Ancak günümüzde ne yazık ki bu kalitede hiçbir ülke bulunmamaktadır. Refah seviyesi yüksek olan ülkelerde dahil fakirliğin önüne geçilememektedir. Zenginler ile fakirler arasında uçurumlar bulunmaktadır. Ülkelerin aldığı nice tedbirler ve uygulamalar çözüm sunamamaktadır.

Bu sebeplerden günümüzde en çok gündem olan konu ülkelerin ekonomik sorunları olmaktadır. Birçok ülke açlık sınırında yaşamakta, dış yardım olmadan ayakta duramamaktadır. Üstüne ülkelere faizlerin bağlanması durumu daha zor bir hale getirmektedir. Kurani açıdan baktığımızda ki, doğru olan bakış açısı budur; ülkeler faiz sistemi ile yönetimlerine devam ettikleri için Allah üzerlerindeki bolluğu ve bereketi de kaldırmaktadır. Rabbimiz bir ayetinde faizcilik sistemini benimseyen insanların düştükleri durumu şöyle haber vermiştir:

Faiz (riba) yiyenler, ancak şeytan çarpmış olanın kalkışı gibi, çarpılmış olmaktan başka (bir tarzda) kalkmazlar. Bu, onların: "Alım-satım da ancak faiz gibidir" demelerinden dolayıdır. Oysa Allah, alış-verişi helal, faizi haram kılmıştır. Kime Rabbinden bir öğüt gelir de (faize) bir son verirse, artık geçmişi kendisine, işi de Allah'a aittir. Kim (faize) geri dönerse, artık onlar ateşin halkıdır, orada sürekli kalacaklardır. (Bakara Suresi, 275)

Faizciliği engellemenin en önemli yöntemlerinden biri üretim yapmaktır. Malı biriktirmek yerine zenginlerin hayır yolunda harcamaları ekonomiyi hareketlendirecek ve bereketi arttıracaktır. Bu sistem bir tek bir ülkenin insanlarını değil, tüm dünyanın refaha kavuşmasına vesile olacaktır. Yüzeysel olarak bakıldığında mümkün değilmiş gibi görünen böyle bir sistem Kuran ahlakı yaşandığında Allah’ın izni ile çok kolaydır. Kuran ahlakı yaşandığı taktirde israf olmayacağı gibi mal insanlar arasında adaletle dağılır. Herkes birbirine Allah rızası için yardımcı olur. Peygamberimiz (sav) zamanında yaşanan Asr-ı Saadet dönemi bunun en güzel örneğini gösterir.

Allah’ın Kuran’da, ticareti iyi yaparsanız zengin olursunuz şeklinde bir hükmü yoktur. Allah sadece kullarının Kendi’sine yakın ve şükredici olmalarını istemektedir. İnsanlar Allah’ı çok sevdikleri ve O’na karşı içli bir korku duydukları zaman Rabbimiz bunun doğal bir sonucu olarak güzel bir yaşam vaat etmektedir.

Erkek olsun, kadın olsun, bir mü’min olarak kim salih bir amelde bulunursa, hiç şüphesiz Biz onu güzel bir hayatla yaşatırız ve onların karşılığını, yaptıklarının en güzeliyle muhakkak veririz. (Nahl Suresi, 97)

“… Andolsun, eğer şükrederseniz gerçekten size artırırım…” (İbrahim Suresi, 7)

Allah her şeyi bir kader ve hikmetle yaratmıştır. Ekonominin düzelmesi için uygulanan yöntemleri, alınan tedbirleri, ekonomi uzmanlarını ve yaptıkları istatistikleri Allah yaratır. Bu yüzden insan ancak refah düzeyine ulaşabilmek için Allah’ın izni ile çaba gösterebilir. Sonuç Allah’ın taktiridir.