Bu hususta İbnu Ömer (r.anhumâ) şöyle diyor: "Hz. Peygamber (a.s.) çocuğa, doğumunun yedinci gününde isim konmasını, yıkanarak pisliklerin temizlenmesini ve akika kurbanı kesilmesini emir buyurdu."

Semüre İnnu Cündeb (r.anh) anlatıyor: Resûlüllah (a.s.) buyurdular ki: "Her çocuk, akika kurbanı ile rehinelenmiştir. Bu kurban, (doğumunun) yedinci günü, onun adına kesilir. (O gün) çocuk saçı tıraş edilir ve ona isim de verilir."

            Âişe (r.anhâ) validemiz, “Allah Resûlü’nün erkek çocuk için iki koyun, kız çocuğu içinde bir koyun “akîka” olarak kesmeyi emir buyurduğunu haber vermektedir.” Ve yine Cenâb-ı Peygamber Efendimiz: “Torunları Hazret-i Hasan ve Hüseyin (r.a.)’ın doğumlarında birer kurban kesmişlerdi. Erkeğe iki kurban kıza bir kurban kesmelidir” denmişse de, “Sığır, deve gibi büyük hayvanları kesmek de müstehabtır” diyenler de olmuştur. Buna akîka kurbanı denir. “Bu hayvan filânın akikasıdır” diye kesilir. Eti hem yenir hem de yedirilir, kurban etleri gibi. Yenmez diyenler olmuşsa da (Ni’metü’l-İslâm’da) Mehmed Zihni “Hem yer, hem de yedirir.” der. Resûlüllah’ın böyle yapması bir koyun ile iktifa etmenin de ruhsatlı olduğuna delâlet eder.

Rasûl-i Ekrem, çocuk için kurban keserken şu duayı okurdu: “Allahümme akikatübnü fülânin feinne demühe bidem-ihi ve lahmühâ bilahmihî ve şa’rüha. Allahümme’c-alna fidâen li-ibni minennari.” Mânâsı: “Ey Allah’ım! Bu filân oğlu falanın akîkasıdır. Kanı kanına, eti etine, kemiği kemiğine, kılı kılına, derisi derisine karşılıktır. Ey Allah’ım! Bu akika kurbanını oğlum (veya kızım) için Cehenneme karşılık kıl!”

Selman bin Amr el Dubbî (r.a.) den Allah’ın Resûlü (s.a.v.) buyuruyor: “Çocukla beraber akikası vardır.” 

 Binaenaleyh onun için kan akıtı­nız ve saçını tıraş ediniz. Çocuğun tıraş edilen tüylerinin ağırlığı kadar altın veya gümüş tartıp sadaka olarak vermek sünnet-i seniyyedendir.