Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla:

Cenabı Mevlâ’mız, biz Müslümanları nurlu yolundan ayırmasın. İman-ı kamil ile hüsn-i hâtimeler nasip eylesin. Her işimizin başını ve sonunu güzel eylesin. Bizleri dünyanın, ahiretin bildiğimiz ve bilmediğimiz hayırlarına erdirsin. Efendimizin şefaatine dünyadayken nail etsin ve nurlu yolundan ayırmasın. Efendimiz Muhammet Mustafa’ya, ve ashabına salât-ü selâm eyleriz.

Toplumumuzda ailevi problemler had safhaya varmış bulunmaktadır. Modernleşme ve modern davranma kompleksi Batı ailesinin içerisinde boğulduğu problemleri beraberinde getirdi. Henüz örfümüzün etkisi nispeten de olsa devam ettiği için o problemlerin oranı Batı’daki seviyeye ermiş değil. Buna karşı tedbir almanın ve bu hususta ileriyi görerek çare düşünmenin zamanı çoktan gelmiş bulunmaktadır. Görebildiğimiz kadarıyla insanımız sabırsızlaşmış, fedakârlığı, anlayışı unutmuş, özellikle kadınlarımız ‘kocaya itaati’ rencide edici yani şahsiyeti düşürücü telakki eder duruma gelmiş. Erkeklerimiz de en ufak bir durumda kadınlara şiddet uygulama ve yalnızlığa terk etmeyi çıkar yol olarak görmektedir. Böylelikle aile ve eşler hep huzursuz ve sıkıntı içinde bunalmakta. Pek çok şey gülünüp geçilecek kadar basit olmasına rağmen, taraflarca çok büyütülüyor hatta aileyi yıkıcı olacak hale getirilebiliyor.

Her şeyden önce aile fertlerini ciddi olarak ‘eğitim’den’ geçirmek gerekiyor. Bu konuda mutlaka ve mutlaka “aile okul’u” kurulmalıdır. Bu okul için bizzat aileden sorumlu devlet kurumları ve sivil toplum kuruluşları adeta seferberlik ilan ederek işe el koymalıdır. Duyarlı şahısların kendi çaplarında yapmış olduğu güzel çalışmalar var ama bunlar yeterli olmamaktadır.

Öyle bir program uygulamaya konmalı ki sonunda sertifikası / ehliyeti olanlar evlilik arabasını sürmeli, diğerlerine örfi yasak konmalıdır. Yani o ehliyete sahip olanlar evlilik arabasını sürebilir kabul edilmeli, dolayısıyla ehliyete sahip olan bayana talip olunmalı, ehliyeti olan erkeğe kız verilmelidir. Eğitim neticesinde böyle bir örf geliştirilebilir. Ayrıca ailevi problemleri çözme noktasında ‘arabuluculuk ve hakemlik’ kurumları da kurulmalı, yaygın ve etkin hale getirilmelidir. Malumdur ki bu problemler yüzünden aile yuvalar dağılıp cinayet bile işlenebilmektedir. Toplumdaki bu kötü gidişata dur demek her birey, kurum ve kuruluşumuzun sorumluluğuna dahildir. Ayrıca çevrede sözü geçer kişilikler de bu konuda etkin vazife görme hususunda bana neci davranamazlar. Bunu bir angarya, olarak değil, bir ibadet ve sevap kazanma vesilesi olarak kabul etmek gerekir. Hayırlı ve duyarlı insan olmak isteyen kişiler bu probleme bigane kalmamalıdır. İnsan her hizmette olduğu gibi, bunda da ahiret kazancını hedefe koyarak çalışmalıdır. Bu konuda her kim zerre miktarı hayır işlediyse Allah (c.c) onun ecrini zayi etmeyecektir.

Bizde bu sevaplı işlerden payımızı almak için, karınca kaderince bu sorumluluk bilinciyle: Evlilik üzerine üç yönlü çalışma gayret sarf etmekteyiz.

1) Yeni evlenecek olan kişilere evlilik usulü anlatımı,
2) Evlenipte mutlu olamayan ailelere: Eşler arası huzursuzluk ve çözüm yollarıyla alakalı hakemlik çalışması,
3) Psikolojisi bozuk olan kişilerin, sorunlarını tespit ve tedaviye yönelik çalışmalar. (Bu çalışmalar sırf Allah rızası için yapılmaktadır.)

Aynı anlayış ve gayretle tüm müminleri sorumluluk duygusuyla hayırlı işlerde görev almaya davet ediyor, Allah’a emanet olun.