TİMUR, FİL, NASREDDİN HOCA VE ESKİL

Moğol Hükümdarı Timur’un Akşehir’de otağını kurduğu günlerdir. Onun ordusuyla birlikte getirdiği bir sürü de fil vardır etrafta. Timur, onları değişik yerlere dağıttırır, biri de Akşehir’in payına düşer.

         Bir süre sonra Akşehirliler fili beslemekte zorlanmaya başlar. Durumu Timur’a iletmek isterler, ama bu işi kim yapacaktır. Hiçbiri cesaret edemez. Sonunda Nasreddin Hoca Timur’a gitmeyi kabul eder. Ancak bir şartı vardır. Yalnız gitmeyecek, hemşerileri onu yalnız bırakmayacaktır!

         Ertesi gün Hoca önde, Akşehirliler arkada olmak üzere Timur’un otağına doğru yola koyulurlar. Otağdan içeri giren Hoca hemen Timur’a dönerek görevini yerine getirmeye çalışır.

         ‘Sultanım, Akşehirli kulların…'deyip arkasındakileri işaret etmek için geriye döner ki kimse kalmamış. Hemen konuşmasını tamamlar:

         ‘Gönderdiğin file acımaya başladılar. Hayvancağızın canı sıkılıyor. Lütfetseniz de bir de dişisini gönderseniz…’

         Hoca’nın bu isteği üzerine Timur hemen emirler yağdırır: ‘Çabuk, tez zamanda Akşehir’e bir de dişi fil bulun!’.

         Hoca memnun, Timur memnun; vedalaşıp ayrılırlar. Hoca otağdan biraz ayrıldıktan sonra bakar ki birlikte geldikleri arkadaşları etrafında… Merakla sorarlar Hoca’ya: ‘Ne oldu, alıyor mu? Kurtuluyor muyuz filden?’

         Hoca, topluluğu şöyle bir süzdükten sonra gülümseyerek cevap verir: ‘Müjde, gözünüz aydın… Timur filimizin yalnızlığına acıdı, bir de yanına dişisini gönderecek!

Bizim, yağlık ayçiçeği fiyatlarını protesto için 50-100 kişi ile yaptığımız gösteri yukarıdaki fıkrayı çok andırıyor.

Bir defa ses değil başbakanın, tarım bakanının kulağına bile gitmemiştir. En çok iki tane Aksaray milletvekili haberdar olmuş, onlarda parti il yönetimini aramış “kim bunlar başkan, ne istiyorlar? diye sormuştur.

 İl başkanı da “50- 100 kişi toplanmış güya yağlık ayçiçeği fiyatlarını protesto ediyorlar. Genelde partimize oy vermemiş vatandaşlar, hatta çoğu CHP’li. Başlarında -dostlar alışverişte görsün- babından konuşma yapan ziraat odası başkanı dışında kimse yok sayın vekilim.” Diye cevap vermiştir.

Milletvekili ve il başkanı arasındaki konuşma muhtemelen şöyle devam etmiştir. Milletvekili konuşmaya devam eder:

-Peki, başkan: kimler vardı protesto gösterisinde? Mesela belediye başkanı var mıydı?

-Yoktu.

-İl genel meclisi üyemiz var mıydı?

-Yoktu.

-Belediye başkan aday adaylarından kimse var mıydı?

-Yoktu.

-Ya muhtarlar?

-Onlarda yoktu.

-İlçe başkanımız var mıydı?

-Ne gezer vekilim.

-Peki, bu insanların derdi “yağlık ayçiçeği fiyatlarının %50 oranında düşmesini” ve hükümetin bu konudaki duyarsızlığını protesto etmek; değil mi?

-Evet vekilim, sözde öyleymiş.

-Peki Eskilin nüfusu yirmi bin civarında değil mi? Buna Eşmekaya ve Sultanhanı’ndaki çiftçileri de eklersek yaklaşık otuz beş bin insan eder. E bu insanların çoğu yağlık ayçiçeği ekmediler mi? Öyleyse onlar nerede?

-Sayın vekilim onlar hallerinden memnunlar ki bu protestoya katılmadılar. Yani vatandaşın borcu morcu yok! Herkes esnafa, bankalara olan borçlarını bi tamam ödedi!!! Sonbaharda ekeceği ekinin tohumunu, gübresini peşin aldı!!! Gerekli mazotu şimdiden peşin olarak temin etti!!! Hatta kışın geçimini sağlayacağı parayı da fazlasıyla bir kenara ayırdı!!!

İşin özü sayın vekilim, hani yağlık ayçiçeği destekleme fiyatını 40 kuruşa çıkarmak gibi “gaz alma” çalışmanız vardı ya! Artık onu rafa kaldırabilirsiniz.

Bu yazı toplam 2743 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum