Bidat ve hurafelerden kurtulmak gerekir!
“Peygamberimiz Hz. Muhammed’ten sonra ortaya çıkan, İslâm’a, şeri delillere uygun olmayan eksiltme veya ekleme özelliğini taşıyan her şey” diye tarifi yapılmıştır. Kısacası; Kur’an ve Sünnetteki emir ve yasakların bazılarının değiştirilip yanlış uygulanması demektir. Müslümanların kesinlikle bidat ve hurafelerden uzak kalarak, İslâm’ın emir ve yasaklarına sadık kalarak bir hayat yaşamaları arzulanan bir durumdur.
Hurafe (batıl inançlar); dinimiz İslam ile ilgi ve alakası bulunmayan, birtakım yanlış görüş, inanış ve uygulamalara verilen isimdir. Hurafelerin kimi kasıtlı olarak içimize sokulmuş, kimi de halkımızın cahilliğinden kaynaklanarak toplumumuzda maalesef yer bulmuştur. Örnek vermek gerekirse; Türbe ve tekkelere mendil bağlamak, çaput bağlamak vb gibi.
İslam; bidat ve hurafelerden uzak, Kur’an ve Sünnet merkezli evrensel bir dindir. Ayet-i Kerime de; “Şüphesiz bu (İslam), benim dosdoğru yolumdur. Buna uyun. (Başka) yollara uymayın. Zira o yollar sizi Allah'ın yolundan ayırır. İşte sakınmanız için Allah size bunları emretti.” (Enam suresi ayet:153) buyrulmuştur. Kuran-ı Kerim’in ve Peygamberimiz Hz. Muhammed’in sünnetleri ile belirttiği hak yoldan ayrılmamak gerekir.
Bir hadis-i şerifte; “Her kim bizim bu işimizin (Dinimizin) içine ondan olmayan bir şeyi yeniden sokarsa, o yapılan merduttur, başına çalınır.” (Riyazüs Sâlihin, C.1, No.168) buyrulmuştur.
Bidat ve hurafeler; İslâm’ın, farklı sosyal ve kültürel yapıya sahip olan toplumlar arasında yayılması sonucunda ve de art niyetli kişilerin, kasıtlı olarak uygulamalarından doğmuştur. Yani kökeninde ya cehalet yada ihanet yatmaktadır.
Bidatın kapsamının sadece dini konularla sınırlı olduğu hususunda, İslâm alimlerinin görüş birliği mevcuttur. Bu sebepledir ki, inanç ve ibadet hayatının dışında kalan yenilikler bidat kavramına girmezler. Çünkü; itikat ve ibadet konuları, vahiy mahsulü olup, eksiltilip, artırılması, kısacası değiştirilmeden kabul edilip uygulanması gereken ana unsurlardır.
Müslüman; İslâm dininin özüne, ana kaynaklarına aykırı olan her şeyi, kimden kaynaklanırsa kaynaklansın, reddetmesini bilmelidir. Müslüman; Kur’an ve Sünnete uygun bir hayat yaşadığı sürece, bidat ve hurafelerden gereği gibi kurtulmuş ve korunmuş olur.
Bidat ve hurafelerle mücadele çok önemlidir. Ancak mücadele ederken de, yenilerini ihdas etmemek, fitne ve fesada sebep olmamak gerekir diye düşünüyorum. Her türlü bidat, hurafe , batıl inançlar, İslam’ın özüne aykırıdır. Elimizde, Kuran ve sağlam hadis kaynakları mevcuttur. Bu ana kaynaklardan gereği gibi beslenip, toplumumuzu aydınlatan, özüyle sözü, yaşantısı uyumlu olan güzel ahlâk sahibi âlimlerimizin ilimlerinden yararlanarak, hayatımızı, bidat ve hurafelerden uzak, İslâm’a uygun bir şekilde yaşamalıyız.
Rabbim, bidat ve hurafelerden uzak kalarak, Kur’an ve Sünnette emredilenlere uygun bir hayat yaşayıp, kurtuluşa erenlerden olmamızı nasip etsin. Sıhhat ve afiyetler dilerim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.