Başbuğ içeri, Öcalan dışarı(!)
Ülkemizin başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan 2002 yılından beri hem partisinin adıyla hem de kendi söylemleriyle daima Türkiye’nin bir hukuk devleti olup adalet ve demokrasi çerçevesinde yönetildiğini söylemektedir.
Adalet ve Kalkınma Partisi çatısı altında yapılan sözde adaletli işlerin başında Ergenekon ve internet andıcı olayları da vardı, bildiğiniz üzere.
Soruşturmanın 5 yıl önceye dayandığı bu olaylarda adalet sistemimiz tamamen yetersiz kalmıştır. Daha öz bir ifadeyle söylemek gerekirse, ülkemizdeki adalet sisteminin tamamen siyasi amaçlar için kullanıldığını görmekteyiz.
Üzücü bir durum!
Başbakanımız yıllardır demokrasi kelimesini bir sakız gibi ağzından düşürmemiştir. Keşke uygulamada da bu şekilde olsaydı.
Güç kimdeyse ezilen daima güçsüz taraf olacaktır. Ama bu dediğimiz olay demokrasiyle yönetilen bir ülkede nasıl olabilir? Eşitliğin olduğunu söylediğiniz bir ülkede siz sayın başbakan güçsüzü suçsuz olmasına rağmen ezmeniz ne kadar adil, ne kadar adalet kavramına yakışır.
Tarihi bir gün ve tarihte bir ilk!
Mustafa Kemal Atatürk’ün 5 Ağustos 1921 tarihinde Türk Orduları Başkomutanlığına seçildiği bu günde Türkiye’de Genelkurmay Başkanlığı yapan bir Orgeneralin tutuklanma sahnesine şahit oluyoruz.
Tarihte bir ilk ve Genelkurmay başkanı soruşturmaya alınıyor. AKP hükümetinin zamanında Genelkurmayı başkanlığı yapmış olan İlker Başbuğ Silivri’de 5 Ağustos 2013 tarihli İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin “silahlı örgüt kurma ve yönetme” sucuyla müebbet hapis cezasın çarptırılmıştır.
Kafamız karıştı! Bu ülkedeki en büyük örgüt olan TSK ( Türk Silahlı Kuvvetleri) ’nın başında orgeneral olup, Genelkurmay Başkanlığı yapıp terörle mücadele etmesi mi suç, Sayın Başbakan!
Sayın Orgeneral İlker Başbuğ’un müebbet almasında gizli tanıklar etkili olmuştur.
Pek, gizli tanıklar kim?
AKP hükümetin gizli tanıklar diye getirdiği isimlerden biri yada her ikisi! : Parmaksız Zeki kod alı PKK militanı Şemdin Sakık. Başbuğ’un sürekli mücadele ettiği bir PKK militanın ifadesine göre bir Genelkurmay Başkanı içeriye atılıyorsa AKP hükümetin pek adıl davrandığını düşünmüyorum. Yazık diyorum!
Silivri’de Mehmet Haberal ve 16 sanık tahliye edildi. Bu sevindirici bir haber olurken verilen cezaların pek adil olmadığını bir kez daha vurgulamak isterim.
Adalet Sistemi mi? Nerede?
Ülkemizde ki adalet sistemindeki eksikliği zamanından bu güne kadar İmralı’da paşalar gibi ağırladığımız Terörist elebaşı, bebek katili Abdullah Öcalan’a bakarak karar verebiliriz.
Geçmişten bu güne ülkemizde evet hukuk sisteminde eksiklikler olmuştur. Fakat şuanda AKP hükümeti bu eksikleri kendi çıkarları ve ülke zararı doğrultusunda kullanmaya başlamıştır.
Aylardır halkın anlamadığı ve uyutulmaya çalışıldığı bir süreç yaşıyoruz ve şuan Silivri olaylarından da gördüğümüz üzere ülkeden çok fazla yanlışlar yapılmaktadır.
Öcalan ve Kürdistan!
Şimdi AKP hükümetin yaptıklarını tek çatı altında toplarsak Türk halkının birlik ve bütünlüğüne zarar verecek onurunu kıracak olayların olacağını düşünüyorum.
AKP hükümetin zamanında Türk- Kürt kardeşliği adeta bir ayrımcılığa gitmiştir. Zaman geçtikçe daha kötü olup düşmanlığa doğru gitmektedir.
Sözde Kürt halkının özgürlüğü için savaşan onca insanı katleden Abdullah Öcalan’ın dışarıya çıkması bile söz konusu olmuştur. PKK yanlılarına verilen ayrıcalıklar da bu konuyla birleştirildiğinde ülkede bir kaos ortamı oluşmaktadır. Bu olayların tümü göz önüne alınıp ve Silivri’deki tutuklanma olaylarıyla bağdaştırıldığın ortaya çıkabilecek sonuç açık olmasa bile tahmin edilebilecek gibidir.
Bu şekilde bir ilerlemenin ardında bir Kürt devletinin kurulma projesi olabileceği gibi Abdullah Öcalan’ın dışarı çıkartılması için Silivri’de tutuklanan isimlerin piyon olarak kullanılması söz konusudur.
Ülkemizde birçok konuda olduğu gibi yeni bir yasa çıkartabilecek olan AKP hükümeti bu olayla ilgilide gerek bir yasa çıkartarak tüm tutuklular için “Genel Af“ yasası çıkartabilir.
Genel af çıkarsa çıkartılma amacının içerdeki “Silivri Tutuklular” olan askerler, polisler, yazarlar, gazeteciler, milletvekilleri vs. için çıkartıldığı öne sürülerek Abdullah Öcalan’ın dışarıya çıkartılması için bir alt yapı hazırlanmış olacaktır. Bu olacakları göz önüne alırsak yıllardır amaçlanan ülkenin bölünmesi ve Kürdistan adıyla bir Kürt devletinin kurulması da meşrulaştırılabilecektir.
Ne zaman gelişiriz:
“Fikir özgürlüğüm çerçevesinde yazabileceklerim bu kadar.” demediğimiz zaman.
Saygılarımla Hasan GÜÇLÜ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.