Anadolu Mimarisinde Kerpiç Evler
Kerpiç Ev Öldürür mü?
Anadolu mimarisinde çok sevilerek kullanılan üç ana yapı malzemesi taş, ahşap ve kerpiçtir. Taş ve ahşabın dayanıklılığı konusunda tartışma yapmak yersizdir. Yersizdir de, son depremlerde faturanın üzerine kesildiği diğer yapı malzemesi olan kerpicin dayanıklılığı konusunda şüphe duymak doğrumudur. Gelin bir bakalım.
Özellikle ova yerleşimlerinde çok sevilerek mimaride kullanılan kerpiç köken itibariyle binlerce yıl öncesine kadar gider. Kerpici ilk olarak, M.Ö. 7500 yıllarına dayanan, insanlık tarihinin ilk yerleşim yeri olarak kabul edilen, muhtemelen, bugüne kadar bulunmuş en eski ve en gelişmiş Cilalı Taş Devri yerleşim merkezi olan Çatalhöyük yerleşiminde görmekteyiz. Duvarları birbirlerine bitişik olarak kerpiçten yapılan ve çatısından girilen tek odadan ibaret bu dünya tarihinin ilk evlerinin malzemesi kerpiç tuğla ve ahşap hatıllardan ibarettir.
Yine Çatalhöyük’e çok yakın olan zamanının dünya başkenti Selçuklu İmparatorluğunun merkezi Konya’da bin yıllık kerpiç yapılar zamana meydan okuyarak günümüze kadar gelmeyi başarabilmişlerdir. Dünyaya yön veren bu imparatorluğun sultanları kerpiçten inşa edilen muhteşem bir sarayda oturmaktaydılar. Bu saray son yüzyıla kadar dimdik ayakta olmasına rağmen bilinçsiz ve kötü niyet birleşince günümüzde tamamen yok olmak üzeredir. Seyir terasının bir kısmı günümüzde hala ayakta olan yapıyı yakından incelemenizi öneririm. Sadece sarayda değil Selçuklu başkentinde yapıların büyük bir çoğunluğunda kerpiç malzeme sevilerek kullanılmıştır.
O günlerden günümüze geldiğimizde seyahatlerimde hep görmüşümdür ki Anadolu insanı hala kerpici çok sevmekte ve yapılarda tercih etmektedir. Depremin vurduğu köylerde insanlar gerçekten kerpiç yüzünden mi ölmüştü ve kerpiç iddia edildiği gibi zayıf bir malzeme miydi? İTÜ'de kerpiç araştırmalarını yürüten ve bir süredir bulunduğu Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi'nden sırf kerpici savunmak için gelen Doç. Dr. Bilge Işık, "Hatayı kerpiçte değil, evlerin yanlış inşa edilmesinde aramalıyız. Dere yatağına yapıldığı için yıkılan evlerde nasıl ki seli suçlamıyorsak, teknik bilgi kullanılmadan yapılan evlerde de kerpici suçlayamayız. Birinci hata teknik bilgi eksikliğidir, ikincisi ise kontrol yetersizliğidir." diyor. 2007'de Ankara'nın Balâ ilçesini sallayan depremde, kuralına uygun yapılan kerpiç evlerin ayakta kaldığını söyleyen Doç. Dr. Işık; Elazığ'da yıkılan evlerin duvarlarında yapıyı ayakta tutacak ahşap hatılların olmadığını gözlemlemiş. Anadolu'da yerel mimariyi ayakta tutan ustalık bilgisinin günümüze aktarılamadığını belirten ve bu eksikliğin ilköğretim okullarından başlayarak giderilmesi gerektiğini savunan Işık, "Bir binanın nasıl ayakta durabileceği bilgisi en temel bilgidir ve fizik derslerinde bir başlık olarak anlatılabilir." diyor. Kerpicin yoksulluk ve cehaletle ilintilendirilmesini de anlamsız bulan Doç. Dr. Işık, bugün Avrupa ülkelerinde sağlıklı yaşamak isteyen entelektüellerin kerpice yöneldiğini aktarıyor ve ekliyor: "Organik beslenme nasıl daha pahalıysa, Avrupa'da kerpiç evlerde oturmak da öyle pahalı; ancak maddi gücü yetenler kerpiç evlerde oturabiliyor."
Yaz aylarını, Edremit'e bağlı Güre beldesindeki kerpiç evinde geçiren mimar Cengiz Bektaş, kerpici günah keçisi ilan etmek yerine, inşaatta nasıl kullanıldığı üzerine kafa yormamız gerektiğini söylüyor ve, "Kerpiç duvarda, bir buçuk metre aralıklarla hatıl dediğimiz ahşap direkler koymalıyız." tavsiyesinde bulunuyor ve ekliyor: "Elazığ'daki evler kerpiçle yapıldığı için değil, hatıl kullanılmadığı için yıkıldı. Kerpiç ustalıkla kullanıldığında en sağlıklı inşaat malzemesidir. Havayı temizler, nemi dengeler ve ısıyı belli bir düzeyde tutar. Bugün Van Kalesi'nden Safranbolu evlerine kadar her yerde yüzlerce yıldır ayakta duran kerpiç örneklerine rastlayabiliriz. Evler kerpiç olduğu için yıkıldı demek inşaatı bilmemek demektir." Memleketi Denizli'de de ahşap çatkılı kerpiç evlerde oturanların depremlerde başlarına kiremit düşer korkusuyla dışarı çıkmadığını söyleyen Bektaş, Aksaray'ın Sultanhanı beldesinde karşılaştığı bir vakayı da gayet manidar buluyor; çocuklar, artık yaşlanan annelerine yeni inşaat yöntemiyle betonarme bir ev yaptırıyorlar ki ahir ömrünü rahat geçirsin. Fakat yeni eve yerleşen kadıncağızın her tarafı ağrımaya başlıyor. Bunun üzerine yeniden bir kerpiç ev yaptırıyorlar ve ağrılarının dinmesi için annelerini o eve taşıyorlar.
Bizde diyoruz ki kerpiç öldürmez, cehalet öldürür.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.