ALLAH’A KARŞI SAMİMİ OLMAK

 Allah sevgisi ve korkusu çok derin olur. Allah’ın bütün varlıklar üzerinde mutlak hakim olduğunu kavramıştır. Bu ilminden dolayı her işinde sadece Rabbine yönelir, sadece O’nun rızasını gözetir. Karşısına çıkan olumlu yada olumsuz tüm olayların yaratıcısının Allah olduğunun bilincindedir. Bu yüzden Allah’a teslimdir. O’nun herşeyi bir hikmetle yarattığının bilincindedir. Allah’ın kendisi için yaratmış olduğu nimetlerin farkındadır. Bundan dolayı sürekli şükür içindedir.

“Gerçek şu ki, göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır; diriltir ve öldürür. Sizin Allah'tan başka veliniz ve yardımcınız yoktur.’’ (Tevbe Suresi, 116)

Allah’a olan inancı kesin bilgiyledir. O’na olan sadakatinden ötürü ömrü boyunca güzel ahlak göstermekte ve salih amel etmekte sabır gösterir. Bir zorlukla karşılaştığında Allah’ın yardımından şüpheye düşmez. Nankör değildir. Bolluk anında da darlık anında da daima şükür içersinde olur. Umut ve korku arasındadır. Allah’ın azabından şiddetle korkar. Bu yüzden O’nun hükümlerine son derece titizdir. Allah’ın rızasını kazanmaktan yana umutludur. Bu yüzden sürekli çaba halindedir.

“Düzene konulması (ıslah)ından sonra yeryüzünde bozgunculuk (fesad) çıkarmayın; O'na korkarak ve umut taşıyarak dua edin. Doğrusu Allah'ın rahmeti iyilik yapanlara pek yakındır.’’ (Araf Suresi, 56)

Allah’ın her işinde kendisine bir kolaylık gösterceğinden emin olduğu için rahat ve huzurludur. Zorluk anlarını Allah’a yakınlaşma fırsatı olarak değerlendirir, tevekkül eder, sabır gösterir. Allah’ın sonsuz adalet sahibi olduğunun bilincindedir. Bundan dolayı aleyhineymiş gibi görünen bir olay karşısında Rabbine güvenir. Karşılaştığı olayların hikmetlerini görmeye çalışır. Sürekli ümitvardır.

“… Allah'ın rahmetinden umutkesmeyin. Çünkü kafirler topluluğundan başkası Allah'ın rahmetinden umut kesmez.’’ (Yusuf Suresi, 87)

Samimi iman edenlerin bu ahlakı, onların olgun, itidalli, derinlik sahibi olmalarına vesile olur. Güzel ahlaktaki kararlılıklardan dolayı sürekli Allah’ın koruması altındadırlar.

Samimi iman sahibi kişilerin ahlakları, Allah’ı zikri az olan kişilerle kıyas edildiğinde daha belirginleşir. Allah’ı zikri zayıf olan insanların, O’na olan sevgileri ve korkuları da zayıftır. Bundan dolayı Allah’ı gereği gibi de takdir edemezler. O’nun evrendeki her detayda olan hakimiyetini kavrayamadıkları için herşeyin başıboş, kendiliğinden geliştiğini sanmaktadırlar. Rabbimiz’in yarattığı hikmetlerden de habersizdirler. Bundan dolayı hayatları korku, endişe ve sıkıntılar içersinde geçer. Sürekli birşeyleri kontrol etme telaşında olurlar. Oysa bütün yaşadıklarımız Rabbimiz katında olup bitmiş olaylardır.

“Hiç şüphesiz, Biz herşeyi kader ile yarattık.’’ (Kamer Suresi, 49)

Allah’ı çokça zikreden samimi inananlar O’na olan güvenlerinden aldıkları şevk ve azimle zorluklar karşısında çok dayanıklıdırlar. Allah’a olan teslimiyetlerinden dolayı manen ve bedenen güçlüdürler. Sürekli Allah’ı ve O’nun insanlar için yarattığı nimetleri düşündüklerinden neşelidirler. Allah, Kendisi’ne samimi yönelen kullarını hem dünyada hem de ahiret hayatında mutlu kılacaktır.

“Hayır, kim (güzel davranış ve) iyilikte bulunarak kendisini Allah'a teslim ederse, artık onun Rabbi Katında ecri vardır. Onlar için korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.’’ (Bakara Suresi, 112)

Bu yazı toplam 2087 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.