Bir hastanenin hikayesi-1
Bu konuda daha önce bir yazı kaleme almış ve bu hastanenin Konya’mız açısından ve bulunduğu bölgeye verdiği hizmet açısından ne kadar önemli olduğundan bahsederek “hastanemiz kapanmasın” diyerek Konyalı iş adamlarımıza bir çağrıda bulunmuştuk. O günden bu güne yapılan çalışmalar meyvesini verdi ve Konya’da görev yapan bir doktorumuzun hastaneyi aldığını ve bu kurumun kısa zamanda yine Konya’mızın hizmetine sunulacağını haberini aldık.
Hastane işletmeciliğinin zor olduğunu, Konyalı iş adamlarımızın zora talip olup bu hastaneyi ayağa kaldıracağını belirtmiştik.
Öylede oldu.
Bu konuda çaba sarf edip emeği geçenlere teşekkür ederiz.
Ortopedi ve travmatoloji uzmanı Sayın Prof. Dr. Tunç Cevat Öğün bey zora talip oldu ve hastaneyi aldığını bir önceki gün hastanenin eski çalışanlarının bir kısmını hastaneye davet ederek duyurdu. Satış işleminin gerçekleşmesinin neticelenmesinden sonra isteyen arkadaşların yeniden hastanede görev yapabileceklerini bildirerek, hastanenin kapanmasından sonra işsiz kalan işçilerin yeniden iş umudunun yeşermesine sebep oldu.
Buraya kadar olan gelişmeler hepimiz adına gerçekten sevindirici gelişmeler.
Yalnız hastaneye kadar ümitle gelerek bu toplantıya katılan personelin yüzü anlaşılan o ki yine gülmemiş. Bize aktarılan bilgilere göre, yeni hastane sahibi sayın Tunç Bey’in personelle yapılan görüşmeler esnasında yaptığı konuşmada eskiye ait personel alacakları için “biz eski alacaklarınıza karışmayız” demeleri orada bulunan herkes üzerinde soğuk bir duş etkisi yaratmışa benziyor.
Bize yansıyan bilgilere göre hastanenin yeni sahipleri sadece hastane üzerindeki icraları ödeyerek yollarına devam etmek istiyorlarmış.
Biz herkesin ticari görüşüne saygı duymakla beraber, o hastaneye yıllarca emek vererek çalışmış ama başkaları gibi icra yolunu düşünmeyerek “ben kendi hastanemi nasıl icraya veririm “düşüncesi ile iyi niyet besleyip, alacakları konusunda icra yolunu seçmeyip, nasılsa bir gün benim hakkımı öderler diyerek iyi niyet besleyip bekleme yolunu seçen iyi kalpli emekçi insanların, daha işin başında emeğini görmezden gelmenin hiçbir iyi niyetle izahı ve açıklaması olamaz.
Yıllardır çalıştıkları emek verdikleri yuvalarına yeniden dönme umudu doğan bu insanları, yine yarı yolda bırakılarak mağdur edilmeleri yönünde yapılan bu açıklamalara aslında inanmak da istemiyoruz.
Biz dün bu hastanenin açılması konusunda nasıl çaba sarf etmiş isek, bu günde aynı çabayı emekçiler için istemek boynumuzun borcudur.
İşçi olmadan hiçbir şey olmaz,
İşçinin emeği ödenmeden hiç kimse rahat ve huzur bulamaz,
İşçinin emeği üzerine hiç kimse bina inşa edemez,
Hiç kimse işçinin emeğini görmemezlikten gelemez.
Son üç dört ay hiç para almadan, Hastanenin yeniden toparlanıp faaliyetine devam etmesi konusunda fedakarlık yapan bu insanları dinlemeden, hastane üzerinde bir tasarruf yapmaya çalışmak tamamen emeğe karşı saygısızlık olur.
Çünkü bu süreçte bir çok insan, bu fedakarlığı karşısında kart borcunu ödeyemediğinden, bankalar karşısında zora düştüler, bir çoğu ev kirasını ödeyemediği için evlerinden çıkarıldılar, bir çoğu yakın akrabalarından veya en yakın arkadaşlarından borç para alarak geçimlerini sağladılar. ileride paramı alırım da öderim diyerek borçlandılar.
Bunları, hastaneyi satan eski yöneticiler çok iyi bilirler.
Çünkü bir maaşını alamadığı için hastaneden ayrılan veya hastaneyi icraya veren çalışanları, o gün vefasızlıkla suçladıkları biliniyor. ama bize gelen bilgilere bakılırsa görüyorum ki şimdi kendilerine vefalı davranan çalışanlarına kendileri sırt dönmüşler, bana neci bir tavırla kendileri vefasızlık yapmaktalar.
Sanki hastanenin bu duruma gelmesinin sebebi işçilermiş gibi davranmak kimseye bir şey kazandırmaz. Hastanenin bu günkü duruma nasıl düşürüldüğünü aslında kamuoyu tam bilmiyor.
Kamuoyu; sanki Hastane yetersiz kaldı, zamana yenik düştü, teknolojiyi takip edemedi, hasta potansiyelini kaybetti, son zamanlarda Konya’ya açılan özel hastane sayısının artması hastaneyi olumsuz etkiledi ,konum itibari ile hastanenin bulunduğu yer sapa geliyordu gibi sebeplerden zarar ederek kapandığını zannediyor. . Halbuki bu sayılanların hiç birisi hastanenin ekonomik sıkıntıya düşmesinin gerçek sebeplerinden değil!
Nakiboğlu hastanesi Konya’nın ikinci özel hastanesi olup tam 12 yıldır Konya’ya hizmet veren çok ortaklı bir yapıya sahip olan bir hastane. Zaman içerisinde belli aralıklarla sıkıntılar yaşamış olmasına rağmen bu güne kadar ayakta kalabilmiş hizmetine bu günkü gibi hiç ara vermeden devam etmiş.
Öyleyse ne odluda bir anda hastane mali krize giriverdi?
Bunun sorumluları kimler?
Herhalde bu durumun sorumlusu işçiler değildir?
Bir sonraki yazımızda da bu konuları açıklamaya çalışacağız.
Belki bundan sonra işçilerin hakları konusunda bir gelişme olurda hak yerini bulur.
Bekleyip göreceğiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.