Zaman ne de çok hızlı geçip gidiyor su misali gözlerimizi açıp kapamak gibi. Henüz 7 Haziran seçimlerini analiz edemeden, acaba kim ne kadar oy alacak tartışmaları merakla beklenirken sonuçlar açıklanmış sandıktan tek başına bir iktidar çıkamamış, koalisyon tartışmaları parti liderlerinin açıklamaları başlamadan bitti. Sanki bir film şeridi gibi. Zaman tünelinde yeniden seçime doğru bir yol haritası çizilmiş ve yeniden halk iradesine gidilme kararı alınarak milli iradeye olan güveni yeniden tazelemek niyetiyle bir seçime daha imza atmış olacağız.

Tarih böyle bir şey işte kimi zaman şanslı hisseder olaylara tanık oluruz kimi zamanda şansızlık olarak nitelendirir pişman oluruz. Bazen bir ah bile ederiz keşke o dönemlerde yaşayabilseydik diye. Şimdilerde ise tarihe bir not düşülecek seçime gidiyoruz.
Sonuç ne olacak? Ne kadar değişecek? Kim ne kadar oy alabilecek?
Bu soruları bekleyip görmek hep beraber tanık olmak en doğru karar olsa gerek. Sonuç ne olursa olsun halk iradesine saygı düsturunu kaybetmemeliyiz.

Benim fikrimce çok fazla bir şeyin değişeceğini zannetmiyorum. Umarım yanılan ben olurum. Çünkü halk düşüncesi ve izlenimler sonucu yeniden koalisyon sonucuna da hazır olmak gerekiyor gibime geliyor. Bu duruma ülkemiz için üzülmemek elde değil. Koalisyonu hiçbir zaman tasdik etmediğim gibi bunu kara bir leke olarak da isimlendirmeden de geri durmadım. Keşke tek bir parti iktidarı olsa. Bu Ak Parti olur CHP olur ya da MHP olur hiç fark etmez. Buna diktatörlük yakıştırmasını yapanlarda yok değil.  Zamanında menfaatleri tehlikeye girince Sultan Abdülhamid Han’a Kızıl Sultan diyenlerin torunları bugün gelmiş bu ülkenin Cumhurbaşkanına da diktatör yakıştırması da tesadüf değildir her halde.  Görünen o ki hiçbir şey plansız yapılmış değil. Tarih içerisinde bunları görerek hareket etmek gerekiyor.
Siyaset ya da politika gerçekten bazıları için bir hastalıktan başka bir şey değildir. Özellikle de çağımızın hastalığı diye bilirim. Sadece bir düşünce için koşullanmış insanımız gibi. Bu duruma da üzülmemek elde değil.
Mesele sadece memleket meselesi değil olsaydı milli mücadele de olduğu gibi Sakarya’da Dumlupınar’da Çanakkale’de verilmiş onur mücadelesini de tekrar vermekten de geri durmadığımız gibi şimdi de geri durmaz üzerimize düşen vazifeyi de yapmaktan asla gocunmazdık.
29 Ekim Cumhuriyetimizin ve Aziz Türk Milletinin tarih sahnesin de yeniden dirilişi yeniden var oluş mücadelesi kutlu olsun.
Muzaffer YAYAR / Trabzon