Terör
Bir sabah tabur komutanının konuşması için eğitim alanında toplanmıştık. Yağmurda çiseliyordu. Komutan karşımızda durup Milliyet gazetesini açtı. Tam manşet APO YAKALANDI yazıyordu. Terörist başının gözü bantlı resmi ile bu manşet atılmıştı. Hepimiz şaşırmıştık. Komutan millete ve devlete karşı olanın işte sonu budur diye durumu özetlemişti. Gerçektende teröristbaşının uçaktaki telaşına bakınca yıllardır Beka vadisinden aldığımız görüntülerin aksine idam edilmemek için takla dümen atan bir zavallı görüntüsü almıştık. İlk hava böyle idi ne varki teröristbaşı daha sonra kendisinin idam edilmeyeceğini,bu anlaşma yoluyla teslim edildiğini anlayınca sallama çıkışlarına yeniden başladı. İşin kötüsü daha önce dağdaki terörist olan bu adam şimdi yanıbaşımızda bir OMBUSMAN edasıyla hükümetinde ağzının içine baktığı biri oluverdi.
1987 yılında bir gece trenle Dirabakır’a giderken yol güzergahımızdaki Elazığ’ın Maden ilçesinde 37 Mühendis PKK tarafından öldürülmüş sabah Diyarbakır’a ulaştığımızda tüm Türkiye ayağa kalkmıştı.
Yol kesmeler, asker, öğretmen kaçırmalar, şehit vermeler, köy basmalarla terör örgütü 30 yıldır bu devletin başına musallat ve bela oldu.20 bine yakın şehit verildi, yüzbinlerce ocak söndü.Onlarca milyar dolarlar bu milletin geleceğine değil bu belaya akıtıldı. Doğu tazminatı, öğretmen ve kamu görevlilerine silah dağıtımı, karayolu ulaşımın yasaklanması,olaganüstü hal bölge için alınan önlemlerden bir kaçı oldu. Ancak 30 yılda terör ülkemizde son bulmadı, daha beteri oldu. Dün yakalanacak umuduyla verilen mücadele bugün terörüstbaşına meşruiyet verilmekle anlamsız bir hale geldi. Generellaer, subaylar içeri tıkıldı açılım ve pişmanlık avvuntusuyla teröristler dışarı salındı. Terörüstbaşının da salıverilmesi yakındır.
Peki terör neden son bulmadı? nasıl son bulur? Ülkeyi yöneten asker ve sivillerin çıkar hesapları nedeniyle son bulmadı, kararlılıkla son bulur..1980 öncesinde özellikle Karadeniz bölgesinde yuvalanan Tikko, darbenin etkisiyle yok edilmiştir. Bir dönem ülkemizin başına bela olan ASALA, devlet istihbaratının özel çalışmaları ile yok edilmiştir. Bilindiği gibi sonradan kontrolden çıkan derin devlet elemanlarından Agca, Oral Çelik, Çatlı gibi kişiler bu örgütün çökertilmesi için kullanılmıştır.
Diplomatlarımızın nerdeyse görev yapamaz duruma getirdiği ASALA Ankara Esenboğa havalimanını da bombalamıştı. Yaralı yakalanan Levon Ekmekçiyan 1983 yılında idam edilmişti. Bir dönem Almanya’da kümelenmiş ve güç oluşturmaya başlamış olan Kaplan Cemaatı yine iki ülke arasındaki istihbarat çalışmaları ile cemmat merkezlerine baskın yapılmış babadan oğula geçen lideri Türkiye’ye iade edilerek mahkum edilmiştir. İrili ufaklı 30 yılda Türkiye 10 a yakın örgütü kararlı çalışması sonucu çökertmiş veya etkisiz hale getirmesini bilmiştir. Ne varki PKK, doğudaki rant ve oy hesaplaşması uğruna günden güne büyütülmüş nihayetinde devlet televizyonlarında basında Terörist başına itibarı iade edilmiş ve ‘Abdullah Öcalan’ iafesi ile onurlandırılmıştır. Şu anda sehven dile getirilen ‘sayın Öcalan’ ifadesi ise bir süre sonra resmiyet kazanacaktır. Artık bir taraftan tabutlara kapanan aileleri izleyip bir taraftanda büyük harflerle ‘Öcalan’ın açıklamaları’ başlığını devletin resmi televizyonu TRT de görmek sıradanlaşmıştır. Anadolu Ajansı ‘Abdullah Öcalan’ ifadesi ile haber geçmektedir. Artık halkımız o kadar duyarsız hale getirilmiştir ki hiç bir şeyin sorusu sorulmamakta, neden böyle diyememektedir.
Bir açılım safsatası ile başlayan süreçte terör örgütü yandaşları ülke içinde meşrulaştırılmıştır. Türk basını, utanmadan sıkılmadan dün teröristbaşı olarak gördüğü kişinin ağzındaki lafa bakar olmuş İmralı’nın kapısında nöbet tutar olmuştur. Basın yayın yüksek okulunda almış olduğum derslerde ve özellikle Nuri İnuğur hocadan aldığım ‘Basın yayın tarihi’ dersinin hiç bir yerinde yalakalık, çıkarcılık ve ilkesizliği üstün tutan bir kelime görmediğimzi halde adına basın dediğimiz cemiyet utanılacak bir hale gelmiştir.
Bütün bunlardan yola çıkarak tek kurtuluşun terör örgütü ile uzlaşmaktan geçtiği yargısını hükümet dolaylı yollardan halka sindirme gayreti içindedir. Teröristbaşıyla görüşme trafiği hızlandırılmıştır. Bölgesel özerklik dillendirilmiş, Türkiyenin geleceğini teröristbaşının verdiği takvimler belirler olmuştur. Türk halkı bırakın geçmişi dün yaşadığı acıları unutmaktadır, unutturulmaktadır. Ve her ne kadar ateş düştüğü yeri yaksada halk halinden memnundur. Öyleki bir süre sonra teröristbaşının Cumhurbaşkanı olmasına bile şaşıramaz bir hale gelecektir.
Bosna-Hersek Srebrenica vahşetinin bu yıl düzenlenen 16.yılı törenlerinde bende bulundum. Evler halen kurşun izleriyle dolu halk acısını günlük yaşıyor kin ve intikam yok ama dünü unutmamışlarda. Bu bedelin bağımsızlık için verildiğine inanarak onurlu bir mücadelenin huzurunu yaşıyorlar.
Hangi ülke kendisine silah tutan ellere Türkiye gibi cömert olur aciz kalır. Hangi ülke teröristi başını, başına taç eder. Hangi ülke bir taraftan polisi askeri öldürülürken bir taraftan açılım der. Buyrun Irakta bir tane ABD askerini vurun bakalım başınıza ne gelecek? Devleti idare edenlerin çocukları Burdur yolunu tutarken, eli silah tutamayan askerleri sınır boylarına göndererek kurban verdirmek herhalde terörle mücadale olmasa gerek...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.