eğer önceden süreçle ilgili bilgilendirilmediyse bir bıkkınlık, yetersizlik ve programı bırakma şeklindedir. Çünkü kendisi bu kadar çalışmasına ve eğiticinin programına sıkı sıkıya bağlı olmasına rağmen hala bir sonuç alamamış olmasını çeşitli nedenlere bağlayarak kötü bir kolaycılıkla programı bırakma veya savsaklama yoluna gider. Halbuki yabancı dil eğitiminin etkisi alınan ilacın etkisine benzer. Maddi olmayıp ancak sonuçlarını hissedebilirsiniz. Sorununuzu eğer daha önceki gibi yoğun yaşamıyor belli bir rahatlama duyuyorsanız süreç doğru ve sağlıklı işliyor diyebilirsiniz. Ama bunu görebilmek için kendinize bir süre tanımanız gerekiyor. Bu süre ve süreç yukarıda açıklanmıştır. Sizin yararsız gibi gördüğünüz çalışma meyvelerini bir süre sonra vermeye başlayacaktır.
Örnek vermek gerekirse; bir duvara bir çivi çakacaksınız ve çivi de en az 5 darbede duvara girecektir. Eğer siz ilk darbede çiviyi duvara sokacağınızı düşünüyorsanız yanılıyorsunuz demektir. Vurmaya devam ettiğinizde çivi 5. darbede duvara girerse bunu 5. darbenin sonucu girdiğini söylemek te yanlış olacaktır. Kısaca her darbenin bir etkisi olmuştur ama 5. darbe görünen sonucu sağlarken önceki darbeler görünmeyen etkiyi oluşturduğundan etkisi olmamış görünmektedirler.
Öğrenci de aynen bu örnekte olduğu gibi birkaç darbe atıp çivinin duvara girmediğini düşünürken (çok çalıştığını düşündüğü gibi) “KRİTİK EŞİĞİ” bir aşabilse nihai sonucu (çalışmasının sonucunu) kendisi de görebilecektir.
5) Yaptığımız etkinliği bir ders veya görev değil eğlence haline getirmek. Genelde yabancı dil programlarına bakış onu bir ders gibi görme eğilimidir. Bu da eğlenceli bir süreci ders kavramı gibi sıkıcı bir kavrama hapsetme yanlışlığıdır.
Siz sevmediğiniz ama yemek zorunda olduğunuz bir yemekle yemeye bayıldığınız bir yemekten aldığınız tadı düşündüğünüzde ikisinin arasındaki fark; beyinde her ikisi için yerleşmiş düşünce ve yapılış tarzındadır. Hiç sevmediğiniz bir yemek usta bir aşçı tarafından muhteşem bir ziyafete dönüşürken çok sevdiğiniz bir yemek te yenmeyecek bir hale gelebilir. Aşçının ustalığını bir tarafa bırakırsak; siz de sevmediğiniz bir yemeği ziyafete dönüştürebilirsiniz.
Örneğin genelde sevilmeyen ıspanak yemeğini direkt yemek yerine yumurta ve sosisle, çeşitli baharat ve soslar karıştırarak bunun yanında buz gibi bir ayranla mükemmel hale getirebilirsiniz. İngilizce eğitimi de aynen bu örnekte olduğu gibi sıkıcı kurallar manzumesiyken filmlerle, şarkılarla, yüz yüze veya Internet ortamındaki arkadaşlıklarla, resimli veya resimsiz heyecanlı, ilginç romanlarla veya ilgi alanınız neyse onu İngilizceye katarak tadına doyulmaz bir dil eğitim süreci yaşayabilirsiniz. Fakat bunu yapabilmek için yabancı dili bir ders değil bir “Hayat tarzı” haline getirecek çabalar içine girmeniz ve eğitimi kısıtlı ders saatlerinden kurtarmanız gerekir. Aksi takdirde kendisi, bu kadar para, zaman ve emeğe karşılık belli bir zaman sonra unutulan bir etkinlikten öteye gitmeyecektir.
Bir dil iki şekilde öğrenilir: Ya zorla, zorda kalarak (örn; yurtdışında yolunuzu kaybettiğinizde veya önemli bir toplantı arifesinde tercümanınız hastalandığında) veya eğlenerek, keyifli ve eğitici bir süreç içinde. Siz hangisiyle öğrenmek isterdiniz? J Kalın sağlıcakla.